 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
E: 1981/7176
K: 1981/9623
T: 11.12.1981
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mercii kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı vekili tarafından temyiz olunması üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 7.10.1981 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : İ.İ. Kanununun 363. maddesi gereğince tetkik mercii kararları tefhim veya tebliğinden 10 gün içerisinde temyiz edilebilir. 366. maddeye göre de İcra İflas Dairesinin hukuka müteallik kararları aleyhine 10 gün içinde karar tashihi yoluna gidilebilir.
Ortaklığın giderilmesi davası sonunda Sulh Hakimi satış memuru tayin eder, müzayedeyi İcra Kanununa tevfikan yapar (HUMK.Md. 570-571). Bu memur icra memuru olmayıp infaz memuru olduğundan (mahkeme icra memurunu tayin etse dahi durum değişmez), muameleleri hakkındaki şikayetleri ve ihalenin feshi taleplerini kararı veren mahkeme tetkik edip karara bağlar. Yani icra tetkik mercii görevini yapar, (İİK.Md.4). İşte bu nedenlerledir ki fesih istekleri hakkında Sulh Mahkemesince verilen kararların temyizen tetkik yeri 12. Hukuk Dairesidir.
1730 Sayılı Yargıtay Kanununun 13. maddesinde 12. Hukuk Dairesinin görev alanı iki şarta bağlanmıştır.
1 - İcra ve İflas Kanununun uygulanmış olması,
2 - İcra Tetkik Merciilerinden verilmiş olması, Yukarda açıklandığı gibi ihalenin feshi davası İ.İ.Kanununun uygulanmasından doğar ve Sulh Hakimi tetkik mercii sıfatı ile karar verir. Nitekim Başkanlar Kurulunda bu görüş benimsenip ihalenin feshi istekleri üzerine Sulh Mahkemelerince verilen kararların temyizen tetkik yerinin 12. Hukuk Dairesi olduğu kabul edilmiştir. Aksinin kabulü halinde, yani Sulh Hakiminin Mercii Hakimi olarak kabul edilmemesi durumuda Yargıtay Kanunun 13. maddesindeki şartlardan birisi olmadığından bu kararların tetkik yerinin 6. Hukuk Dairesi olması gerekir. Hal böyle olunca ihalenin feshi hakkındaki dava sonunda verilen kararların temyizi İ.İ. Kanununa göre olacaktır. HUM. Kanunu, özel Kanun varken uygulanamaz, temyiz süresi 10 gündür ve karar düzeltme hakkı vardır. Oysa HUM. Kanundaki Sulh Mahkemesi kararlarına karşı temyiz süresi 8 gün olup karar düzeltme yolu yoktur. Temyiz süresinin başlangıcını tayinde HUM Kanunun uygulanması, temyiz süresi ve karar düzeltme hakkı bakımından İ.İ. Kanunun uygulanması düşünülemez. Kanun vaazı HUM. Kanununun uygulanmasını gerek gördüğü yerde koyduğu hükümlerle yollamada bulunmuştur. Örneğin, İ.i. Kanununun 50. maddesinde yetkiye dair HUM. Kanunundaki hükümlerin kıyasen uygulanacağı belirtilmiştir. Temyiz hususunda böyle bir yollama yapmamıştır.
Sonuç olarak ve özetle ortaklığın giderilmesi kararlarının yerine getirilmesi yetkisi, HUM. Kanununun 570. maddesi ile Sulh Hakimine verilmiştir. İ.İ. Kanunun 4. maddesi ile Sulh Mahkemesi, ortaklığın giderilmesi kararlarında icra yetkisini ile görevlendirilmiştir. Yıllardan beri gelen anlayış ve uygulama da bu doğrultudadır. İcra ve İflas Kanununun 4. maddesinde geçen "Kanun mucibince bu vazife kendilerine verilmiş olan Hakim" ve "icra yetkisini haiz Sulh Mahkemeleri" biçiminde anlatımların sadece bu Kanunun 1. maddesinin 4. fıkrasında belirtilen Adatel Bakanlığınca görmeye yetkili olduğu işlerde icra yetkisi verilmiş Sulh Mahkemeleriyle ilgili olduğunu düşünmek yukarda belirtilen uygulama ve anlayışa ters düşen, dar ve yararsız ve hatta kendi içinde tutarlı bir bütünlük taşıyan bir sisteme karmaşa getirebilecek bir yorumdur.
Açıklanan nedenlerle Sulh Mahkemesinin mercii Hakimi sıfatı ile verdiği kararda temyiz süresi, tefhim veya tebliğinden başlar. Süresi 10 gündür ve karar düzeltme yolu mevcuttur. HUM. Kanunun temyiz süresinin tebliğ tarihiden başlatan hükmü uygulanamaz.
SONUÇ : Tetkik konusu olayda karar, mümeyyizin yüzüne karşı 10.9.1981 tarihinde verilmiş ve temyiz 10 günlük süre geçerildikten sonra 29.9.1981 tarihinde yapılmış olduğundan temyiz dilekçesinin REDDİNE, 11.12.1981 gününde, oybirliğiyle karar verildi.