 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1981/5490
K: 1981/6228
T: 01.10.1981
DAVA : Taraflar arasındaki satışın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın yetki yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1 - Davacılar, miras bırakan (N.B.)'ın (N.B.)'ı vekili olarak atadığını, vekillik verenin 17.11.1978 gününde öldüğünü, buna karşın vekilin hukuksal değeri kalmıyan vekaletnameye dayanarak dava dilekçesinde sözü edilen aracı 22.11.1978 gününde eşi (A.)'e sattığını, başkaca el değiştirmeler doğduğunu, bu devirlerin muvazaaya dayandığını, son olarak otomobilin davalı üzerinde bulunduğunu öğrendiklerini ileri sürerek satışın iptaline karar verilmesini istemişlerdir. Davalı yetki itirazında bulunmuş ve mahkemece de yetkisizliğe karar verilmiştir. Davacılar, hükmü temyiz etmişlerdir.
2 - Davanın niteliğine göre somut olayda HUMK. md. 9 daki genel yetki kuralı uygulanır. Davalı yerleşme yerinin Çivril olduğunu 30.3.1981 günlü yanıt dilekçesinde açıkça belirtmiştir. Yerel mahkemece usulün 9. maddesi yönünden bir tartışma açılmaksızın anılan yasanın 20. maddede ki yetki kuralı kamu düzenine ilişkin olmadığı gibi kesinde değildir. Kamu düzenine ilişkin olmıyan özel yetki kuralları ile kamu düzenine ilişkin bulunmakla birlikte kesin olmayan özel yetki kuralları, genel yetkili mahkemenin yetkisini kaldırmaz. Öyle ki davacı, davasını genel ya da özel yetkili mahkemede açmak yönünden bir seçim hakkına sahiptir. (Bkz. Prof. Dr. Baki KURU, Hukuk Muhakemeleri Usulü, C.I, Yıl: 1979, Sh. 293, 319). Şu durum karşısında davanın açıldığı Burdur ilinin davalının yerleşme yeri olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. O kadar ki, davalı da usulün 9. maddesini belirterek yerleşme yerinin Çivril olduğunu ileri sürüp yetki itirazında bulunmuştur.
Medeni Yasanın 21. maddesinde kişinin yerleşme yeri için bir tanım yapılmıştır. Davacı vekili, 11.5.1981 günlü dilekçesinde nüfusda kayıtlı olan yerin yerleşme yeri bulunduğunu ileri sürmüştür. Gerçekte de, davalının sunduğu (ikametgah senedine) Burdur nüfusunda kayıtlı olduğu yazılıdır. Öyleyse kişinin nüfusda kayıtlı olduğu yerin yerleşme yeri sayılması gerektiğine ilişkin karinenin varlığını kabul etmek gerekir. Öyleyse davalının Burdur nüfusunda kayıtlı olup olmadığı ilgili Nüfus İdaresinden sorulmalı, nüfus kayıt örneği getirtirilmeli, böylece Burdur Nüfusunda kayıtlı olduğu saptanırsa yerleşme yerinin (ikametgahının) Burdur olduğuna ilişkin karinenin varlığı kabul edilmeli, davalının bu karinenin tersini çürütecek bir kanıt sunmadığı gözetilmeli, Çivril'e atanmadan önce Burdur'da çalıştığı da gözönünde bulundurulmalı, böylece Usulün 9. maddesi uyarınca Burdur Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkili olup olmadığı saptanmalı, buna göre yetkili itirazı karara bağlanmalıdır.
Yerel mahkemece tüm bu yönlerin gözardı edilmesi, davacının seçim hakkının sınırlandırılması usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulmasını gerektirir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, 1.10.1981 gününde oybirliğiyle karar verildi.