 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1981/247
K: 1981/640
T: 17.02.1981
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara As. 2. Ticaret Mahkemesince verilen, 5.11.1980 tarih ve 274/571 sayılı hükmünduruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı avukatı taraından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 17.2.1981 gününde davacı vukatı Yavuz Kadıoğlu ile davalı avukatı FAruk Kantarc gelip temiyz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır buluna taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması duruşmadan sonraya bırakılmıştı. Bu kerre dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacılar vekili, davalı sigorta şirketine 15.3.1973 tarihinden beri (100.000) liralık ve her yılı tedit edilen ferdi kaza sigorta mukavelesi bulunan müvekkillerinin oğlu, eşi ve babası olan Derviş Yalım'ın 24.5.1978 tarihinde meydana gelen trafik kazasında öldüğü halde davalı sigorta şirketinin tazminatı ödemeye yanaşmadığnı ileri sürerek (100.000) lira sigorta tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı sigorta vekili davacıların murisinin sigorta süresinin kazadan önce 15.3.1978 tarihinde son bulduğunu bu sürenin bitiminden sonra yeni poliçe düzenlenerek kendisine gönderildiği halde gerekli igorta piriminin yatırılmadıını nihayet TTK.nun 1297. maddesi gereğince murisi 1 aylık süre tanındığını ancak prim yatırılmadan ve bu süre dolmadan önce sigortalının öldüğünü TTK.nun 1297. maddesi ve poliçe genel şartlarının 16. maddesi gereğince sigortacının sorumluluğu prim ödenmesi ile başlayacağından davanhı reddini savunmuştur.
Mahkemece toplanan delillere, ibarze edile belgelere ve TTK.nun 1295. maddesi ile poliçe genel şartlarının 16. maddesi hükümerine dayanılarak sigortacının sorumluluğunun prim ödemesi ile başlayacağı yeni dönem için süresinde primin ödenmediği ve ölümden sonra ödenen primin ise sonuca etkili olamayacağı görüşüyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Taraflar arasındaki (her nevi bedeni kazalara karşı ferdi sigorta) isimli mukavelesinin il defa (15.3.1973-15.3.1974) dönemi için düzenlendiği ve o tarihten itibaren her dönem sonunda yenileme suretiyle 15.3.1978 tarihine kadar deva ettiği çekişmesiz bulunmaktadır. Uyuşmazlı konusu (15.3.1978-15.3.1979) dönemi için düzenlene teditnamenin de yine davalı sigorta şirketi tarafından 27.3.1978 günlü yazı ile sigortalıya primin ödenmemesi üzerine sigorta şirketince bu defa 9.5.1978 yünü yazı ile ve TTK.nun 1297/1. maddesi gereğince 1 aylık süre verilerek, primin en geç bu tarihe kadr yatırılması aksi takdirde bu madde hükmü gereğince (bu süre) sonunda akdin hiçbir ihtara lüzum kalmaksızın feshedilmiş olacağı sigortalıya bildirilmiş bulunulmaktadır.
Dairemizin kökleşmiş içtihatlarına göre, bir sigorta akdi yapıldıktan sonr, ondan sonraki dönemler için düzenlenen tecditnameler yeni birer sigorta mukavelesi değil, ilk defa kurulan sigorta akdinin devamının tayidi mahiyetinde olan belgelerdir. (11. HD. 13.11.1975 tarih ve 975/3657 esas, 975/6202 karar ve 11. HD. 31.12.1976 tarih, 976/4390 esas ve 976/5786 karar saılı ilamları) Dava konusu olayda da deavalı sigiorta şirketi tarafından TTK.nun 1297/1 ve sigorta poliçesi genel şartlarının 16/3. maddeleri hükümlerine göre sigortalıya tecditname göndeilerek prim ödenmesi için 1 aylık süre tanındıına göre, işte bu sürenin bitim tarihine kadar sigortanın teminatının devam ettiğinin kabulü gerekir. Bu olayda da riziko, ani sigortalının ölümü bu süre içinde, 28.5.1978 tarihinde gerçekleştiğine nazaran ilk sigorta akdinin devamı sırasında maydana gelen bu rizikodan dolayı davalı sigorta şirketinin sigorta mukavelesinde belirtilen sigorta bedelinin poliçede gösterilen menfaatlerini (yararlananlara) ödenemkle yükümlü olduğunun kabulü gerekirken, olaya uygulanması mümkün bulunmayan vey yeni düzenlenen sigorta mukaveleleri ile ilgili TTK.nun 1293. maddesine dayanılarak sigorta primi yatırılmadan sigortacının sorumlu tutulamayacağı görüşüyle davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle mümeyyiz davacılar vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA 3000 lira duruşma vekillik ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve ödediği temyizpeşin harcının isteği halinde temiyz edene iadesine, 17.2.1981 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.