 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1981/1273
K: 1981/1610
T: 08.07.1981
DAVA : Taraflar arasındaki davanın Edirne Asliye 2. Hukuk Hakimliğince görülerek mahkeme ilamında belirtilen gerekçelere binaen verilen 15.12.1980 tarih ve 72-460 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatı tarafından istenmiş olmakla, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir yolsuzluk bulunmamasına, özellikle davalının sözleşmeye aykırı davranması ve borçlarını ifada temerrüde düşmesi halinde Borçlar kanununun bu konuda alacaklıya tanıdığı haklardan davacıyı yoksun bırakan bir hüküm sözleşme ve eklerinde yer olmamasına, taraflar arasında son olarak kurulmuş olan 9.3.1979 günlü sözleşmenin eki şartnamenin 15. maddesinde teslim edilmeyen ham çiçek yağlarının bedelinin günün resmi hem yağ fiatları üzerinden hesaplanarak alıcı firmadan tahsil edileceğinden söz edilmesi, bedelin hesaplanma usulüne yönelik olmasına, bu cümlenin ve genel olarak 15 inci maddenin davacının sözleşmeyi fesih etmek veya davalının yüklenmiş olduğu edimi aynen ifayı talep etmek hakkını ortadan kaldıran bir anlam taşımamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2 - Dava, taraflar arasında 13.12.1977 tarihi ile 9.3.1979 tarihi arasında çeşitli tarihlerde kurulmuş olan ayçiçeği tohumlarının ham yağa dönüştürülmesine ait sözleşmeler gereğince davalının teslim etmesi gereken yağdan 9.4.1979 tarihi itibariyle noksan teslim ettiği 1.900.476 kgr. ham yağın aynen teslimi isteğine ilişkindir.
Uyuşmazlık konusu sözleşme eser sözleşmesidir ve karşılıklı edimleri havi bir sözleşmedir. Sözleşme hükümlerine ve tesellüm ettiği ayçiçeği miktarına göre davalının bakiye 1.900.476 kg. yağ teslimine ilişkin borcunun muaccel olduğu anlaşılmıştır.
Bundan sonra davacı Borçlar Kanununun 106. maddesine uygun olarak 10 günlük ek süreyi havi 6.11.1979 günlü ihtarnameyi göndermiştir. Ek süre tayini borcu aynen ifa etmesi için yasanın borçluya verdiği son bir imkandır ve olayda alacakla mevkiindeki davacının yetkisini kullanarak davalıya böyle bir olanağı tanımasına sözleşme hükümeleri engel değildir. Fakat davalı 10 günlük ek süre içinde istenen ham yağı teslim etmediğinden davacı Borçlar Kanunun 106 - 108. maddelerinde düzenlenmiş olan yetkileri kullanma hakkına sahip olmuştur. Başka ifade ile davacı bundan sonra borcun aynen ifasını ve gecikmeden doğan zararın tazminini veya aynen ifadan vazgeçerek borcun ifa edilmemesinden ileri gelen tazminatı isteyebilir veya sözleşmeyi fesih edebilir.
Davacı ek süreyi verdiği söz konusu ihtarnamenin 4 numaralı bendinde aynı zamanda, yağların teslim edilmemesi, başka deyişle, borcun aynen ifa edilmemesi halinde sahip olduğu yetkiyi ne yolda kullanacağını da açıklamış ve bu durumda teslim edilmeyen yağın karşılığı olarak zarar ziyan isteğini davalıya bildirmiştir. Bu bir ifadan vazgeçme beyanıdır ve davacı bu beyanı ile bağlıdır. Davacı bundan sonra artık kararından dönerek aynen ifayı isteyemez. Çünkü yasakoyucu 106. maddede ek süre içinde borcun ifa edilmemesi halinde aynen ifadan vazgeçen alacaklının bunu derhal borçluya bildirmesini istemektedir ve böyle bir bildirim ile kesin bir durumun meydana gelmesi gerekir. çünkü ancak bu yolla alacaklının sözleşme konusu eşyanın fiatının düşmüş veya yükselmiş olmasına göre davranmak suretiyle borçlunun zararına kazanç elde etmesi önlenebilir. Şu halde davadan 3 ay kadar önce çektiği ihtarname ile ek süreden sonra ifa değil tazminat istemiş olan davacının, artık bakiye ham yağın aynen teslimini değil borcun ifa edilmemesi nedeniyle zarar ziyan olarak bu miktar yağın 6.11.1979 günlü ihtarnamede yazılı 10 günlük sürenin ihtarnamenin muhataba tebliği tarihine göre son bulduğu tarihteki resmi satış fiatı üzerinden bedeli tutarını istemeye hakkı vardır. Esasen davalı da savunmasında davacının aynen ifayı değil teslim edilmeyen yağ miktarının bedelini isteyebileceğini ve bu bedeli vermeye hazır olduğunu 13.6.1980 günlü oturumda kabul etmiştir.
Mahkemenin bu yönleri gözden uzak tutarak, teslim edilmemiş yağın bedelinin ödenmesi yerine ham yağın aynen teslimine karar vermesi doğru değildir. Kararın bu nedenlerle bozulması gerekir.
SONUÇ : Yukarıda 1 inci bentte yazılı nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine ve kararın 2 nci bentte açıklanan nedenlerden BOZULMASINA,(...) 8.7.1981 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
1- İki numaralı bentte yazılı bozma sebebine aynen iştirak edilmiştir.
2- Sözleşme eki şartnamenin 15. maddesi hakkındaki bir numaralı bentteki ekseriyet görüşü yerinde değildir.
Çünkü, bir akdin mevzuu, kanunun gösterdiği sınır dairesinde serbestçöe tayin olunacağı; ahlaka, umumi intizama, şahsi hükümlere, müteallik haklara mugayir bulunmadıkça mukavelelerin muteber olacağı Borçlar Kanunu'nun 19. maddesi gereğidir. Taraflar, serbest irade ile yaptıkları sözleşmelere harfiyen uymak mecburiyetindedirler. Aksi görüş, hukukun akit serbestisi prensibini bertaraf etmek olur. Şu halde taraflar sözleşme eki 15. maddeye uymak mecburiyetindedirler. Bu madde açık bir şekilde, teslim edilmeyen ham ayçiçeği yağlarının bedelinin günün resmi ham yağ fiyatları üzerinden hesaplanacağını tesbit etmiştir. Bu açık hüküm karşısında, artık aynen teslimini istemek mümkün değildir. Bu itibarla bozma kararına bu maddenin de eklenmesi reyindeyim.