 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1981/1658
K: 1981/2240
T: 30.03.1981
DAVA : (C.B.) vekili avukat (O.E.) ile (C.G.) vekili avukat (S.C.) aralarındaki dava hakkında Ordu 1. Asliye Hukkuk Hakimliğinden verilen 26.9.1980 tarih ve 245 - 400 sayılı hükmün dairenin 21.1.1981 tarih ve 6735 - 306 sayılı ilamiyle onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı avukatı tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği konuşuldu:
KARAR : Davacı, oto satıcısı davalıdan 1977 model bir Murat 131 taşıt satın almak için anlaşma yaptığını, davalının teslim etmediğini ve başkalarına sattığını, teslim için karar aldığını, elinde aynı tip oto bulunmaması nedeni ile teslim kararının yerine getirilemediğini bildirerek bu tip taşıtın dava günündeki değerinin ödetilmesini istemiştir.
Davalı, teslim kararının yerine getirilmemesi nedeni ile ödetme ile yükümlü tutulamayacağını savunmuştur.
Savda belirlenen olgular doğrultusunda davacı, 1977 model taşıt için teslim kararı almış ve fakat, davalı da bu tip taşıtın kararın yerine getirilmesinin istendiği aşamada elinde bulunmaması nedeni ile yerine getirilemediği dosya içeriğinden anlaşılmıştır. Davacı, bunun üzerine özetlenen davayı açmıştır. Öncelikle, bu davanın dinlenip dinlenemeyeceği üzerinde durulmalıdır. Bir davanın dinlenebilmesi, eş deyişle esasının incelenebilmesi, yargılama koşullarını taşımasına bağlıdır. Dava koşullarından, dava edilene ilişkin olanlarından biri de hukuksal yararın bulunmasıdır. (Yar. HGK.nun 10.1.1968 gün, 8/1038 - 8 sayılı kararı) Hukuksal yarardan amaç, davacının hakkına kavuşması için mahkeme kararına gereksinim duymasıdır. (Bk. Prof. Dr. Baki Kuru Hukuk Muhakemeleri Usulü, 1979, C. 1. Sh. 834 vd.) Eğer, davacı için bu yoldaki bir mahkeme kararı gerekmiyorsa davanın esasına girişilemez; başka bir anlatımla, dava dinlenebilir nitelik taşımadığından reddedilir. Mahkeme, bir davada, yargılama koşulu bulunup bulunmadığını, görevinden ötürü doğrudan gözetmek zorundadır. (Bu ilke, az önce anılan Yar. HGK. kararında da vurgulanmıştır; ayrıca bkz. KURU. age., Sh. 876).
Somut olaya gelince; davacı, bir teslim kararı almış ve icra kovuşturmasına geçmiştir. Kararda, yazılı tipte taşıtın davalının elinde bulunmaması nedeni ile teslim alma olanağı bulunmamıştır. İ.İ.K. md. 24/5 uyarınca teslimi kararlaştırılan taşınır mal "borçlunun" yedinde bulunmazsa ilamda yazılı değeri alınır. Vermezse ayrıca icra emri tebliğine hacet kalmaksızın haciz yoluyle tahsil olunur. Menkul malın değeri, ilamda yazılı olmadığı veya ihtilaflı bulunduğu takdirde icra memuru tarafından takip tarihindeki rayice göre takdir olunur." Şu duruma göre, anılan yasa buyruğu doğrultusunda, davacının bir mahkeme kararına gereksinim duymaksızın teslim edilmesi gereken oto değerini davalıdan alabileceği, çok belirgindir. Öyleyse, olayda yargılama koşulu yoktur; dava, dinlenemez. Bu nedenle reddedilmelidir.
Yerel mahkemenin bu yönleri gözden kaçırıp 1970 model taşıt değir esas alınarak ödetmeye karar vermesi usul ve yasaya aykırıdır. Öyleyse, yanılgıya dayalı dairenin onama kararı kaldırılmalı ve hüküm gösterilen nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ : HUMK. md. 440 ve 442 uyarınca davalının karar düzeltme isteğinin kabulüne, dairemizin 21.1.1981 gün ve 6756/307 sayılı onama kararının kaldırılarak hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 30.3.1981 gününde oybirliğiyle karar verildi.