Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1981/519
K: 1981/2513
T: 07.04.1981
DAVA : Taraflar arasındaki alacak ve araç teslimi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1) - Davacı, yanlar arasında kurulan sözleşme ilişkisi uyarınca, davalının Haziran-Temmuz/1979 gününde Renault TS 12 tipi otomobilin teslimi yükümlendiği halde, gününde teslim yapmadığını, bazı kişilere sıraya bakılmaksızın otomobil özgülendiğini, gönderilen uyarmanın bir sonuç vermediğini, istenen en çok peşin paranın yatırıldığını, teslim gününde ödeneceği kararlaştırılan arta kalan satış parasının "tevdi" yerine yatırılacağını ileri sürerek "teslim günündeki koşullar ve satış parası üzerinden aracın teslimine" karar verilmesi için istemde bulunmuştur. Davalı, belirlenen Haziran-Temmuz/1979 gününün, şirketi bağlayıcı olmadığının "genel satış şartlarının" 4. maddesinde belirtildiğini, parça yokluğu nedeniyle teslimde aksamalar olduğunu, siparişi iptal etmeyen, kaporasını çekmiyen davacının teslim gününün uzatıldığını, teslim günündeki fiyatı kabul etme durumunda bulunduğunu savunup davanın reddini dilemiştir. Yerel mahkemece, 4. maddenin 1. tümcesi dışındaki açıklamaların soyut ve o nedenle de geçersiz olduğunu belirtip, istem doğrultusunda karar verilmiştir. Hüküm, davalı yanda temyiz edilmiştir.
2) - Dosyadaki yazılara, belgelere, iddia ve savunmaya göre, yanlar arasında konusu taşınır nitelikte otomobil olan bir satım sözleşmesi ilişkisi kurulduğunda, mahekmece çözümü gereken bir uyuşmazlık yoktur. Davacı, teslim günü Haziran-Temmuz/1979 geçtiği ve sözleşme çevresinde kendisine düşen peşin ödemeyi çoğuyla yaptığı halde gönderilen uyarmanın da bir sonuç vermediğini savlamıştır. Davalı ise, savunmasına özellikle 4. maddeye dayatarak, Haziran-Temmuz/1979 günün şirketi bağlamıyacağını ileri sürmüştür. Mahkemece, bu madde üzerinde durularak 1. tümcenin dışındaki açıklamaların soyutluğu nedeniyle geçersiz bulunduğu kabul edilerek istem olduğu gibi benimsenmiştir. Davalının, Haziran-Temmuz/19794da asıl edim yükümü doğrultusunda aracı teslim etmediğinde bir uyuşmazlık olmadığına göre, burada çözümü gereken ilk sorun, koşulun geçersiz bulunup bulunmadığının saptanmasına ilişkindir.
Yukarıda anılan 4. maddeye göre "işbu sipariş mektubunda belirtilen teslim tarihi imalatı firmanın ve MAİS'İN normal üretim ve pazarlama porgramına göre saptanmıştır. Bu program dahilinde yetkili satıcıya tahsisi ve sevki öngörülen otomobillerin, süresi içinde verilmemesi halinde, yetkili satıcısı teslim tarihini uzatabilir..." İşte yerel mahkeme, bu maddenin 1. tümcesinin dışındaki açıklamaların soyutluğundan sözedip geçersiz bulunduğunu kabul etmiştir.Oysa, yanlar arasında sözleşme özgürlüğü çevresinde yapılan satım sözlemesinin koşulları arasında yer alan bu madde, soyutluk nedeniyle geçersiz sayılamaz. Açıkçası bu maddede, satıcıya somut olarak teslim süresini uzatma yetkisi tanınmıştır. Böyle olmakla birlikte tanınan yetkinin sınırsız, davalının keyfince kullanılabileceği de asla düşünülemez. Gerçekte de davalı doğruluk ve dürüstlük kurallarına eş deyişle güven ilkesine uymakla yükümlüdür (MK. m. 2). Üstelik, bir sözleşmede bulunması gereken hak ve borçlar arasındaki dengeyi bozacak yolda konan bir koşulun kötüye kulanılmasına asla izin verilemez. Satıcı davalını son çözümde, teslim gününü uzatma yetkisini saklı tutmasının MK. m. 2 sınırlı olduğu çok belirgindir.
Davalının, asıl yapımcının ürettiği araçların pazarlanmasını üstelenen bir yan kuruluş olduğunda ve eylemli olarak tekel oluşturulan belli ve sınırlı sayıdaki kuruluşlar arasında bulunduğunda duraksama söz konusu değildir. Somut olayda, davacının tüketici niteliği ile davalı karşısındaki ekonomik yönden güçsüz olduğu da asla gözardı edilemez. Davanın dayanağı sözleşmenin günü, 9.12.1977 ve yasal teslim günü Haziran-Temmuz/1979'dur. Öte yandan teslimden önce, davacı peşin ödemeler yapmıştır. Yurdumuz genelinde uzun bir süreden beri egemen olan eflasyonun yol açtığı fiat yükselmelerinin tüm etkilerini davacını omuzlarına yüklemek de adaletli bir çözüm olamaz. Davalının tedbirli bir tacir gibi" davranması yükümünün, yasadan kaynaklandığı da bu arada gözetilmelidir.
İşte yukarıdan beri yapılan açıklamaların ışığı altında davalının, teslim yetkisini saklı tutmayı içeren koşulu kötüye ve davacı tüketici aleyhinde kulanıp kullanmadığı MK. m. 2'deki dürüstlük ve doğruluk kuralına, iş deyişle güven ilkesine aykırı davranıp davranmadığın saptanmalı ve uyuşmazlık böylece çözüme bağlanmalıdır. Önemle vurguluyalım ki, hakim, az önce anılan yasa hükmünde doğrudan (re'sen) gözetmekle yükümlüdür. Öyleyse, mahkemce, soruşturma derinleştirilmeli açıklanan doğrultuda inceleme yapılmalı, davalının güven ilkesine aykırı davranıp davranmadığı, 4. maddedeki koşulu kötüye kullanıp kulanmadığı, tedbirli bir tacir gibi davranmış olup olmadığı, nedenden dolayı üretim planının aksadığı, beklenmeyen bir durum bulunup bulunmadığı, davacının sırası ihlal edilip edilmediği, sıraları daha sonra olanlara araç özgülenip özgülenmediği, böyle davranmakta davalı haklı sayılıp sayılmıyacağı saptanmalı, bu yönden dosyadaki belge ve yazılarla derinleştirilecek soruşturma ile elde edilecek bilgiler belge değerlendirilmeli, gerekirse ilgili defter ve kaytılar üzerinde inceleme yapıtırılıp bilirkişi kurulu düşüncesine de başvurumalı, böylelikle ortaya çıkacak uygun sonuç çevresinde bir karar verilmelidir.
Yerel mahkemece tüm bu yönlerin gözden kaçırılması, geçersizlik temeline dayalı olarak karar verilmesi usulu ve yasaya aykırı olup hükmün bozulmasını gerektirir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, hükmün, BOZULMASINA, istek olursa temyiz peşin harcının iadesine 7.4.1981 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini