 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E:1981/4831
K:1981/6005
T:24.09.1981
- BORÇLARIN ÖDENMEMESİNİN SONUÇLARI
- MANEVİ GİDERİM
ÖZET : Haksız eylemlerden doğan sorumluluğa ilişkin kurallar örnekseme yoluyla sözleşmeden doğan sorumlulukta da uygulanır. Sözleşmeye aykırı davranılması sonunda, BKm. 49 anlamında kusurun ve zararın özel ağırlığı gerçekleşmiş olursa, manevi giderim istenebilir. Manevi giderimin istenebilmesi, kişisel varlığa, kişilik haklarına ağır bir saldırı olmasına ve kusurunda ağır bulunmasına bağlıdır.
(818 s. BK m. 98/2,49/1)
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süreci içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
1 - Davacı, yanlar arasında kira sözleşmesi yapıldığını, noter olarak yeri kiraladığın, davalının su borusunu kesip suyun kiralanana gelmesini engellediğini, bunda direndiğini, bu yüzden sağlığının bozulduğunu, davalının kendisini küçük düşürdüğünü, kusursuz .bir çalışma ortamına itildiğini ileri sürerek, 50000 lira "manevi tazminatın" ödetilmesi için istemde bulunmuştur. davalı, sayın doğru olmadığını, su ve elektrik giderini ödememesi nedeniyle suyun kesildiğini savunmuş ve davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, istem doğrultusunda, 20000 lira "manevi tazminatın" ödettirilmesine karar verilmiş, davalı hükmü temyiz etmiştir.
2 - Dosya içeriğine, say ve savunmaya göre, yanlar arasında kira sözleşmesi ilişkisi bulunduğu, kiralanın suyunu davalının kestiği saptanmıştır. Davacı, davalının kira sözleşmeye aykırı davranmasından kaynaklanan "manevi tazminat' için istemde bulunmuştur. BKm. 98/ll'ye göre, "haksız fiilden mütevellit mesuliyete mütealtit hükümler kıyasen akde muhalif hareketlere de tatbik olunur." Böylece, sözleşmeye aykırı davranılması sonunda, BKm. 49 anlamında kusurun ve zararın özel ağırlığı gerçekleşmiş olursa, manevi giderim istemine olanak sağlanmıştır. Öyleyse, somut olayda, yukarıda az önce anılan yasa hükmünde yer alan koşulların bulunup bulunmadığı tartışılmalıdır. Şöyle ki; BKm. 49/1 uyarınca, manevi giderimin istenebilmesi, kişisel varlığa, kişilik haklarına ağır bir saldırı olmasına ve kusurun da ağır bulunmasına bağlıdır. Oysa, dosyadaki yazılarla belgelere, yapılan soruşturmaya, toplanan kanıtlara göre, davalının, kiralananın suyunu kesip bunda direndiği anlaşılmaktadır. Davacının küçük düşürmek sayı ise kanıtlanmış değildir. Yerel mahkeme kararında da, yalnızca suyun kesilmesi, gereksinimlerinin giderilememesi olgusu gerçek 'kabul edilmiştir. Şu durum karşısında, somut olayda, davacının kişisel varlığının, kişilik haklarının ağır bir saldırıya uğradığından söz edilemez. Salt kiralananın suyunun kesilmesi olgusu, davacının onur ve saygınlığını halele uğrattığı, ruhsat dengesini bozduğu yolundaki görüş, BKm. 49'un gerek sözü ile ve gerekse özü ile bağdaşamaz. Gerçekte de, su kesme olgusu, ağır bir saldırı olarak nitelemez. Tersi bir görüşün benimsenmesi, her sözleşmeye aykırı davranılmasında, BKm. 49 uygulanmasına yol açar ki, böyle bir sonuç, "ağır 'kusur" ve "ağır zarar" 'koşullarının gerçekleşmesini arayan yasa hükmü ile apaçık çelişir. Öyleyse, manevi giderim isteminin yasal dayanaktan yoksun olduğunun kabulü gerekir.
Yerel mahkemece, tüm bu yönlerin gözetilmemesi, davanın reddine karar verilmemesi, usul ve yasaya aykırıdır.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, hükmün, davalı yararına (BOZULMASINA), istek olursa temyiz peşin harcının iadesine 24.9.1981 gününde oybirliği ile karar verildi.