 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1981/5650
K: 1981/6248
T: 01.10.1981
DAVA : Taraflar arasındaki iptal davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1. Davacı, miras bırakanın eşi (H.) ile davalı arasında yapılan sağlığınca bakma sözleşmesnin biçim eksiliği nedeniyle "iptaline" karar verilmesini istemiştir. Davalı, sava karşı çıkmış ve davanın reddini dilemiştir. Mahkemece istem doğrultusunda karar verilmiş, davalı, hükmü temyiz etmiştir.
2. Dava, miras bırakan ile davalı arasında düzenlenen sağlığınca bakma sözleşmesinin biçim eksikliği nedeniyle (iptaline) geçersizliğine karar verilmesi dileğine ilişkindir. Davada sözü edilen sözleşme örneği dosyada olup 8.12.1965 günlüdür. Davacının miras bırakanın 6.7.1970 gününde öldüğü, dosyadaki veraset belgesi örneği ile bellidir.
Borçlar Yasası, Md. 512'ye göre kural olarak sağlığınca bakma sözleşmesinin varlık kazanabilmesi için, miras sözleşmesi biçiminde yapılması gerekir. Somut olayda miras bırakan ile davalı arasında kamusal biçime uygun olarak sağlığınca bakma sözleşmesinin yapılmadığı anlaşılmaktadır. Ne var ki sağlığınca bakma sözleşmesi, karşılıklı ve yaşama süresince bakımı gerektiren ve raslantıya, (tesadüfe) bağlı bir sözleşmedir. Gerçekten sözleşme ile sağlığınca bakma, sağlığınca bakılana yaşama süresince bakım ve özen göstermek borcu altına girmesi gerekir ki, rastlantıya bağlı öğe işteburadadır. Somut olayda bakım alacaklısı 6.7.1970 gününde ölmüştür. Bu dava 30.9.1980'de açılmıştır. Bakım borçlusu davalının bakım ve özen gösterme borcunu yerine getirmediği savlanmış değildir. Üstelik sağlığınca bakılan miras bırakan da ölümüne değin böyle bir sav ileri sürmemiştir. Öyleyse bakım alacaklısının ölümüne değin davalının bakım ve özen gösterme borcunu yerine getirdiğinin kabulü gerekir. Kaldı ki, mirascı, bakım alacaklısı miras bırakanın ölümünden sonra bakım borçlusunun yukarıda anılan borcunu yerine getirmediğini ileri süremez. Şu duruma, bakım alacaklısının sağlığında biçim eksikliğini ileri sürmemesine, davalının bakım ve özen gösterme borcunu yerine getirmesine göre mirasçı davacının, aradan 10 yıla yakın bir süre geçtikten sonra sağlığınca bakma sözleşmesinin biçim eksikliğinden ötürü değersiz bulunduğunu ileri sürmesi, M.K. Md. 2'deki doğruluk ve dürüstlük kuralları ile asla bağdaşamaz. Hakim az önce sözü edilen bu yasa hükmünü ise görev gereği doğrudan gözetmekle yükümlüdür. Öyleyse davanın reddine karar verilmelidir.
Yerel mahkemenin tüm bu yönleri gözardı etmesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulmasını gerektirir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA (...) 1.10.1981 gününde oybirliğiyle karar verildi.