 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E:1981/6627
K:1981/7355
T:17.11.1981
- TAŞINMAZ MAL SATIMI (YÜZÖLÇÜMÜNÜN EKSİK ÇIKMASI)
- ÖDENCE
- TAPULAMADA HATA
- İYİ NİYET
* ÖZET:1 - Tersine sözleşme olmadıkça; satılan taşınmaz satış sözleşmesinde yazılı ölçü tutarım kapsamıyorsa satıcı eksiği için alıcıya ödence vermekle yükümlüdür.
2 - Satılan taşınmaz kamusal bir ölçüme dayanılarak, kütüğe yazılı ölçü tutarını kapsamıyorsa satıcı, özellikle garanti etmiş olmadıkça ödence ile yükümlü değildir.
3 - Mahkemece taşınmaz yüzölçümünün gerçekte ne olduğu, tapulamada bu yönden hata yapılıp yapılmadığı saptanmalıdır.
4 -. Dava konusu taşınmazın davalı tarafından belediyeden satın alınması sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.
5 - Davalının iyi niyetli olup olmamasının bu davada önemi yoktur.
(818 s. BK m. 215)
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü
1 - Davacı, davalıdan metrekaresi 6 liradan satın aldığı 273875 m2. yüzölçümünde olan taşınmazın gerçekte 167000 m2. çıktığını ileri sürerek 641.250 liranın geri verilmesi için istemde bulunmuştur. Davalı, bu taşınmazı 273875 m2. olarak Çerkezköy Belediyesi'nden satın aldığını, iyi niyetli bulunduğunu, kütükteki yanlışlıktan ötürü sorumlu olmadığını savunup davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, savunma doğrultusunda davanın reddine karar verilmiş, davacı hükmü temyiz etmiştir.
2 - Yanlar arasında savsandığı gibi taşınmazı konu alan satım sözleşmesi ilişkisi kurulduğunda, çözümü gereken bir uyuşmazlık yoktur ve tapu kütük memurluğundan gelen yazı içeriği de bu yönü desteklemekten Çerkezköy Tapu Sicil Muhafızlığı'nın 16.6.1981 gün ve 306 sayılı yazısına göre, davalının davacıya sattığı taşınmazın yüzölçümü 273875 m2. dir. Tapulama komisyonunun 3.5.1979 gönlü tavzih kararından da anlaşıldığı üzere tapulamada ilkin bu taşınmazın 273875 m2. olarak saptamış, ne var ki, sonradan 167000 m2. Yüz ölçümünde bulunduğu belirlenmiştir. Çerkezköy Tapun Sicil Muhafızlığı'nın yukarıda anılan yazısında da, yüzölçümünün tavzih kararı" doğrultusunda düzeltildiği açıklanmıştır. davalı vekilinin 4.6.1981 gönlü yanıt dilekçesinde (m. 2) ise, hatayı kadastronun yaptığı, tapulama esnasında tapulama teknisyenlerince yapılan ve tapu sicillerine hatalı olarak kaydedilen kayıtlardan dolayı Maliye Hazinesinin sorumlu olacağı ileri sürülmüştür.
Bir davada, dayanılan olguları belirlemek, hukuksal yönden nitelemek ve de uygulanacak yasa hükümlerini arayıp bulmak hakimin görevi gereğindendir (HUMKm. 76). Somut olayda BKm. 2 15/1 uygulama alanı bulmaktadır. Bu yasa hükmü gereğince, tersine sözleşme olmadıkça, satılan taşınmaz, satış sözleşmesinde yazılı ölçü tutarını kapsamıyorsa satıcı, eksiği için alıcıya giderim ödenek vermekle yükümlüdür. Yukarıda anılan hükmün 2. fıkrasına göre, satılan taşınır kamusal bir ölçüme dayanılarak kütüğe yazılı ölçü tutarını kapsamıyorsa satıcı, özellikle garanti etmiş olmadıkça, giderimle yükümlü değildir.
Öyleyse, davacının satın aldığı taşınmazın kamusal bir ölçüme dayanılarak yüzölçümü tutarının kütüğe yazılmış olup olmadığı, "Çerkezköy Tapu Sicil Muhafızlığı'ndan" sorulmalı ve taşınmazın tapu kütüğüne yazılı ölçü tutarı kamusal bir ölçüme dayanmadığı saptanırsa, bu durumda, davalı satıcı BKm. 215/1 gereğince sorumlu tutulmalı, eğer kamusal bir ölçüme dayandığı ortaya çıkarsa davanın reddine karar verilmelidir.
Önemle vurgulu yalım ki, tapu kütük memurluğundan alınacak yanıtta, taşınmazın tapu kütüğüne yazılı ölçü tutarının kamusal bir ölçüme dayanmadığı bildirilir ise, bu olasılıkta davalının ileri sürdüğü savunmanın da incelenmesi gerekir. Çünkü, tapulama komisyonunun "tavzih kararı" üzerine yüz ölçümü düzeltilmiştir. davalı, "kadastronun, tapulama teknisyenlerinin hata yaptığını, sicile hatalı olarak geçirildiğini" ileri sürmüştür. Davalı taşınmazı satıp bir ilişkisi kalmadığı için, "tavzif kararına" düzeltmeye karşı başvuruda bulunması olanağına sahip değildir. Bu nedenle, mahkemece, taşınmaz yüzölçümünün gerçekte ne olduğu. tapulamada bu yönden "hata" yapılıp yapılmadığı uzman bilirkişi kurulu aracılığı ile saptanmalı böylece ortaya çıkacak ölçü tutarı, davalının satışı sırasındaki tapu da yazılandan az olduğu anlaşılırsa, aradaki fark gözetilerek davacı yararına belirlenecek giderimin ödettirilmesine karar verilmelidir Eğer, bilirkişi incelemesi sonunda taşınmazın 273875 m2 olduğu, tapulamada "hata yapıldığı" düzeltmenin ve dayanağı "tavzih kararının" yanlış olduğu anlaşılırsa, işte bu durumda davanın reddine karar verilmelidir.
Ayrıca şu yönlere de değinmekte yarar vardır: Davalının, dava konusunda geçen taşınmazı belediyeden satın alması, sözleşmeden kaynaklanan ve davacı alıcıya karşı olan sorumluluğunu ortadan kaldıramaz. Davalının alıcı olarak satıcı belediye ile yaptığı satım sözleşmesinden doğan kişisel bir hakkı varsa, yalnızca satıcısına karşı ileri sürebilir. Yoksa, bu hakka tutunarak davacının durumunu etkileyemez. Üstelik, davalının belediyeden taşınmazı satın almasından iyi niyetli olması da, BKm. 215' den kaynaklanan sorumluluktan kurtulmasına yol açmaz. Kısacası, davalının iyi niyetli olup olmamasının bu davada önemi yoktur. Öte yandan, MKm. 917 uyarınca davacının Hazineye dava açmaya zorlanması da asla söz konusu olamaz. Çünkü, yukarıda da belirtildiği üzere, mahkemenin yaptıracağı bilirkişi incelemesi sonunda, davacıya satılan taşınmazın gerçekte satış sözleşmesinde yazılı ölçü tutarını kapsadığı, yani yüzölçümünün 273875 m2. olduğu ortaya çıkarsa, tapulamada "hata yapıldığı", "tavzih kararının hatalı bulunduğu" belirlenirse, böyle bir durumda, davalının BKm. 215/l' den kaynaklanan sorumluluğu gerçekleşmeyeceği için, davanın reddine karar verilecektir. Öyleyse, MKm. 917'den de söz edilip davanın reddedilmesinin yasal dayanağı yoktur.
Yerel mahkemece, tüm bu yönlerin göz ardı edilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
Sonuç : Yukarıda açıklanan nedenlerle, hükmün davacı yararına (BOZULMASINA), istek olursa peşin harcın iadesine 17.11.1981 gününde oybirliği ile karar verildi.