 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1981/1861
K: 1981/2242
T: 07.05.1981
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı (Kocaeli 1. Asliye Hukuk Hakimliği)nce verilen, 22.12.1980 tarih ve 776/895 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı Ahmet ve Başak Sigorta avukatı tarafından istenmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacılar vekili, dava dışı Ali yönetimindeki özel otomobilde yolcu olarak bulunan (vekil) edenlerinin miras bırakını Mahmet'in bu araçla davalı (G.B.) Firması'nca işletilen ve davalılar Nural ile Sevinç'e ait olup davalı Cezmi yönetiminde bulunan otobüsle çarpışması sonucu öldüğünü bildirerek toplam (50.000) lira manevi ve (450.000) lira maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı (G.B.) firması sahibi Ahmet vekili, miras bırakanın otobüste yolcu olmadığını, taşıma komisyoncusu olarak yolcu dışındaki kişilere karşı sorumlulukları bulunmadığını, ayrıca araç maliki ya da istihdam eden sıfatları da bulunmadığından davanın reddi gerektiğini bildirmiştir.
Davalı sigorta vekili, zorunlu ve ihtiyari mali sorumluluk paliçelerinde belirlenen miktarlarda ve olayda birden çok zarar gören bulunması yüzünden üç dava daha açıldığından 6085 sayılı Yasanın değişik 55. maddesi hükmü uyarınca garame hesabının yapılması gerektiğini bildirmiştir.
Davalı Nural ve Sevinç vekilleri, zamanaşımı, kusur ve zarar itirazların da bulunarak davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, ceza davasında tetkik Üniversite'den alınan kusur raporuyla uzman hesap bilirkişisi raporu dayanak yapılarak, (G.B.) Firması'nın taşıma sözleşmesinin yanı bulunması nedeniyle sorumlu olacağı gerekçesiyle, davalı sigorta zorunlu ve ihtiyari mali sorumluluk sigortaları poliçelerindeki (5000) ve (150.000) lira ile sorumlu olmak koşuluyla, toplam (427.519.33) lira maddi ve (185.000) lira manevi tazminatın tüm davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
Hüküm, davalı firma sahibi Ahmet ve davalı sigorta vekillerince temyiz edilmiştir.
1 - Davalı (G.B.) Firması sahibi Ahmet vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde :
a) Adı geçen davalı, taşıma komisyonculuğunun ötesinde ve olaya karışan otobüsü sefere koyan; seferleri ve bunların biçimini düzenleyen; araca fiilen hakim olan ve aracın bu seferlerinden parasal olarak yararlanan ve böylece asıl malik davalılarla birlikte araç üzerindeki egemenliği paylaşıp, araçtan ekonomik açıdan yararlanan kişi olarak; birlikte işleten ve egemenliği paylaşan sıfatıyla sorumludur. Aracın kullanılmasından ekonomik yönden yarar ve çıkar sağlayan, ayrıca araç üzerinde eylemsel tasarruf gücü bulunan adı geçen davalının; birlikte işleten niteliği ile, 6085 sayılı karayolları Trafik Yasasının 232 sayılı Yasayla değişik 50. maddesi uyarınca sorumlu olduğunu kabul etmek gerekir. Bilimsel öğretinin konuya yaklaşımı da bu doğrultudadır. (Örneğin Prof. Haluk Tandoğan, "Kusura dayanmayan Sözleşme Dışı Sorumluluk Hukuk" Ankara, 1981, sh. 225 vd. - Ayrıca, "Türk Mesuliyet Hukuku" Ankara 1961, Sh. 229 vd.).
Herne kadar, (davacılar miras bırakanı Mehmet, davalı (G.B.) Firması'nca işletilen otobüste değil; olaya karışan özel otomobilde bulunmasına karşın, mahkemece yanlış biçimde ve adı geçen davalının, taşıma sözleşmesinin yanı sıfatıyla sorumlu olacağı kabul edilmiş ise de, sözkonsu yaklaşım sonucu itibariyle doğru olduğundan bozma nedeni yapılmamış ve davalı vekilinin sorumluluğa ilişkin temyiz itirazının reddi gerekmiştir.
b) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplerle ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve uzman hesap bilirkişisince, davacı eşin destekten yoksun kalma nedeniyle aktüer hesap sonucu saptanan zarar tutarına göre, adı geçenin evlenme olasılığı oranı gözetilse bile, miktar itibariyle bu davanın sonucunu etkilemediğinden bu konudaki ve diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
c) Davacılar vekili 3.11.1977 günlü (tavzih) dilekçesinde, vekil edeni İbrahim için (15.000) lira manevi tazminat istemiştir. Mahkeme buna karşın, adı geçen davalı yararına ve maddi hata ile (150.000) lira manevi tazminata hükmetmesi doğru görülmemiş ve davalı firma temyizinin bu yönden kabulü gerekmiştir.
2 - Davalı Sigorta Şirketi vekilinin temyizine gelince :
a) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve hükme dayanak yapılan ve ceza yargılaması sırasında Teknik Üniversite Uzman Bilirkişilerinden alınan kusur raporu, yasaya uygun ve yeterli nitelikte görüldüğü gibi; uyuşmazlığın, olaya ve kanıtlara uygun olarak düzenlenen söizkonusu uzman bilirkişiler raporu uyarınca enaz giderle ve ivedilekle çözümlenmesinin dava ekonomisi ilkesine de uygun bulunmasına göre; davalı sigortalının aşağıdaki bend dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
b) Davalı sigortanın sorumluluğuna dayanak yapılan (3100406) nolu "Yüksek Hadli Mali Mesuliyet Sigortası" poliçesi içeriğine göre; davalı sigortaca bedeni zararlarda güvence altına alınan en yüksek miktar, kişi başına (50.000) lira kaza başına ise (150.000) lira olarak saptanmıştır. 6085 sayılı Karayolları Trafik Yasasının değişik 55/3. ve poliçe genel şartlarının 1. maddesi hükümleri uyarınca; trafik kazasında zarar görenlerin sayısı birden çoksa ve araç sahibinin sorumlu olduğu zarar tutarı poliçede öngörülen en üst sınırı aştığı takdirde, zarar görenlerin sigortacıdan istiyebilecekleri tazminat, sözkonusu poliçe üst sınırı ile orantılı biçimde azalacaktır. Bu oranın saptanmasında; kazaya uğrayanların sayısıyla birlikte, olay nedeniyle oluşan toplam zarar tutarının birlikte gözetilmesi zorunludur. Başka bir anlatımla, poliçede öngörülen en yüksek güvence limitinin, kazada zarar görenler arasıda, sayı ve zararları da gözetilerek "Garameten" bölüştürülmesi gerekmektedir.
Davalı sigorta şirketi sözü edilen poliçeyle, bedeni zararlarda kişi başına (50.000) lira kaza başına ise (150.000) liralık güvenceyi üstlenmiş durumdadır. Olayda zarar gören kişi ve dava adeti dört, bu davalarda istenilip mahkemece bilirkişiye saptatılan zararlar toplamı da, poliçe miktarını aştığına göre; davalı sigortanın tüm davalar nedeniyle zarar görenlere toplam olarak, poliçede öngörülen (150.000) lira ile sorumlu olacağı gözetilmeden ve (garame hesabı) yaptırılmadan bir dava için bu miktarda sorumlu olacağını kabul, doğru görülmemiş ve davalı sigortanın buna yönelik temyiz itirazının kabulü gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1/a, b ve 2/a bendlerinde yazılı nedenlerle davalı (G.B.) Firması ile sigorta vekilinin diğer temyiz itirazlarının (REDDİNE), ancak 1/c bendinde yazılı nedenle hükmün davalı (G.B.) Firması yararına ve 2/b bendinde yazılı nedenle ise davalı sigorta yararına BOZULMASINA, duruşmaya yalnız sigorta vekili geldiğinden 3000 lira duruşma vekillik ücretinin davacılardan alınarak davalı sigortaya verilmesine ve ödedikleri temyiz peşin harçlarının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 7.5.1981 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.