 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1981/389
K: 1981/647
T: 17.02.1981
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı İstanbul As. 5. Ticaret Mahkemesince verilen 9.7.1980 tarih ve 79/407 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı avukatı tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 17.2.1981 gününde davalı avukatı Kaya Erdem gelip davacı avukatı tebligata rağmen gelmediğinden temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf avukatı dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması duruşmadan sonraya bırakılmıştı. Bu kerre dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, vekiledenin davalıdan 7.12.1977 tarihinde 11.100 kg. koyun ve sığı iç yağı satın aldığını ve bedelini kısmen nakten ve kısmen de toplam 40.000 liralık emre yazılı senetlerle ödediğini ve satılan bu mallar ayıplı çıkmakla, delil tesbiti yaptırılarak ayıp ihbarının davalıya yapılmasına karşın, davalının senetleri tahsile koyduğunu ileri sürerek toplam 59.502 lira ayıplı mal bedelinin iadesine ve senetleri ödenmesinin durdurulmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, dava konusu malların davacı tarafından beğenilenrek alındığını ve süre geçtikten sonra tesbit yaptırıldığını, yağların vekiledenden alınan yağlar olduğunun anlaşılamadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan kanıt ve belgeler ile alınan bilirkişi raporu uyarınca satış konusu yağların bozuk olduğu anlaşıldığının toplam 59.502 liralık zarardan 19.502 lirasının davalıdan tahsiline, toplam 40.000 liralık emre yazılı senetlerin karşılıksız bulunduğunun tesbitine karar verilmiştir.
Hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yukarıdaki açıklamadan da anlaşılacağı gibi, davalıdan satın alınan içsağının kısmen bozuk çıkması nedeniyle, satış bedelinden ayıplı mala tekabül eden kısmen geri alınması isteminden ibarettir.
Gerçekten gerek delil tesbitine ilişkin 29.12.1977 tarihli raporda ve gerekse mahkemece bilirkişi kurulundan alınan 28.9.1979 tarihli rapor ile buna ek 31.3.1980 tarihli raporda söz konusu yağların küflenmiş ve tefessük etmiş oldukları belirtilmiş bulunmaktadır. Ne varki, iddianın kabul edilebilmesi için malın ayıplı olduğunun saptanması yeterli olmayıp, aynı zamanda muayene ve ihbarın da kanuni süreler içerisinde yapılmış olduğunun tesbiti gerekir.
Davacı alıcı tacir olduğuna göre gerek muayene ve gerekse ayıp ihbarı konularında TTK.nun 25 nci madesinin üçüncü fıkrası ile bu fıkranın yollamada bulunduğu BK.nun 198 inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkra hükümlerinin nazara alınmasında yasal zorunluluk vardır.
Malın ilk muayenesi teslim tarihi olan 7.12.1977'den itibaren 20 günden fazla bir süre geçtikten sonra 29.12.1977 tarihli tespit raporu ile yapılmış olduğuna göre, davacı TTK.nun 25/3 ncü maddesinde yer alan 2 ve 8 günlük muayene ve ihbar sürelerini geçirmişl bulunmaktadır. Ancak, bu durum karşısında davacının, BK.nun 198. madesinin ikinci fıkrası uyarınca satılanda adi bir muayene ile meydana çıkarılamıyacak bir ayıp gizli ayıp bulunduğunu ileri sürmesi mümkün bulunduğundan ve esasen dava niteliğ itibariyle gizli ayıp iddiasını da içermekte olduğundan, mahkemece, bilirkişilerden, bozulmasının gizli ayıp nedeniyle meydana gelip gelmediği hususunda ek rapor alınması ve böyle bir ayıp mevcut olduğu takdirde de ihbarın zamanında yapılmış olup olmadığı yönü araştırılıp sonucuna dairesinde bir karar verilmesi gerekirdi.
Bu itibarla eksik incelemeye müşteniden tesis edilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ve 3000 lira duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 17.2.1981 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.