 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1981/38
K: 1981/417
T: 27.02.1981
DAVA : DSİ. Genel Müdürlüğü ile Yaşar, Ahmet, Ömer arasında çıkan davadan dolayı (Ankara 10. Asliye Hukuk Hakimliği)nce verilen 12.7.1979 gün ve 197-490 sayılı hükmü onayan dairenin 28.5.1980 gün ve 1333-1363 sayılı ilamı aleyhinde davacı avukatı tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı idare vekili davalılardan Yaşar'ın müvekkili idare hesabına İTÜ.nde öğrenim yaptığını, mecburi hizmetini ikmal etmeden 29.11.1976 tarihinde görevden ayrıldığını ileri sürerek kendisine yapılan masraafın bir misli fazlası ile toplam (29.830) liranın faiziyle birlikte davalılardan tahsilini dava etmiştir.
Davalı Yaşar, mecburi hizmetini ikmal ettikten sonra ayrıldığını, savunmuş duruşma diğer davalıların gıyabında yürütülmüştür.
Mahkemece 657 sayılı Devlet Memurları Yasasının 224. maddesi hükmüne dayanılarak, yükümlünün mecburi hizmetini ikmal etmiş olduğu gerekçesiyle dava reddedilmiş davacı idare vekilinin temyiz isteği üzerine hüküm dairemizin 28.5.1980 gün ve 980/1333 E., 1980/1363 K. sayılı ilamı ile onanmıştır.
Davacı idare vekili karar düzeltme isteğinde bulunmuştur.
Duruşmanın 12.7.1979 tarihli son oturumunda davacı vekili yükümlü ile aralarında kabul ve anlaşmaları olduğunu, davalının taksitler halinde borcun bir bölümünü ödediğini bildirerek buna dair muhasebe müdürlüğünün 30.11.1978 gün ve 106-5158 sayılı yazısını ibraz etmiştir. Sözü edilen yazıda burs giderlerinden (35.652) lira borçlu olan Yaşar bu borcu için (10.500) lira ödediği (25.152) lira bakiye borcu kaldığı ve başkaca bir ödeme yapmadığı belirtilmektedir.
Gerçekten davalı Yaşar'ın duruşmanın devamı sırasında davayı kabul etmiş ve bir kısım ödemede bulunmuşsa tarafların yeniden oluşan irade uyumu karşısında artık davalının kabulü ile bağlı tutulması gerekir. Subut derecesi ne olursa olsun kabul, iki taraftan birinin, diğerinin nitecesi talebine muvafakat etmesidir HUMK.nun 91. maddesi.
Öte yandan HUMK.nun 95. maddesi gereğince kabul, kati bir hükmün hukuki neticelerini hasıl edeceğinden, kabulden sonra alacağın varlığını araştırmaya ve delillerin tartışılmasına olanak yoktur.
Davacı vekili kabul ve anlaşma konusunu duruşma sırasında ileri sürdüğüne ve kabulün rızayı bozucu bir nedenle yapıldığı iddia edilmediğine göre, mahkemece sonradan ibraz edilen Yaşar'a ait 8.12.1977 tarihli dilekçe ve 10.3.1978 tarihli dilekçe ve 10.3.1978 tarihli taahhütname altındaki imtaların davalı Yaşar'ın eli mahsulü olup olmadığı usülen araştırmalı, imzanın adı geçen davalıya aidiyeti tespit edildiği takdirde, taleple bağlı kalınarak, 30.11.1978 tarih ve 106/5158 sayılı belgede davacı tarafından kabul edilen (10500) lira ödeme dava edilen (29.830) liradan indirilmek suretiyle bakiye (19.330) liranın davalılardan Yaşar'ın tahsiline karar verilmelidir.
Mahkemenin bu yönleri gözden uzak tutularak davalı Yaşar hakkındaki davayı reddetmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, davacı vekilinin bu yöne ilişen karar düzeltme isteği yerinde görüldüğünden dairemizin zuhule müstenik onama kararının kaldırılması ve hükmün bu noktadan bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dairemizin 28.5.1980 tarih ve 980/1333 esas, 1980/1363 karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına ve hükmün davalılardan Yaşar aleyhine olmak üzere davacı idare yararına BOZULMASINA peşin harcın istek halinde iadesine, 27.2.1981 gününde oybirliğiyle karar verildi.