 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1981/5583
K: 1981/6152
T: 30.09.1981
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1 - Davacı, davalıların satın ve teslim aldıkları fıstık ve bademlerin satış parasını vermediklerini ileri sürerek 166.110 liranın ödetilmesi için istemde bulunmuştur. Mahkemece, davalıların yetki itirazını benimseyip yetkisizliğe karar verilmiştir. Davacı, hükmü temyiz etmiştir.
2 - Dava, satım parasının davalılara ödetilmesi dileğine ilişkindir. Yanlar arasında böyle bir sözleşme ilişkisi kurulduğunda bir uyuşmazlık yoktur. Davacının yerleşme yerinin Gülnar olduğu da, dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
a) Dosya içeriğine göre, davalıların, yasaca (HUMK.md 195) belirlenen 10 günlük yanıt süresinde, yetki itirazını ileri sürmedikleri saptanmıştır. Oysa, yetki itirazının benimsenmesi, bu süre içinde ileri sürülmesine bağlıdır. Yasaca belirlenen süreler ise kesindir. O nedenle de, yetki itirazı 10 günlük yanıt süresinde ileri sürülmezse bu hak düşer (HUMK. md. 163). Böyle olduğu için de, hakem, bu yönü doğrudan, görevi gereği gözetmekle yükümlüdür. Şu durum karşısında, mahkemece yetkisizliğe karar verilmesi, yasaya aykırıdır.
b) Sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda, sözleşmenin (borcun) yerine getirileceği yer mahkemesinde de dava açılabilir (HUMK. md. 10). Sözleşmenin (sorun) yerine getirileceği yer, öncelikle, yanların açık ya da ötürülü (zımni) isteğine göre belirlenir. Tersi durumda ise, sözleşmenin yerine getirileceği yer, BK. md. 73 uyarınca saptanır. Öyle ki, davanın konusu sözleşmeden doğan bir para borcu olup da, sözleşmede tersi kararlaştırılmamış idiyse, bu para borcu, alacaklının ödeme zamanında yerleşme yerinde (ikametgahında) ödenir (BK. md. 73/I). Eş deyişle bu para borcunun yerine getirileceği yer, alacaklının yerleşme yeridir. Durum böyle olunca alacaklı, bu para borcunun ödenmesi için kendi yerleşme yerinde dava açabilir. Şu yönü de önemle vurgulıyalım ki, BK. md. 73/I hükmü, götürülecek, yeni alacaklının yerleşme yerinde ödenecek borçlar yönünden uygulama alanı bulur. Aranacak ya da aldırılacak borçları, BK. md. 73/I kapsamaz. Çünkü, bu borçlar, borçlunun yerleşme yerinde (bulunduğu yerde) ödenir (Bkz. Prof. Dr. Baki KURU Hukuk Muhakemeleri Usulü, Yıl: 1979, C: I, Sh. 296).
Temyiz incelemesinin konusunu oluşturan bu davada, davacı satım parası için ödetme istemini ileri sürmüştür. Öyleyse, davalıların davacıya olan borcunun, para borcu olduğunda, duraksamaya yer yoktur. Şu durum karşısında, somut olayda, BK. md. 73/'in uygulama alanı bulduğunun kabulü gerekir. Davacının yerleşme yerinin Gülnar olmadığı yolunda davalıların bir itirazı yoktur. O nedenle, HUMK.md. 10'a göre, Gülnar mahkemesinin yetkisini kabul zorunluğu vardır. Yerel mahkemenin tüm bu yönleri gözetmemesi de hükmün, bozulmasını gerektirir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, 30.9.1981 gününde oybirliğiyle karar verildi.