 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
E: 1981/6326
K: 1981/9479
T: 09.12.1981
DAVA : Mercii kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular vekili tarafından temyiz olunması üzerine; bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 20.8.1981 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü KARAR : Keşidecisi Hilmi olan 650.000 liralık bonoya dayanılarak keşidecinin mirasçıları hakkında takip yapılmıştır.
Bono keşidecisi taşınır ve taşınmaz mallarla, bankadaki mevduatını Türk Eğitim Vakfı'na vasiyet etmiş, sadece vakıf gelirinin % 20'ni mirascılarına bırakmış, mirascılar tarafından açılan vasiyetin iptali davası da reddolunmuştur.
903 sayılı Kanunla MK.nun 453. maddesine eklenen fıkralara göre: (Vakıf gelirinin % 20 kendisine bırakılan mahfuz hisseli mirascılar tenkis davası, açamazlar Vakıf gelirinin % 20'nin mahfuz hisseli mirascılara bırakılması halinde yalnız onların da mahfuz hisseli mirascıları bu gelirden faydalanabilirler; daha sonra gelen mahfuz hisseli mirascılara ancak, vakıf senedinde açık hüküm bulunmak şartıyla muavenet nafakası verilir.)
Bu hükümlerle saklı pay kuralları ortadan kaldırılmıştır. Ayrıca% 20 gelirin iki nesilden daha fazlası için geçmesi de önlenmiştir. Mirasçılara gelirin sermayeye çevrilmesini istemek hakkı da tanınmamıştır. Bu nedenle, saklı paylı kanuni mirascılar belirli bir oranda gelir alacaklısı durumuna sokulmuşlar, külli halef olma durumundan çıkarılmışlardır. Bir başka deyimle mirascılar tereke malları üzerinde mülkiyet hakkı sahibi olmaktan çıkarılarak, sadece gelir alacaklısı durumuna getirilmiş olduklarından hukuken mirascılık sıfatlarını kaybetmişlerdir.
Muris tarafından yapılan işlem vasiyet ise de, tüm terekeyi içine aldığından mirasçı atanması (nasbı) söz konusudur (MK. m.463). Terekenin tamamı için mirascı atanması halinde saklı pay sahipleri indirim (tenkis) davası açmadıkları takdirde tereke borçlarından sadece atanmış mirascılar sorumlu olurlar. Terekenin bir vakfa vasiyetinde saklı pay sahiplerinin indirim davası açmak hakları yoktur. İndirim davası açmak hakkı bulunanların dava açmamaları onları terekenin borcundan sorumlu olmaktan çıkardığına göre kanun hükmü ile indirim davacı açması önlenen saklı pay sahiplerinin sorumlu olmayacaklarını öncelikle kabul etmek gerekir. Açıklanan nedenlerle itirazın kabulüne karar vermek gerekirken reddi isabetsiz, temyiz itirazları yerinde olduğundan mercii kararının İİK.nun 366. ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 9.12.1981 gününde, oybirliği ile karar verildi.