 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1981/3240
K: 1981/3997
T: 26.05.1981
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm süresi içinde davacılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : 1 - Davacı, davalının miras bırakanından satın aldığı taşınmazın, sonradan açtığı dava ile davalı adına tescil edilmesi nedeni ile senetle ödediği 15.000 liranın geri alınmasını istemiştir. Davalı satışı kabul etmemiş, babasından kaldığını savunduğu tarlayı adına tescil ettirdiğini öne sürmüştür. Yerel mahkemece, tescil davasında senedin hükümsüz sayıldığı ve zilyetliğin davacıya geçmediği gerekçesi ile dava reddedilmiştir.
2 - Dava, 10.4.1967 günlü senede dayanılarak davalının miras bırakanına ödendiği ileri sürülen 15.000 liranın geri verilmesi dileğine ilişkindir. Davalı, Soma Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açtığı ve bağlangıçta davacı Fatma'ya yönelttiği 1971/221 esas sayılı tescil davasına ilişkin 4.6.1971 günlü dilekçede bu senedin miras bırakana karşı yapılan hile ile alındığını, böylece iradesinin sakatlandığını kabul etmiştir. Miras bırakan 5.1.1971 gününde ölmüştür. BK. m. 31 uyarınca, miras bırakanın, 1 yıllık hak düşürücü süre içinde hileye dayanılarak senetle bağlı olmadığına yönelik bir irade açıklaması yoktur. Öyle ise, senet düzenleme tarihi üzerinden 1 yıl geçmekle bu senet miras bırakanı bağlar. Tescil davasındaki dilekçede, senetteki parmak izinin miras bırakana ait olduğu belirtilmiştir. Bu karar kesinleşmiş, HUMK.m. 295 anlamında kesin kanıt oluşmuştur. Anılan Yasanın 297. maddesindeki onaylama, geçerlilik koşulu değil de bir ispat koşuludur. Senetteki parmak izinin miras bırakana ait olduğu kabul edildiğinden, 297. madde çevresinde onaylanmaması, senedin ispat kanıtı olması üzerinde etkili değildir. Şu durum karşısında, davaya dayanak yapılan senetle miras bırakana 15.000 lira ödendiği anlaşıldığından, mirasçı davalının bu parayı geri vermekle sorumlu tutulması gerekir.
Yerel mahkemece, açıklanan nedenlerle istem doğrultusunda karar verilecek yerde, tüm bu yönler gözden kaçırılarak yazılı biçimde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Öyleyse temyiz olunan hükmün, davacı Fatma mirasçıları yararına BOZULMASINA,istek olursa peşin harcın iadesine, 26.5.1981 gününde oybirliğiyle karar verildi.