 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1981/3949
K: 1981/4294
T: 16.10.1981
DAVA : A.G. ile T.G.S. A.Ş. arasında çıkan davadan dolayı İstanbul Asliye 5. Ticaret Mahkemesince verilen 28.11.1981 gün ve 195/16 sayılı hükmü onayan Dairenin 2.6.1981 gün ve 2316/2168 sayılı ilamı aleyhinde davacı avukatı tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, vekil edene ait vasıta, davalı şirkete kasko poliçesiyle sigorta edildiğini, 23.9.1978 günü bir otobüsün çarpması sonucu yaralandığı ve bundan istifade eden otobüs şoförünün olay yerinden ayrıldığını, otobüsün plakasının tespit edilemediğini, davalı sigortanın zararı ihtarnameye karşın vermediğini ileri sürerek, 95.622 liranın % 10 faizle beraber tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde olay günü davacının alkol aldığı ve sigorta sözleşmesinin 10. maddesinin (g) fıkrası uyarınca poliçeden doğan haklarının sakıt olduğunu ileri sürerek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan kanıt ve belgelere göre, davacının alkol aldığının saptandığı ve her ne kadar bilirkişiler, tazminatın yarısının ödenmesi gerektiğini rapor halinde açıklamışlar ise de, alınan alkol oranının, biyolojik ve psikolojik durum ve yapıya nazaran farklılık göstereceği ve uygulamada haksızlıklara neden olacağından, davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm, Dairemizce onanmıştır.
Davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Taraflar arasında münakit sigorta poliçesinin 4/b maddesine göre, hasarın teminat dışında kalabilmesi için, kazanın aracı kullanan kimsenin alkollü içki ve uyuşturucu maddeler etkisi altında bulunmasından ileri gelmiş olması gerekmektedir. Böyle bir halin mevcut olduğunu ispat yükü ise TTK.nun 1281/2 maddesine göre sigortacıya düşmektedir. şu halde sigortacı, kazanın sırf bu nedenle meydana geldiğini kesin olarak kanıtlandığı takdirde, tazminat ödeme borcundan kurtulabilecek, aksi halde, hasar bedelinden sorumlu olacaktır.
Mahkemece bu hususta alınan 19.9.1980 tarihli bilirkişi raporunda ise, "... kazanın ... az - çok belli belirsiz derecede alkol tesiri altında olabileceği intibaı alınmaktadır" şeklinde bir mütalaaya yer verilmiş ve son paragrafta ise, "... kesin bir neticeye varılamaması durumları muvacehesinde hadisenin oluşuyla şartname hükümlerine göre talep edilen tazminat miktarının yarısının davacıya ödenmesinin kabule şayan olabileceği" kanaati izhar edilmiştir.
Görülüyor ki, bilirkişi kurulu kesin bir mütalaa serdedememiş ve kanaatini tahmine müstenit olarak beyan edebilmiştir. Davalı sigorta şirketi vekilinin bu rapora karşı herhangi bir itirazı da olmamıştır. Hal böyle olduğuna göre, savunma veçhile olayın sigorta teminatı dışında kaldığı kabul edilemeyeceğinden, istemin poliçe hükümleri dairesinde incelenerek karara bağlanması gerekir.
Açıklanan bu nedenlerle yerel mahkeme hükmünün bozulması gerekirken her nasılsa onandığı sonucuna varılmış ve bu itibarla davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü cihetine gidilmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle Dairemizin 2.6.1981 tarihli ve 2316 - 2768 sayılı onama kararı kaldırılarak, yerel mahkeme hükmünün bozulmasına, peşin ödediği tashihi karar ilam harcının isteği halinde karar düzeltilmesini isteyene iadesine, 16.10.1981 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.