 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1981/212
K: 1981/518
T: 10.02.1981
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı (İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi)nce verilen 3.10.1980 tarih ve 713/2272 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı avukatı tarafından istenmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü
KARAR : Davacı vekili, davalı şirkete kasko poliçe ile sigortalı bir otomobilin müvekkilince dava dışı bir kimseden satın alındıktan sonra ve sigorta süresi içinde meydana gelen trafik kazasında 89.500 liralık hasar gördüğü halde davalı şirketçe tazminatın ödenmediğini ileri sürerek bu miktarın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili cevabında, müvekkili şirkete kasko sigortalı aracın mülkiyeti sigorta ettiren tarafından davacıya devredilmekle sigorta poliçesinin 8. maddesi hükmü gereğince münfesih olduğunu bu nedenle davacının talebinin yerinde olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanılan delil ve belgelere göre, davalı sigorta şirketinin kazayı müteakip ekspertiz raporunun düzenlenmesi ile mülkiyet değişikliğini öğrendiği halde sigorta poliçesinin 8/3. maddesi gereğince davalı şirket fesih hakkını 8 gün içinde kullanmadığından sigorta akdinin yeni malik davacı ile de devam ettiği görüşüyle davanın aynen kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
TTK.nun 1303. maddesi hükmüne göre kural olarak sigorta edenin mukavele süresi içinde el değiştirmesi halinde sigortadan doğan haklar ve borçlar yeni malike geçer. Ne var ki aynı maddede bu kuralın aksinin mukavele ile kararlaştırılabileceği ve hükme bağlanmış bulunmaktadır. Nitekim, dava konusu teşkil eden ve taraflarca düzenlenmiş bulunan (898185) sayılı motorlu kara nakil vasıtaları kasko sigorta poliçesi genel şartlar bölümünde (mülkiyet değişikliği) başlığını tayşıyan 8. maddesinde de bu husus ayrıca düzenlenmiş bulunmaktadır. Bu madde hükmüne göre (sigortalı aracın, mülkiyetinde bir değişiklik olduğu takdirde sigorta sözleşmesi münfesih olan ve feshin hüküm ifade ettiği tarihe kadar geçen sürenin primi gün esasına göre hesap edilir ve fazlası sigorta ettirene geri verilir.
Sigorta ettirenin ölümü halinde bu sigortadan doğan bütün hak ve borçlar olduğu gibi yani hak sahiplerine intikal eder. Bu takdirde sigortanın mevcudiyetini öğrenen yeni hak sahipleri devir keyfiyetini 15 gün içinde sigortacıya bildirmekle yükümlüdür. Bu yükümlülük yerine getirilmezse sigortacı sorumluluktan kurtulur.
Sigortacı değişikliği, yeni hak sahipleri de sigortanın mevcudiyetini öğrendiği tarihten itibaren 8 gün içinde sigortayı feshedebilir. Süresinde kullanılmayan fesih hakkı düşer) denildikten sonra aynı maddenin 4. fıkrasında feshin hüküm ifade ettiği an düzenlenmiş olup ve yine aynı maddenin son paragrafı da şu şekilde düzenlenmiştir (feshin hüküm ifade ettiği tarihe kadar geçen sürenin primi; sözleşmenin sigortacı tarafından feshi halinde gün esası, yeni hak sahipleri tarafından feshi halinde ise kısa müddet esası üzerinden hesap edilir ve fazlası yeni hak sahiplerine verilir).
Metni yukarıya alınan poliçenin 8. maddesinin incelenmesinden de anlaşılacağı üzere, maddenin ilk paragrafı sigortalı aracın mülkiyetinde değişiklik olduğu takdirde sözleşmenin kendiliğinden münfesih olacağı hükme bağlandıktan sonra yine aynı paragraf içinde fesih gereğince pirim iadesinin ne şekilde hesap edileceği hükme bağlanmış aynı maddenin ikinci paragrafında ise sigorta ettirenin ölümü halinde onun yerine gerçekler (yeni hak sahipleri) olarak vasıflandırıldıktan sonra yeni hak sahiplerinin keyfiyeti sigorta şirketine bildirme yükümlülüğü açıklanmış ve onu takip eden 3,4, ve 5. fıkralarda ise yine (yeni hak sahipleri) ile (sigortacı) açısından feshi ihbar süreleri feshin hüküm ifade edeceği an ve nihayet yine (yeni hak sahipleri) ile (sigortacı) açısından fesih halinde iade edilecek primin hesaplanma esasları düzenlenmiş bulunmaktadır. O halde bu maddenin ilk pragrafına göre, sigortalıyanın ölümü dışında meydana gelen sigortalı aracın el değişikliği müstekil olarak ele alınarak aracın mülkiyetinin el değiştirmesi halinde hiçbir feshi ihbara gerek kalmaksızın sigorta akdinin kendiliğinden münfesih olacağının kabulü gerekir. Mahkemece, hükme dayanak yapılan aynı maddenin üçüncü paragrafı ise sigortalıyanın ölümü halindeki mülkiyet değişikliğini düzenleyen ikinci paragrafın devamı neteliğinde olduğundan dava konusu sigortalı aracın satış yolu ile el değiştirmesi halinde olaya uygulanması mümkün değildir. Yine mahkemece hükme dayanak olarak gösterilen dairemiz eski kararı ise dava konusu poliçenin yukarıda belirtilen 8. madde hükmüne göre bu davada emsal olarak kabulü de mümkün değildir.
Kısaca tekrarlamak gerekirse, TTK. nun 1303. maddesi hükmüne göre sigortalı malın el değiştirmesi ile sigortadan doğan hakları ve borçların yeni malike geçeceği konusundaki kuralın yine aynı madde hükmü gereğince aksinin sözleşmeyle kararlaştırılmasının mümkün bulunmasına ve dava konusu sigorta poliçesinin konu ile ilgisi 8. maddesinin ilk paragrafı ile sigortalı aracın mülkiyetinde değişiklik halinde sigorta sözleşmesinin kendiliğinden münfesih olacağı kararlaştırılmış ve dava konusu olayda da davacının sigortalı araca satış yolu ile devir almış bulunmasına göre satış sözleşmesi tarihi olan 10.9.1978 tarihinde sigorta akdinin kendiliğinden münfesih olmasının kabulü gerekmiş bulunmasına nazaran davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş ve hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı davalı sigorta yararına BOZULMASINA, ve 3000 lira duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine 10.2.1981 tarihinde oybsirliğiyle karar verildi.