 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1981/2662
K: 1981/3118
T: 16.06.1981
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara As. 2. Ticaret Mahkemesince verilen 9.4.1980 tarih ve 543/202 ayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı avukatı tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 16.6.1981 gününde davacı avukatı Esat Taluy ile davalı avukatı Gülşen Günay gelip temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması duruşmadan sonraya bırakılmıştı. Bu kerre dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacılar vekili, vekiledenlerin 5.8.1976 tarihinde İsztanbul limanından hareket eden Karedeniz vapurunun bir ay sürecek kuzey ve güney Akdeniz hattı turistlik seferi için 1.7.1976 tarihinde, davalı bankanın deniz yolları işletmesi Ankara Acenteliğinden turist (D) mevkii kamara bileti almış olduğunu, kendilerine vapurun bu mevkindeki 31 olu kamarasında 2,3 ve 4 numaralı yatakların verildiği ve fakat vekil edenlerin biletlerinde yazılı kamarının İskenderiye acentesi tarafından yanlışlıkla başkalarına satıldığının bildirildiği ve ayrıca başka bir yer kamarada gösterilmediğini, gemi personelinin vekiledenlerin haklı isteklerini karşılamayamadığını, Barselonaya kadar gece gündüz oturacak ve yetacak yerleri olmaksızın seyahat yapmak durumunda bırakıldığını, bu yüzden çektikleri elem ve ızdırap karşılğı davalının manevi tazminatla sorumlu olduğunu iddia ederek navlun ücretinin üç misli (3150)'şer lira madid ve (25.000)'er ilra manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; vekil eden genel müdürlüğün İstanbul'da olduğunu ve dava dilekçesinin yetki yönünden reddi gerektiğini, davacılardan semina Çelebi gemiye bindikten sonra (T/D-31) kamarayı ve bu mevkide seyahat eden İspanyol yolcuları beğenmediğini, baş kamarot şahsi kamarasını teklif ettiği halde, davacılardan Senihanın reddettiğini, geminin İzmirde kalması sırasında geminin terkinin mümkün olduğunu ve gemi terk edilmediğini, Pire limanında turistik (C) kamarası davaclıara verildiğini, davacıların hakkı olmadığı halde, ikinci mevki de yemek ve bütün güverte ve oturma salonlarından istifade etmek hakkının verildiğini, davacı Seniha, seferden döndükten sonra 15.10.1976 tarihli Hürriyet Gazetesinde serbest kürsüde olayları tahrif edici yazı yazdığını, tazminatın fahiş olduğunu, ileri sürerek yetki ve esas yönden davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delil ve belgeler ile tanık anlatımlarına göre, davacıların yerlerine, başka yolcuların oturtulduğu ve bu durumun Barselona'ya kadar devam ettiği ve TTK.nun 806. madde uyarınca İstanbul-Barselona bilet ücreti 3 katı (3150) lira ve her bir davacı için (15.000) lira manevi tazminat ki toplam (54.450) liranın davalıdan tahsiline, fazla istemin reddine karar verilmiştir.
Hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bentler dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve 22.6.1966 gün ve 7/7 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre, hükmün manevi tazminata ilişkin kısmının (onanması) gerekmiştir. 3 - Temyiz edilen hükmün maddi tazminata ilişkin kısmına gelince;
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, denizde yolcu taşıma sözleşmesinden doğmakta ise de; taşıyıcının sorumluluğuna ilişkin TTK.nun 1119 ve ardından gelen maddelerinde, yolcunun biletinde tayin edilen yerin (kamaranın) başka bir kimseye verilmiş olması nedeniyle, yolcunun bilette gösterilen (kamaradan) başka bir yerde ve özellikle geminin oturma salonua gibi açık kısımlarındaki sandalye veya koltuk üstünde yolculuk yapması hususu düzenlenmemiştir. Yine aynı Yasanın (karada taşıma) ile ilgili 762. ve ondan sonra gelen maddelerinde, de bu konuda bir hüküm yoktur. Her ne kadar mahkemece, TTK.nun 806. maddesi uygulanmak suretiyle maddi tazminata karar verilmiş ise de; söz konusu maddenin bu davada uygulanabilme olanağı bulunmamaktadır. zira, sözü geçen madde de, taşıyıcının, bilette tayin edilen yeri (kamarayı) başka bir yolcuya vermesi sonucunda, ilk defa bilet alan yolcunun hiçbir şekilde taşınmaması yani seyahat edememesi hali öngörülmüştür. Diğer bir deyişle, yolcu daha önce bilet alarak yolculuk esnasında oturacağı yerini tayin ve tesbit ettirdikten sonra, taşıyıcının bu yeri ikinci defa bir başka yolcuya verme uretiyle ilk defa bilet alan yolcunun o yerde seyahati engellenmiş ise, bu takdirde taşıyıcı sorumludur. Sadece, ilk defa bilet alan yolcunun biletinde gösterilen ve aynı nitelikte bulunan başka bir numaralı (kamara) yer tahsis durumu, yani yer numaralarının değişmiş olması bu maddenin kapsamı içine giremez. Bu durumda, uyuşmazlığın sadece TTK.nun taşımayla ilgili hüümleriyle çözümlenmesi olanaksızdır.
Türk Ticaret Kanununun 1. maddesine göre bu kanun, Medeni Kanunun bir cüz'ü olduğu gibi, Borçlar Kanununun 544. maddesinde de, Borçlar Kanununun, Medeni Kanun tamamlayıcısı olduğu açıklanmıştır. Medeni Kanununun 5. maddesinde ise; aynen (akitlerin intikadına ve hükümlerine ve sukutu sebeplerine taalluk edip borçlar kısımnda beyan olunan umumi kaideler, Medeni Hukukun diğer kısımlarında dahi caridir) denilmiş olmasına göre, Medeni Kanunun bir cüz'i sayılan Türk Ticaret Kanununda özel bir hüküm bulunmaması halinde, Borçlar Kanunun genel hükümlerinden yararlanmak olanağı vardır.
Mahkemenin de doğru olarak kabul ettiği gibi, davacıların biletlerinde gösterilen yerlerde, başka yolcuların oturduğu ve dolayısıyla davacıların biletlerinde kendilerine ayrılan yerlerde (kamarada) seyahat etmedikleri, gerek dinlene tanık beyanlarından gerekse ibraz edilen ve dosyada bulunan (Kamara yolcu kayıt defteri) içeriğinden kesin olarak anlaşılmış bulunmaktadır. Bu durum, Borçlar Kanununun 96 ve sonraki maddelerine göre, sözleşmeye aykırı bir davranıştır. Aynı yasanın 98/II. maddesine göre de, sözleşmeye aykırı eylemlerde, BK.nun haksız eyleme ilişkin hükümleri uygulanabilir.
O halde, maddi tazminat yönünden mahkemece yapılacak, iş davacıların bilette tayin edilen yerlerde (kamarada) seyahat etmedikleri ve başka yerlerde sayahat ettikleri ve bu yerlerin, bilette tayin edilen yere göre, taşıma ücreti yönünden bir farklılık gösterip göstermediği ve bu ayrı yerlerde kalmanın süresinin ne olduğu, davacılar için ayrı ayrı araştırılması ve gerekirse bilirkişi aracılığıyla rapor alınarak aleyhte bir ücret farkı mecut ise (sadece bilet ücret farkının) saptanması gerekirken eksik inceleme ile yazılı olduğu biçimde hüküm tesis doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda bir numaralı bentte gösterilen nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, iki numaralı bentte yazılı nedenlerle hükmün manevi tazminata ilişkin kısmının ONANMASINA, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA davalı vekili duruşmaya geldiğinden 3000 lira duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ve ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 16.6.1981 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.