 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1981/5738
K: 1981/6690
T: 22.10.1981
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi,gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1- Davacı, yanlar arasında kurulan sözleşme ilişkisi uyarınca, davalının Ocak/1979 gününde R. 1330tip SW karoser ve 1979 modeli bir Renault Otomobilin teslimini yükümlendiği halde gününde teslim yapılmadığını, gönderilen uyarmanın bir sonuç vermediğini, bunun üzerine sözleşmenin bozulduğunu, böylece teslim günündeki otonun satış fiyatı ile giderim hakkının doğduğu 15.7.1980 günündeki satış fiyatı arasındaki fark kadar zarara uğradığını ileri sürerek 200.000 lira giderimin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı ise bir yanıt sunmamış ve duruşmaya da gelmemiştir. Mahkemece 42.700 liranın ödetilmesine karar verilmiş ve hüküm yanlarca temyiz edilmiştir.
2- Dava, hukuksal nitelikce, taşınır satım konusu otonun, teslim edilmemesi ve böylece davalı satıcının temerrüdü nedeniyle uğranılan zararın giderimi istemine ilişkindir. Dosyadaki yazılarla belgelere göre, yanlar arasında taşınır satımı (BK.m. 182, 184)konusunda bir sözleşme ilişkisi kurulduğunda mahkemece çözümü gereken bir uyuşmazlık yoktur. Davacının 80.000 lira peşin ödeme yaptığı, Ocak 1979 günü geçtiği halde, davalının sözü edilen otoyuteslim etmediği ve 28.3.1980 gününde davalıya ulaşan 21.3.1980 günlü uyarmada davacının 15 günlük önel belirleyerek otonun teslimini istediği, davalının, uyarmaya karşın edimini yerine getirmediği, 17.7.1980 gününde davalıya ulaşan uyarma ile de davacının bütün kanuni sair haklarımız mahfuz kalmak üzere" 80.000 liranın geri verilmesi için istemde bulunduğu dosyanın içeriğinden anlaşılmıştır. ÜstelikAdapazarı 2. İcra Memurluğu'nun 980/2936 sayılı dosyası ile yapılan icra kovuşturması sonucu davacının, 80.000 lirayı davalıdan geri aldığı saptanmıştır.
Tam iki yanlı (karşılıklı) sözleşmelerde borçlu temerrüdü durumunda, alacaklıya BK.m. 106 ile seçimlik hak (yetki) tanınmıştır. Satımın da, tam iki yanlı bir sözleşme olduğunda ise duraksamaya yer yoktur. O nedenle; davacı, alıcı, davalı satıcının otonun teslimindeki temerrüdü nedeniyle BK.m. 106'daki seçimlik haklardan birini özgürce kullanabilir. Şöyle ki: a) Edimin (borcun) aynen yerine getirilmesini ve gecikmeden ötürü uğradığı zarar giderimini istemek, b) Edimin aynen yerine getirilmesini reddederek, uğradığı olumlu (müsbet) zarar giderimini istemek, ya da c) Edimin aynen yerine getirilmesini reddederek sözleşmeden dönmek ve olumsuz (menfi) zarar için giderim isteminde bulunmak.
Önemle vurgulayalım ki, satıcının temerrüdü, ayrık durumlar dışında, BK.m.106 vd. hükümlerine bağlıdır (Bkz.Prof.Dr.Haluk Tandoğan, Borçlar Hukuku, Özel Borç ilişkileri, C.I, Yıl: 1974. sh. 82. vd.).
Somut olayda; davalı satıcı, Ocak/1979 gününün geçmesine karşın otoyu teslim etmemiştir. Gönderilen uyarmaları da yanıtsız bırakmıştır. Bu dava da savunma ileri sürmediği gibi duruşmayı da izlememiştir. Herne kadar sözleşmenin 4. maddesindeki koşulların oluşması durumunda, davalıya teslim gününü uzatma yetkisi tanınmışsa da, davalı, Ocak/1979 günü geçtiği halde bu yetkinin gereklerinin oluştuğunu bildirerek teslim gününü uzattığını asla bildirmiş değildir. O kadar ki, uyarmalara karşın, sözleşmenin 4 maddesine dayanmadığı gibi bu davada da yanıt vererek anılan hükümdeki yetkinin doğduğunu ileri sürmemiştir. Şu durum karşısında, davalının 4. maddeye temyiz aşamasında dayanmaya hakkı yoktur. Duruşmada ileri sürülmiyen bir yönün temyiz incelemesine konu yapılmıyacağı da çok belirgindir.
Öyleyse, davalı satıcının temerrüde düştüğü kabul edilmeli ve sorun buna göre tartılıp uyuşmazlık çözüme bağlanmalıdır. Şöyle ki; davacı alıcı, BK.m. 106'dan kaynaklanan yetkisini sözleşmeden dönme yolunda kullanmıştır. O nedenleolumsuz (menfi) zararını istiyebilir. Alacaklı, belirlenen süre sona erince gecikmeksizin (derhal) edimin yerine getirilmesinden vazgeçtiğine ve sözleşmeden döndüğüne ilişkin olarak borçluya ulaştırdığı bildirimle bu seçimlik hakkını kullanır. Ne var ki, davacı,belirlenen süre sona erer ermez, yani gecikmeksizin vazgeçme bildiriminde bulunmamıştır. Gelgelelim, böyle bir durumda bile alacaklı borçluya yeniden ikinci bir süre belirler ve gecikmiş edim bu süre sonunda yerine getirilmezise gecikmeksizin (derhal) edimi aynen istemekten vazgeçtiğine ilişkin bildirimde bulunarak sözleşmeden dönme yetkisini kullanabilme olanağına yeniden kavuşmuş olur. Somut olayda davacının 28.3.1980 gününde davalıya ulaşan 21.3.1980 günlü uyarma ile otonun teslimi için 15 günlük önel belirlediği ve tersi durumda ise zamlardan kendisinin sorumlu olacağını bildirdiği anlaşılmıştır. Böylece davacının, yeniden önel vererek otonun teslimini istemesinin yanı sıra süre sonunda sözleşmeden dönmeyi yeğlediği, uyarmada kullanılan sözlerinin tümünün birlikte değerlendirilmesiyle saptanmıştır. Öyleyse, davacının 15 günlük süreninsonu 12.4.1980 gününde sözleşmeden döndüğünün kabulü gerekir.
Sözleşmeden dönen davacı, olumsuz (menfi) zarar için giderim istiyebilir. Kural olarak, eğer davalı sözleşmede belirlenen günde otoyu teslim etsede davacının ödeyeceği satış parası ile davalının temerrüdü üzerine davacının sözleşmeden döndüğü gündeki aynı nitelikteki otoyu satın alması için ödemesi gereken satış parası arasındaki fark kadardavalının malvarlığı azalacağından, anılan bu fark tutarı davacının uğradığı olumsuz zararı oluşturur. Durum böyle olmakla birlikte, Yurdumuz genelinde uzun bir süredir var olan ve giderek hızlanan enflasyonun oto fiyatlarına yol açtığı artış gözetilerek, davacının sözleşmeden dönmeyi yeğlemesine karşın uzun bir süre beklemesi, MK.m. 2 ile bağdaşmayacağı gibi, BK. m. 44 anlamında birlikte kusur sayılmalıdır. O nedenle davacının olumsuz zararını belirlemek için mahkemece yapılacak iş şu olmalıdır. Uzman bilirkişi aracılığı ile somut olaydaki durum ve koşulların özelliğine, olayların normal akışına, dürüstlük ve doğruluk kurallarına, tecimsel yaşamın isterlerine göre, davacının engeç hangi günde sözleşmeden dönmesi gerektiği saptanıp dava konusunda geçen otonun kararlaştırılan teslim günündeki fiyatı (satış parası) ile sözleşmeden dönülmesi gereken gündeki aynı nitelikteki otonun fiyatı (satış parası)arasındaki fark bulunmalı ve istemle bağlı kalınarak böylece belirlenecek fark tutarının davacı yararına ödetilmesine karar verilmelidir.
Yerel mahkemenin tüm bu yönleri gözetmemesi, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
3- Yukarıdan beri yapılan açıklamaların ışığında, davalının yerinde görülmeyen temyiz itirazları ise reddedilmelidir.
SONUÇ : Bu duruma göre, davalının temyiz itirazlarının (REDDİNE), hükmün iki numaralı bentde açıklanan nedenlerle davacı yararına (BOZULMASINA), istek olursa peşin harcın iadesine 22.10.1981 gününde oybirliğiyle karar verildi.