 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1981/1313
K: 1981/1145
T: 23.03.1981
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara As. 4. Ticaret Mahkemesince verilen 26.12.180 tarih ve 331/325 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı avukatı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okunduğu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin, ortağı oldğu davalı kooperatifçe ortaklıktan ihracına ilişkin kararın, daha evvel açtıkları bir dava sonuu iptal edilmiş ve buna dair kararın Yarıtayca da onanarak kesinleşmiş bulunduğunu ancak buna rağmen ve hak kazandığı halde kendisine daire tahsis edilmemesi dolayısıyla kiralamak zorunda kaldığı başka bir daire için kura çekim tarihi olan Ekim 1975'den Eylül 1979 sonuna kadar toplam (116.1000) lira kira pharası ödediğini öne sürerek fuzulen ödenen işbu meblağın zarar olarak davalıdan tazminen tahsilini talep v edava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, söz konusu iptal kararı üzerine davacının yeniden ortaklığa alındığını ve bu bakımdan davanın konusuz kalmış olacağını, öte yandan davacının, İmar ve İskan Bakanlığının emriyle ihraç edildiği için husumetin adı geçen bakanlığ yöneltilmek gerektiğini ve ayrıca ortaklığa hak kazanmasının kendisine mutlaka bir daire ve dolayısıyla kira parası verilmesini gerektirmiyeceğini ancak davacıya yatırdığı aidatların faiziyle birlikte ödenebileceğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre ve kısmi ferağat beyanı da gözetilerek, davalı kooperaifin haksız surette davacıya ortaklıktan ihraç ederek daire tahsis etmemesi sonucu davacının ödemek zorunda kaldığı kira paralarından mütevellit zararını tazminle borumlu olacaı ve bunun gerçek miktarının da (114.150) lira olarak belirlendiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü yolunda mezkurmeblağın davalıdan tahsiline ve (zımnen) fazla talebin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1 - Davalı kooperatifçe apımı tamamlanan dairelerin diğer ortaklara tevzi edilmesi sonucu davacı, ortak olmasına karşın kooperatif aracılığıyla konut edinme olanağından yoksun kalmıştır. Oysa davalı kooperatifin 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununu 23. maddesinde yer alan eşitlik ilkesine riayet ederek, henüz ortaklı sıfatı devam eden davacıyı dahi kur'a çekimine dahil etmesi gerekirdi.
Kooperatif yetkili organları, davacı hakkında verilen ortaklıktan ihraç kararı kesinleşmesinden bu şeklide konut tevziine geçmekle eşitlik ilesini ihlal etmiş olduklarından, davacının bu yüzden uğradığı zarardan davalının sorumlu olması lazım gelir.
Bu itibarla davalı vekilinin bu noktaya ilişkin temyiz itirazının reddi gerekir.
2 - Ne var ki kurada, kooperatifin sorumluluğunun sınırsız olmadığının belirtilmesinde zorunluluk vardır. Ana sözleşmenin tetkikinden de anlaşılacağı gibi davalı kooperatif bir yapı kooperatifi olup, ana sözleşmenin üçüncü maddesi ile (3/b) ortaklarına, yapacağı konutların mülkiyetini devretmeyi taahhüt etmiştir. 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 2. maddesinin ikinci fıkrasına göre kooperatifin yapmış olduğu bu taahhüt başka bir resmi şekil aranmaksızın geçerli oldğuna göre, davalının sorumluluğunun burada kaynaklandığının kabulü ile sınırın tayin ve tesbitinde bu hükümlerin gözönünde tutulması gerekir. bu itibarla, konut sahibi olamayan ortağın tazminat talep hakkının ve özellikle olayımızda olduğu gibi kira bedeli isteme yetkisinin ilanihaye devam edeceği kabul edilemez.
Davacının buradaki zararı, kooperatifçe yaptırılıp kendisine verilmesi gereken konuta sahip olamamaktan ileri geldiğine göre, zararın tesbiti konusunda mahkemee yapılacak iş; aynı esvaftaki bir konutun dava tarihindeki rayiç bedelinin biirkişi aracılığıyla tesbitinden sonra, kooperatifin yaptırdığı konutun maliyetinin ne olduğunu ana sözleşmedik esaslar dairesinde yine bilirkişi aracılığıyla tesbit edip rayiç bedelden maliyetin tenzil etmek ve ondan sonra da talep edilen miktarın aradaki bu farkı aşıp aşmadığını araştırıpı sonucuna göre bir karar vermektir. Daha açık bir deyişle, davalı kooperatifin sorumlu olacağı miktar rayiç bedel ile kooperatif hesaplarına göre tesbit edilecek olan maliyet bedeli arasındaki farkı hiçbir zaman aşamıyacağı için davacının zarar olara talep ettiği kira bedeli tutarının tamamını isteyip istiyemeyeceğini buna göre araştırılıp hükme bağlanması gerekir.
SONUÇ : Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine ve hükmün 2 nolu bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcını isteği halinde temyiz edene iadesine, 23.3.1981 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.