 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E:1981/3764
K:1981/4700
T:06.07.1981
- YUNAN UYRUKLU - AYNIYLA KARŞILIK
- SATIŞ VAADİ
- TEMSİL
ÖZET: Bakanlar Kurulu, 1062 sayılı Yasayla verilen yetkiyi kullanarak Yunan uyruklu kişilerin Türkiye'deki taşınmazları üzerindeki mülki yel hakkının devir ve temlikini yasaklamış olup, hisselerinin satışını vaadeden kişiler de Yunan uyrukludur. Taraflar tapuda yapamayacakları ferağ işlemini, kazai yoldan sağlamak amacıyla noterde satış vaadi sözleşmesi düzenletip dava açılması yoluna gitmiş olmakla davalı vekilinin davayı kabul etmesi hukukça bir değer taşımaz.
Vekil aracılığıyla yapılan sözleşmeden doğan alacak ve borç, temsil olunana ait olmakla husumet vekile değil temsil olunana yöneltilmelidir.
(1062 s. Mukabelei Bilmisli K m. 1)
(818 s. BK m. 213, 32, 386)
Davacı Lastik ve Satış AŞ. ile davalı İbrahim arasındaki satış vaadine müstenit satışa icbar ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda; davanın kabulüne mütedair, temyiz edilmemek suretiyle kesinleşen hükmün Usulün 427. maddesi gereğince Kanun yararına bozulması C. Başsavcılığı'nın 6.5.1981 tarih ve 14 sayılı yazısı ile istenilmiş olmakla dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü,
1 - Yunan Hükümeti'nin Türk Vatandaşlarını Yunanistan'da zarara uğratmış bulunan her çeşit tedbir ve muamelelerine karşılık olmak üzere, 1062 sayılı Kanunun 1. maddesine dayanılarak çıkarılan, Bakanlar Kurulunun 2.11.1964 tarih ve 6/3801 sayılı kararının 1. maddesi ile Yunan Uyruklu şahısların Türkiye'deki gayrimenkulleri üzerinde mülkiyete ve mülkiyetin gayrı ayni haklara ilişkin bilcümle temliki tasarruflarının durdurulması. öngörülmüş ve 9. maddesi ile de "bu hususun mahkemelerle sair adli ve idari merciler tarafından göz önünde bulundurulması ve bu kararname hükümlerine aykırı düşecek muameleler tesbit olunduğu takdirde derhal mahalli maliye dairesine bildirilmesi" belirtilmiştir.
Tarafların tapuda yapamayacakları ferağ işlemini, kaza? yoldan sağlayabilmek amacını güderek noterde satış vaadi sözleşmesi düzenletip dava açılması yoluna gittikleri ve taşınmazdaki hisselerini satış vaadinde bulunan kişilerin Yunan Uyruklu oldukları dosya münderacatından anlaşılmaktadır.
Bakanlar Kurulu, 1062 sayılı Kanunla verilen yetkiyi kullanarak Yunan uyruklu kişilerin Türkiye'deki gayrimenkulleri üzerindeki mülkiyet hakkının başkasına devir ve temlikini yasaklamış bulunduğuna göre davalı vekilinin "davayı kabul ettiğini" bildirmesinin hukukça bir değer taşımayacağı göz önünde tutularak davanın reddi gerekirken yazılı nedenlerle kabulüne karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır.
2 - Vekil aracılığı ile yapılan sözleşmelerde, sözleşmenin hukuki sonuçları temsil olunana geçer; temsil olunan için alacak ve borç doğar. Bu itibarla olayda, husumetin sözleşmeyi yapan vekile değil, adlarına satış vaadinde bulunulan gayrimenkul maliklerine yönetilmesi gerektiğinin düşünülmemesi de isabetsizdir.
Sonuç :Yukarıda belirtilen nedenlerle C. Başsavcılığı'nın temyiz itirazının kabulü ile hükmün HUMK.nun 427. maddesi uyarınca hukuki neticesine etkili olmamak üzere kanun yararına (BOZULMASINA), kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığı'na gönderilmesine, 6.7.1981 gününde oybirliğiyle karar verildi.