 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1981/1309
K: 1981/1438
T: 02.04.1981
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Düzce As. 1. Hukuk Hakimliğince verilen 16.7.1980 tarih ve 582/472 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı ve davalı İsmail Çakar tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalı İsmailden aldığı mal bedeli karşılığı ona verdiği 9125 liralık emre yazılı senedin bu davalı tarafından diğer davalı Rafael'e ciro edildiğini senet vadesinde hamil olan Rafael'e 500 lira nakdi ödeme yapıp onun talimatı ile bakiyesi için 200 liralık fazlası ile 4325 liralık bir bono düzenleyerek davalı İsmaile verdiğini ancak davalı İsmailin bilahare her iki bonoyu icra takibine koyarak müvekkilinden masraflarıyla birlikte 16.548 lira tansilat yaptığını ileri sürerek fazladan ödenen 12.423 liranın faiz ve icra inkar tazminatı ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı İsmail vekili cevabında uyuşmazlığın icra etkik merciinde davacı aleyhine karara bağlanarak kesinleştiğini, ödeme iddiasının yerinde olmadığını savunarak davanın reddini istemiş diğer davalı Rafael ise husumet itirazında bulunduktan sonra dava konusu ilk senedin kendisine ciro edildiğini vadesinde ödenmediğini senedi lehtar diğer davalıya iade ettiğini ve davacı tarafından gönderilen 5000 lirayı da davalı İsmail borcuna mahsup ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalı Rafael'in husumet itirazı yerinde görülerek onun hakkkındaki davanın bu yönden reddine, davacının fazla ödediği 5.000 lira ile ona tekabül eden icra masrafı olan 2300 lira ki toplam 7.300 liranın davalı İsmail'den % 15 icra inkar tazminatıyla birlikte tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davacı ile davalı İsmail vekili temyiz etmişlerdir.
1- Davalı İsmail tarafından davacı senet borçlusu Sadettin aleyhine icra takibine konulup, yine icra marifetiyle ondan tahsil edilen 7.8.1973 düzenleme ve 7.9.1973 vade tarihli 4325 liralık emre yazılı senedin incelenmesinde bu senedin lehtarı olan davalı İsmail tarafından beyaz ciro ile ciro edilip diğer davalı Rafael'e teslim edildiği ve onun tarafından teminat amacı ile bankaya ciro edildiği görülmekte olup, bunun dışında senedin davalı İsmail'in eline gemesine hak kazandıracak geriye ciro işleminin yapılmadığı görülmektedir. TTK.nun 598/1. maddesi hükmüne göre, bir emre yazılı senedi elinde bulunduran kimse ancak, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılabilir. Dava konusu bonolardan 4325 liralık olan senette yukarıda açıklandığı gibi geriye ciro işlemi yapılmamış olmakla, davalı İsmail yetkili hamil sıfatını kazanmamış bulunmaktadır. Bu nedenle, de bonoyu kendi adına icra takibine koyup tahsil yetkisi bulunmadığı halde, icra işlemine girişip bono bedelini davacuı senet borçlusu Sadettin Dural'dan tahsil etmesi mümkün bulunmamasına nazaran bu bono açısından davacının istirdat isteminin kabulüne karar verilmesi gerekirken bu kalem yönünden davanın reddi doğru görülmemiştir.
2- Her ne kadar dava konusu bonolardan dolayı davacı aleyhine icra takibi işlemine girişen davalılardan sadece İsmail olup, bu işlemde diğer davalı Rafael taraf değilse de, bu davalı hamil sıfatı ile elinde bulundurduğu dava konusu bonolartan 9125 liralık olanı için davacının kendisine 5.000 liralık kısmi ödeme yaptığı gibi TTK. 621 bakiye borç içinde 4325 liralık bononun kendisine verildiğini, gerek davadaki savunması gerekse, tarafından davacıya hitaben yazılan 15.8.1973 günlü yazı kapsamı ile kabul ve ikrar etmesine nazaran 9125 liralık bonoyu senet borçlusu olan davacıya iade etmesi gerekirken, bu senedi senet lehtarı olan davalı İsmail'e beyaz ciro ile devretmekle davacıdan mükerrer bir tahsile sebeb olmakla, kusurlu olan bu davranışı nedeniyle bu miktardan sorumlu tutulması gerekirken aksine düşünce ile bu davalı hakkındaki davanın husumet açısından reddi isabetli görülmemiştir.
3 - Diğer taraftan, davalı İsmail her iki bonodan dolayı yapıldığı iddia olunan 5.000 liralık ödemeden diğer davalı Rafael tarafından kendisine intikal ettirilmediğini savunmakta, buna mukabil davalı Rafael ise savunmasında, davacı tarafından yapılan bu ödemeyi aralarında ticari ilişki bulunan diğer davalı İsmail'in lehine (cari hesapta) alacak kaydettiğini ileri sürmekte ve davacı vekili de bu davalının açıklanan savunma şekline katılmaktadır. Nitekim, davacı vekili 4.5.1979 ve 19.9.1979 günlü oturumlarda bu konuda davalı İsmail'in defterlerine dayanmış, yine davalı Rafael vekili de 26.6.1979 tarihli oturumda bu konudaki savunması açısından adı geçen davalının ticari defterlerine delil olarak dayanmış bulunmaktadır. O halde, davacı tarafından kısmi ödeme olarak davalı Rafael'e yapıldığı anlaşılan 5.000 liralık ödemenin onun tarafından davalı İsmail lehine alacak kaydedilip kaydedilmediği, diğer bir de işle, davalı İsmail'in bu senetten dolayı bu miktar kadar menfaatlenip, menfaatlenmediği açısından her ikisinin de tacir olduğu anlaşılan davalılar İsmail ile Rafael'in ticari defterleri ibraz ettirildikten sonra, bu konuda bilirkişi incelemesi yaptırılarak hasıl olacak sonucuna göre 5.000 liralık ödemenin istirdatının gerekip gerekmeyeceğine karar verilmesi gerekirken noksan inceleme ile 5.000 liranın davalı İsmail'den istirdatına karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1 ve a2 nolu bendlerde açıklanan nedenle hükmün davacı yararına ve 3 numaralı bendde açıklanan nedenle davalı İsmail yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 2.4.1981 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.