 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E:1981/1265
K:1981/3495
T:07.05.1981
- AVUKATLIK ÜCRET SÖZLEŞMESİ (DAVAYI KAZANMA KOŞULU)
* ÖZET: 1 - Avukatlık ücret sözleşmesi belli bir tutarı kapsamalıdır.
2 - Avukatın ücret almasının davayı kazanma koşuluna bağlı olacağı yolundaki sözleşmeler geçersizdir.
3 - Geçersiz sözleşmeye dayanılarak istenen ücret, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi çevresinde ve nisbi tarife uyarınca belirlenmelidir.
(1136 s. Av. K m. 164/I-II)
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları reddedilmelidir.
2 - Davanın dayanağını oluşturan ve yanlar arasında düzenlenen avukatlık ücret sözleşmesinde, belirlenen 300.000 lira ücretin tahsil edildikten sonra ödeneceği apaçık yazılıdır. Şu durum karşısında; burada öncelikle, sözleşmenin geçerli olup olmadığı konusunun tartışılması gerekir. Şöyle ki; avukatlık ücret sözleşmesi, kural olarak, belli bir tutarı kapsamalıdır (AK m. 164/1). Bu tutar, belli bir sayı olarak gösterilebileceği gibi başarıya göre değişmek üzere dava olunan ya da hükmedilecek şeyin değerinin belli bir yüzdesi olarak da kararlaştırılabilir (AKm. 164/II). Gel gelelim, avukatın davayı kazanması durumunda belli bir ücret alacağı, yitirmesi durumunda ise hiç bir ücrete hak kazanmayacağı ya da avukatın ücret almasının davayı kazanma koşuluna bağlı olacağı yolundaki sözleşmeler geçerli değildir. Çünkü, avukatlık hizmeti, adalete yardımcı olmak ereğini güden bir çeşit kamu hizmeti niteliği taşır. Avukatın davanın kazanılacağını yükümlenmesi ise, hizmetin yukarıda açıklanan niteliği ile asla bağdaşamaz. Ücret sözleşmesinin geçerli olup olmadığını da, hakim görevinden ötürü (doğrudan resen) gözetmekte yükümlüdür.
Bu anlatımın ışığında somut olay yönünden varılacak sonuç şudur: Yanlar arasındaki sözleşmede ücretin "tahsil edildikten sonra" ödeneceği kararlaştırılmıştır. Böylelikle belirlenen ücret, tahsil" koşuluna bağlanmıştır. Gerçekte de, eğer "tahsil" sağlanamaz, ise belli tutardaki ücretin ödenmesi söz konusu olmayacaktır. 0 nedenle, davacı avukatın "tahsili" yükümlenmesi, kamu hizmeti niteliği ile çelişmekte ve sonuçta avukatlık ücret sözleşmesinin geçersizliğine yol açmış bulunmaktadır. Öyleyse, davacı, geçersiz sözleşmeye dayanarak istemde bulunamaz. Şu duruma göre, davacının hak kazandığı ücret avukatlık asgari ücret tarifesi çevresinde ve nisbi tarife uyarınca belirlenmek ve bunun ödetilmesine karar verilmek gerekir.
Yerel mahkemece, tüm bu yönlerin gözden kaçırılması usul ve yasaya aykırıdır.
Sonuç: Sair temyiz itirazlarının reddiyle hükmün, yukarıda açıklanan nedenlerle davalı yararına (BOZULMASINA), 3.000 lira duruşma avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine ve İstek olursa, temyiz peşin harcının iadesine 7.5.1981 gününde oybirliği ile karar verildi.