 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 1981/4442
K: 1981/3815
T: 9.9.1981
818/m.53
Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla, dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
KARAR : Hak sahipleri tarafından işveren aleyhine açılan tazminat davası, müracaata bırakılmış ve sonunda, davanın açılmamış sayılmasına karar vermiştir. Bu nitelikteki bir davada alınan bilirkişi raporunun bağlayıcı olmayacağı belirgindir.
Her ne kadar işveren, ceza mahkemesinde açılan kamu davasının sonucunda beraat etmiş ve o davada sanık işveren kusursuz sayılmış ise de BK.nun 53. maddesi uyarınca ceza mahkemesinin beraat kararı hukuk hakimini bağlamaz. Bu nedenle ceza mahkemesince alınan bilirkişi raporu dahi, bu davada bağlayıcı bir güç taşımaz. Ceza davasında, kural olarak sanıktan beklenen özen çerçevesinde, kusur araştırması yapılmasına karşın, bu tür davalarda kişisel özenin ötesinde, işgüvenliği mevzuatının gerektirdiği tüm önlemlerin alınıp alınmadığı konusunda kapsamlı bir incelemenin yapılması zorunludur. 15 yaşından küçük sigortalının ağır ve tehlikeli işte çalıştırılması ve yanıcı tiner maddesinin yarattığı tehlikeleri sigortalının kavrayamayacağının düşünülmemesi ve bu maddenin gerekli biçimde korunmaması yönlerinden kusur araştırılması yapılması gerekir.
Bu durum karşısında, işverenin kusurlu olup olmadığı konusunda, davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 26. maddesinde yer alan ilkeler doğrultusunda, uzman bilirkişilere kusur incelemesi yaptırılması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi zorunludur.
Sözü edilen maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin beraatle sonuçlanan ceza davasında ve açılmamış sayılmasına karar verilen hak sahiplerinin tazminat davasında alınan benzer nitelikteki bilirkişi raporlarına dayanılarak, yazılı biçimde davanın tümüyle reddine karar verilmiş olması, usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ : O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.