 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1981/5033
K: 1981/6768
T: 02.11.1981
DAVA : Taraflar arasındaki ortaklığın feshi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları reddedilmelidir.
2 - Yanlar arasındaki yalın (adi) ortaklığın bozulmasına (çözülmesine) karar verildiğine göre, arıtıma (tasfiyeye) geçilmesinde duraksamaya yer yoktur. Gerçekte de yalın ortaklığın sona ermesinin doğurduğu sonuçlardan biri de ortak amaca özgülenmiş malvarlığının artımıdır. Arıtım (tasfiye) ise, tüm hesapların görülüp ortakların birbirleriyle alacak verecek ve ortaklıktan dolayı olan ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi, malların paylaştırılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Yanlar arasındaki ortaklık bozulduğuna göre, arıtıma geçilmelidir. Arıtım, BK. md. 540 gereğince, tüm ortaklarca birlikte yapılmak gerekir. Tersi durumda ise, arıtım mahkeme yapar. Öyle ki, mahkeme arıtımı gerçekleştirmek için işin genişliğine göre bir görevli ya da birden çok görevli atayarak (tasfiye memur veya heyeti) onlar eliyle arıtımı gerçekleştirir. Şu var ki, bu aşamaya gelmeden önce karar gününe en yakın bir gün esas alınarak bu gündeki ortaklığın malvarlığı tümden ve parasal değerleri ile saptanır. Malvarlığı saptandıktan sonra, eğer paylaşmada ekonomik yarar yoksa, onun satışı yoluna gidilebilir. Bu aşamada, arıtımın birlikte yapılması gerekeceği konusundaki BK. md. 540'daki hüküm buyruğu bir daha karşımıza çıkar. Bu kez, yorum yoluyla, arıtımın bu evresinde yine birlik aranır; yani satışın yanlar arasında yapılıp yapılmayacağı kendilerinden sorulur. Bu konuda oybirliği sağlanırsa, karar gününe yakın olarak saptanan gündeki hesaba göre satın alanın karşı yana vereceği para tutarı belirlenir ve kar ve zarar durumuna göre yanların arıtım görevlisinden alacakları ya da ona ödeyecekleri oranlar açıklanır. Karardan sonra, yanların arıtım görevlisi ile ilişkilerindeki uyuşmazlıklar, kararı veren mahkemece çözüme bağlanır.
Yanlar arasındaki oybirliği sağlanamazsa, üçüncü kişilerin artırmaya girip girmeyecekleri, artırmanın açık olup olmayacağı ekonomik çıkar açısından mahkemece değerlendirilir; ona göre arıtım biçimi saptanır.
Yerel mahkemece, tüm bu yönlerin gözden kaçırılması, BK. md. 538 ve onu izleyen maddelerdeki ilkelerin gözetilmemsi, arıtımın (tasfiyenin) yolu ve yönteminin saptanmaması usul ve yasaya aykırıdır.
Burada şu yönü önemle vurgulamak gerekir ki, yalın (adi) ortaklığın ortak amacına erişmek için özgülenen malvarlığı üzerinde ortaklar "iştirak halinde" maliktirler. (BK. md. 534/1). Somut olayda, katılma payı (sermaye) olarak ortaklığa getirilen mallar tekne, makine ve gereçlerdir. Dosya içeriğinden ortaklık payı olarak yalnızca bu malların kullanma hakkı değil de davacının makine ve gereçlerin, davalının da teknenin mülkiyetini katılma payı olarak getirdikleri açıkca anlaşılmaktadır. Şu duruma göre ortaklar arıtımda o malları aynen geri alamazlar, katılma payı kıymetini isteyebilirler (BK. md. 539). Eğer, bu değer belirlenmemişse geri alma, o şeyin katılma payı olarak konduğu zamandaki değeri üzerinden yapılır (BK. md. 538/II).
SONUÇ : Sair temyiz itirazlarının reddiyle hükmün, 2 numaralı bende açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, 2.11.1981 gününde oybirliğiyle karar verildi.