 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1981/1942
K: 1981/3498
T: 07.05.1981
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalılar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine, temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : 1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre aşağıdaki bentlerin kapsamı dışıda kalan sair temyiz itirazları reddedilmelidir.
2 - Dosyadaki noterlikce düzenleme biçiminde yapılan taşınır satımına ilişkin sözleşmenin yanlarını davacı ile davalılardan Alaattin oluşturduğu kesinlikle anlaşılmaktadır. O nedenle, Şevket'in vekil niteliği bulunduğunda duraksama söz konusu değildir. Durum böyle olduğu için de satılanın hukuksal ayıbından ötürü Şevket'in sorumluluğu kabul edilemez. Öyleyse, davanın açılmasından sonra ölen Şevket mirascıları yönünden de ödetmeye karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulmasını gerektirir.
3 - Satım sözleşmesinin konusu taşıta, gümrük idaresince el konulduğunda bir uyuşmazlık yoktur. BK.m. 194/207 ile satılanın bozukluklarına karşı sağlamaya ilişkin olarak hükümler öngörülmüştür. Sözü edilen Yasanın 194. maddesi uyarınca alıcı satıcıya karşı satılanın maddi ya da hukuki bir nedenden ötürü değerini veya işe yararlığını ortadan kaldıran ya da önemli ölçüde azaltan bozuklukların (ayıpların) bulunmamasından ya da varlığını vaad ettiği (söz verdiği) niteliklerden sorumludur. Hukuki bozukluk, satım sözleşmesinin yerine getirilmesi için geçirilen hakkın objektif bir hukuk kuralından ötürü sakatlanmış bulunması, satılanın objektif bir hukuk kuralı nedeniyle öngörülen amaca hizmet edememesidir. Şöyle de denilebilir satılanın değerine ve ondan beklenen yararlara etki eden ve objektif hukukun koyduğu bir takım sınırlama ve yasaklardan doğan eksiklikler, hukuki bozukluktur. Zapta karşı sağlamada üçüncü kişinin bir hak nedeniyle satılanı zapta kalkması söz konusu olup hukuki bozuklukta ise geçirilen hak objektif bir hukuk kuralı nedeniyle bozuk bulunmaktadır. Bu hukuk kuralının, kamu hukukuna ya da özel hukuka dayanması önemli değildir. Somut olayda, davacıya satılan taşıta gümrükçe elkonulmuştur. O nedenle hukuki bozukluktan ötürü davacı BK. m.202'deki seçimlik hakkını kullanabilir Dönmenin sonuçları ise BK. m. 205'de belirlenmiştir. Demek ki, davacı alıcı, hukuki bozukluk yüzünden sözleşmeden dönerek satıcı Alaattin'e karşı geri verme davası açabilir. Şu duruma göre, mahkemece, istem doğrultusunda ödetmeye karar verilmesi, kural olarak, doğrudur. Ne var ki, bu durumda, davacının elde ettiği yararların satım parasından indirilmesi, BK.m.205/I'deki hükmün gereğindendir. Öyleyse, sözü edilen taşıttan davacının sağladığı yararlar, uzman bilirkişi aracılığı ile belirlenmeli ve bu yolla saptanacak tutar satım parasından indirildikten sonra arta kalanın davalı Alaattin'e ödettirilmesine karar verilmelidir. Yerel mahkemenin bu yönü de gözetmemesi bozma nedenidir.
SONUÇ : Şu durama göre, davalı Alaattin'in sair temyiz itirazlarının reddine, hükmün iki numaralı bent gereğince Şevket mirascıları ve üç numaralı bent uyarınca da davalı Alaattin yararına BOZULMASINA, 7.5.1981 günüde oybirliği ile karar verildi.