 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1981/6611
K: 1981/7344
T: 17.11.1981
DAVA : Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1) Davacı, davalı avukatın Artvin İcra Memurluğunun 1978/111 sayılı dosyası ile giriştiği icra kavuşturması nedeniyle 37942 lirayı aldığını oysa avukatlık ücretinin 10129 lira bulunduğunu ileri sürerek 27812 liranın geri verilmesini istemiştir. Davalı sava karşı çıkmış ve davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı yanca temyiz edilmiştir.
2) Dosya içeriğine göre, davacının, davalı tarafından Artvin İcra memurluğunun 1978/111 sayılı dosyası ile yapılan icra kovuşturması nedeniyle fazladan ödediğini savladığı 27812 liranın geri verilmesi için istemde bulunduğu ve icra kovuşturmasının dayanağı da avukatlık ücret sözleşmesi oluşturduğu, davacının icra giderleriyle birlikte icraya 37942 lira yatırdığı saptanmıştır.
Davalının dayandığı avukatlık ücret sözleşmesinde "kazanılan paranın % 25'i dava sonunda muaccel olacaktır" yolunda hükme yer verildiği gözlemlenmektedir. Böylece "kazanılan para" sözleriyle, davanın sonucuna katılma yolunda bir anlaşmanın yanı sıra, davalı avukatın başarısına göre değişen bir orantı belirlenmemesinden, % 25 üzerinden avukatlık ücretinin kararlaştırılmasından ötürü, bu sözleşmenin 1136 sayılı Avukatlık Yasası, md. 164/II, III'e aykırı düzenlendiğinin yasanın buyurucu hükümlerinin çiğnendiğinin kabulü gerekir. O nedenle bu sözleşme geçersiz olup, sonuç doğurmaz. Bu durum karşısında, geçersiz sözleşme uyarınca davalının giriştiği icra kovuşturması ile avukatlık ücretini davacıdan alması, dayanaksız kalmaktadır. Burada yapılacak iş şu olmalıdır: Davalı avukatın ücreti, asgari ücret tarifesine göre belirlenmeli ve bu tutar icra yoluyla davacıdan aldığı ücretten az ise indirilmeli ve arta kalan için ödetmeye karar verilmeli, ne var ki, davacının kabulü de gözetilmeli ve ortaya çıkacak uygun sonuç çerçevesinde uyuşmazlık çözüme bağlanmalıdır.
Yerel mahkemenin tüm bu yönleri gözardı etmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, 17.11.1981 gününde oybirliğiyle karar verildi.