 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1981/6775
K: 1981/7318
T: 17.11.1981
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı Nevin ve M. Fazıl taraflarından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1 - Davacı, davalıların miras bırakanlarının, 10 dekar taşınmaz mallarını, üzüm çubuğu dikip yetiştirmek ve sonra yarıyarıya paylaşmak üzere kendisine verdiğini, üzüm çubuğu dikip yetiştirdiğini, ne var ki, gerek miras bırakanın ve gerekse davalı mirascıların yarı payı vermediğini ileri sürerek yaptığı giderler nedeniyle 75.000 liranın davalılara ödetilmesi çin istemde bulunmuştur. Davalılar Ayşe, Fatma ve Mustafa, davacının tasarruf edip üzümlerin gelirini aldığını, kendilerine birşey vermediğini savunup davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, istem doğrultusunda ödetmeye karar verilmiş, hüküm davalılar Mustafa ve Nevin tarafından temyiz edilmiştir.
2 - Davacı, miras bırakana ait olup da davalılara miras yoluyla geçen taşınmaza yaptığı giderlerin ödetilmesini istemiştir. Bir davada, ileri sürülen olguları belirlemek, hukuksal yönden nitelemek, uygulanacak yasa hükümlerini arayıp bulmak, hakimin doğrudan görevi gereğindendir (HUMK. m. 76). Somut olayda davacı, giderler için istemde bulunduğuna göre, sorunun MK. m. 907 uyarınca tartışılması ve çözüme bağlanması gerekir. Şöyle ki MK. m. 907'e göre, iyi inançlı zilyet, yalnızca zorunlu ve yararlı giderlerin ödenmesini istiyebilir. Gelgelelim, nesnenin geri verilmesi (şeyin iadesi) davacı kendisine yöneltilen iyi inançlı zilyede, yaptığı zorunlu ve yararlı giderler ödeninceye değin nesneyi geri vermekten kaçınma hakkı tanındığı için, geri vermek istenmedikce zilyet, giderim alacağına dayanamaz. Böyle olunca da, iyi niyetli zilyet, nesnedeki zilyedliği devam ederken giderleri bağımsız bir davaya konu yapamayacağı gibi kendisene yalnızca bu giderler ödeninceğe değin nesneyi geri vermekten kaçınma hakkı tanındığından, mal için açılan dava üzerine karşılık dava yolu ile de zorunlu ya da yararlı giderlerden doğan alacağın ödetilmesini istiyemez. Eğer iyi inançlı zilyet nesnenin geri verilmesi davasında, zorunlu ya da yararlı giderler için kaçınma hakkını kullanmamış ve sonuçta nesne elinden alımışsa, bu olasılıkta, zorunlu ya da yararlı giderlerden ötürü giderim için dava açabilme olanağına sahiptir.
Somut olayda, davacının gider yaptığı taşınmazı elinde bulundurduğu, dosya kapsamından, özellikle dava dilekçesinnin içeriğinden anlaşılmaktadır. Kaldı ki, davada, taşınmazın elinden alındığı, oradan çıkarıldığı ileri sürülüp kanıtlanmış da değildir.
Yukarıdan beri yapılan açıklamaların ışığında belirtmek gerekir ki, taşınmazı elinde bulunduran davacının, giderlerden doğan alacağının ödetilmesini bağımsız bir dava olarak ileri sürmesinin, yasal dayanağı yoktur. Öyleyse temyiz edenlere ilişkin olarak davanın reddine karar verilmelidir.
Yerel mahkemenin tüm bu yönleri gözetmemesi, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, hükmün, temyiz eden davalılar Mustafa ile Nevin'in yararına BOZULMASINA 17.11.1981 gününde oybirliği ile karar verildi.