 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1981/2239
K: 1981/3740
T: 14.05.1981
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalılar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1) - Kendisine dava "ihbar edilen" Hazine hakkında ödetmeye karar verilmesinden ötürü hukuksal yararın yokluğu nedeniyle Hazine vekilinin temyiz dilekçesinin reddi gerekir.
2) - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delilerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacıların satım konusundan, satın alma günü 9.3.1964 dan üçüncü kişiye sattıkları 3.11.1970 gününe değin yararlandıklarının anlaşılmasına göre davalının aşağı bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları reddedilmelidir.
3) - Bir davada, ileri sürülen olguların hukuksal yönden nitelenmesi ve uygulanacak yasa hükümlerinin belirlenmesi hakimin doğrudan (re'sen) görevin bir gereğidir (HUMK. m. 76). Somut olayda, davacılar, davalının apartmanın ortak yerini sattığını ve kendilerini de bu yeri dava dışı Süleyla'ya sattıklarını, ne var ki, bağımsız bölüm maliklerince adı geçen Süleyla'ya karşı açılan dava sonunda ortak yere ilişkin satışın iptali ile ayrılan payların onlara dağıldığını bunun üzerine alıcı süleyla'nın Kadıköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açtığı (971/118 E.) davada, aldıkları satış parası 350.000 liranın ödetilmesine (iadesine), 7500 lira avukatlık ücreti ile 2200 lira harcın kendilerine yükletilmesine karar verildiğini ileri sürmüşlerdir. Gerçekte de, satım konusu yerin apartmanın ortak yerlerinden bulunduğu dosya kapsamından kesinlikle anlaşılmaktadır.
a) 634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasası m. 12/a ile kat mülkiyetinin kurulması için belediye onanlı projenin de öbür belgelerle birlikte tapu idaresine verilmesi öngörülmüştür. Üstelik apartman yapımında, kamu düzenine ilişkin sınırlamalar getiren İmar Yasasına ve bu konudaki öteki kurallara uyulmasında zorunluk vardır. O nedenle anılan yasa ile kuralların başlı başına yararlanma olanağı tanınmadığı (ortak) yerle için, onanlı proje bir yana bırakılarak pay ayrılamaz ve bağımsız bölüm oluşturulamaz. Şu durum karşısında kat mülkiyetinin kurulmasına dayanak yapılan plan ve projeye aykırı sözleşmeler ve bunun sonucu olarak da kazanmalara geçersiz (hükümsüz) olup, buradaki yolsuzluk ise MK. m. 933'deki yolsuz tescilden de olup, buradaki yolsuzluk ise MK. m. 933'deki yolsuz tescilden de ötede bir anlam taşır ve böyle olduğu için de MK. m. 931 uygulama alanı bulmaz. Öyleyse, yanlar arasındaki satım sözleşmesinin geçersizliğinden ötürü davacılar, ödedikleri satış parası 21.000 liranın geri verilmesi için istemde bulunabilirler (BK. m. 61 vd.) Yerel mahkemece bu yönün gözetilmemesi, usul ve yasaya aykırıdır.
b) Davacıların, davalıdan satın aldıkları ortak yerin dava dışı Süleyla'ya satmaları ve bu yere ayrılan payın bağımsız bölüm maliklerine dağıtılmasına karar verilmesi ve alıcı Süleyla'nın ödediği satım parasının geri verilmesi için açtığı davada 7500 lira avukatlık ücreti ile 2200 lira ilam harcından da sorumlu tutulmaları açısından davalı, davacıların malvarlığından böylece meydana gelen eksilmeyi de gidermekle yükümlüdür. Çünkü, olayda haksız eylemin tüm ögeleri gerçekleşmiştir. Mahkemenin bu yönü de gözden kaçırılması usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
c) Öyleyse 65.000 liranın ödetilmesine ilişkin karar bozulmalıdır.
SONUÇ : Bu duruma göre, Hazine vekilini temyiz dilekçesinin ve davalı Kerim'in sair temyiz itirazlarının reddiyle hükmün iki numaralı bentde açıklanan nedenlerle adı geçen davalı yararına BOZULMASINA, istek olursa, temyiz peşin harçlarının iadesine, duruşma için avukatlık ücreti takdirine yer bulunmadığına, 14.5.1981 gününde oybirliğiyle karar verildi.