Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E:1980/8-2383
K:1981/831
T:11.12.1981
* KAZANDIRICI ZAMANAŞIMIYLA MAL EDİNMENİN KOŞULLARI
* ÖZEL YASALARLA GETİRİLEN SINIRLAMALAR
ÖZET : 1 - Kazandırıcı zamanaşımı ile mal edinilmesine ilişkin davaların sadece MK. 639/1 ve 909. madde hükümleriyle değil, 766 sayılı Yasanın 33, 42, 97 ve 1617 sayılı Yasanın 20. maddeleri hükümleri de gözönünde bulundurularak çözümlenmesi gerekir. Çünkü anılan özel yasalar bu konuda bazı yeni koşullar ve sınırlamalar getirmiştir.
2 - Bu sınırlamalardan birisi de, bir tapulama bölgesinde (belgesiz olarak) kazandırıcı zamanaşımı ile mal edinilebilecek taşınmaz miktarının 50 dönümü geçemiyeceği ilkesidir.
3 - Bu ilke zilyetlikle (akdi ya da yasal) halefiyet halinde de uygulanır.
(743 s. MK m. 639/1, 909)
(766 s. Tapulama K m. 33, 42, 92, 97)
(1617 s. TTRÖK m. 20)
Taraflar arasındaki "tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda (Ceyhan Asliye Hukuk Mahkemesi) nce davanın reddine dair verilen 4.11.1976 gün ve 608-645 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine; Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 16.12.1977 gün ve 1998-10732 sayılı ilamiyle, (... Dava konusu taşınmazın 20 yıldan fazla bir süre boyunca müstakil bir parça olarak satıcı ve alıcı tarafından malik gibi kullanılmasına bu surette vaki zilyetliğin iktisap sağlayıcı mahiyette bulunmasına göre davanın kabulü gerekirken yazılı şekilde reddi cihetine gidilmesi usul ve kanuna aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davacı vekili.
Davacı, 9.10.1974 günlü dava dilekçesinde; 1972 yılında üçüncü kişilerden satın almak suretiyle zilyetliğini devir ve teslim aldığı tapuda kayıtlı bulunmayan taşınmazın. MK.nun 639/1. maddesi hükmünce adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme (... dava konusu taşınmazı davacıya satmış olan kişilerin, aynı tapulama bölgesinde. zilyet bulundukları toplam 546,8 dekar büyüklüğündeki taşınmazları muhtelif kişilere devrettikleri, bu suretle 766 sayılı Tapulama Kanununun değişik 33. maddesindeki 50 dönümlük sınırın aşıldığı ve davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşmediği...) gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
Özel daire, metni yukarıda yazılı gerekçe ile kararı bozmuş, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Dava, MK.nun 639/1 ve 909. maddelerine dayanmaktadır. Bilindiği gibi, MK.nun 639/1. maddesi, tapusuz taşınmazların kazandırıcı zamanaşımı ile mülk edinilmesi koşullarını düzenlemiş bulunmaktadır. Ne var ki, bugün artık bu tür davaların sadece MK.nun 639. maddesi hükmü ile çözümlenmesine olanak yoktur. Gerçekten, sonradan yürürlüğe giren 766 sayılı Tapulama Kanununun 33. maddesi, kazandırıcı zamanaşımı ile mülk edinme konusunda yeni bazı koşullar getirmiş ve 97. maddesinde; tapulama bölgeleri dışındaki taşınmazlar hakkında genel hükümlere göre açılacak tescil davalarında da, bu Kanunun 33. ve 42. maddelerinin uygulanmasını öngörmüştür. 0 halde, tapulama bölgeleri dışında kalan taşınmazlar için açılan tescil davalarında, zilyetlikle iktisap koşullarının Tapulama Kanununda öngörüldüğü biçimde gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması zorunludur. Tapulama Kanununun, tapusuz taşınmazların zilyeti ile iktisap koşullarını saptayan 33. maddesi hükmü, daha sonra yürürlüğe giren, 1617 sayılı Toprak ve Tarım Reformu Ön tedbirler Kanununun 20. maddesi ile değiştirilmiş ve yeni bazı sınırlamalar getirilmiştir. Sözü edilen maddenin 1. fıkrasında yüz ölçümü 20 dönüme kadar olan taşınmazlar için zilyetliğin ispatı, bilirkişi mütalaası ve şahadete bağlanmış; 5. fıkrasında yüzölçümü 20 dönümü geçen taşınmazların iktisabı için, zilyetliğin belgelerle ispatı zorunlu kılınmıştır. Bundan başka, yine 33. maddenin 4. fıkrası ile yeni bir hüküm getirilmiş ve bir kimsenin aynı tapulama bölgesinde münhasıran zilyetlikle iktisap edebileceği taşınmazların toplam miktarının 50 dönümü geçemiyeceği kabul edilmiştir. Böylece, bir kimsenin belgesiz olarak kazandırıcı zamanaşımı ile mülk edinebileceği taşınmaz miktarı sınırlandırılmış ve bir tapulama bölgesinde bu miktarın 50 dönümü geçemiyeceği esası getirilmiştir. Yasada öngörülen bu koşulların, zilyetlikle iktisap iddialarında resen gözetileceği kuşkusuzdur. Temyize konu olan dava, 1617 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği 19.7.1972 gününden sonra açılmış bulunduğundan sözü edilen yasa hükümlerinin uygulanması gerekir.
O halde, uyuşmazlık çözümlenirken, az yukarıda açıklanan yasa hükümleri gözönünde tutulmalıdır.
Dava dosyasında mevcut bilgi ve belgelerle, kroki ve ilam örneklerinin ve duruşma tutanaklarının incelenmesinden; davacının dava konusu taşınmazı satın aldığı kişilerin, aynı tapulama bölgesinde zilyet bulundukları taşınmazların toplam yüzölçümünün 546 dekarı aştığı ve bunları davacı ile aynı tarihte muhtelif kişilere satıp zilyeti iki erini devrettikleri, alıcıları tarafından açılmış olan tescil davalarının birçoğunun istek doğrultusunda sonuçlanmış bulunduğu anlaşılmaktadır. Oysa, yukarıda da değinildiği gibi, Tapulama Kanununun 33. maddesinin 4. fıkrası, bir tapulama bölgesinde münhasıran kazandırıcı zamanaşımı ile mülk edinilebilerek taşınmaz miktarını 50 dönümle sınırlandırmıştır. 0 halde, dava konusu taşınmaz üzerinde davacının bayileri lehine kazandırıcı zamanaşımı ile mülk edinme koşullarının gerçekleştiğinden sözedilemez. Bu durumda ise davacı, taşınmazı satın aldığı kişilerin zilyetliğini kendi zilyetlik süresine ekleyemez. Çünkü, MK.nun 909. maddesi hükmü halefiyet [ardıllık] esasına dayanır. Bu madde e göre, zilyetlik sürelerinin birbirine eklenebilmesi için, zilyet süresi eklenecek önceki zilyetliklerin de kazandırıcı zamanaşımından faydalanma 'hakkına sahip bulunmaları zorunludur. Bu yön, halefiyet kuralının gereğidir. Davacının kendisinden önceki zilyetlerin sahip bulunmadıkları bir haktan, halefiyet yolu ile yararlanması hukuken mümkün değildir. Aksi halde, bir tapulama bölgesinde yüzölçümleri toplamı 50 dönümü aşan taşınmazları, münhasıran zilyetliğe dayanarak elinde bulunduran kimsenin, 50 dönümden fazlasını kendi adına tapuya tescil ettirmesi mümkün değilken, 'bunların üçüncü kişiye devri halinde devir alan adına tapuya tescillerine imkan tanınmış olur ki, bu da yasa koyucunun amacına aykırı düşer. Çünkü, böyle bir uygulama, Tapulama Kanununun 33. maddesi hükmünü işlemez hale getireceği gibi, muvazaalı devirlere yol açar. Öte yandan, yasa hükümlerinin dolambaçlı yollarla bertaraf edilmesi, kanunla karşı hile teşkil eder ve hukuk düzenince korunmaz
O halde, yukarıda yapılan açıklamalara göre, dava konusu taşınmazı davacıya satan kişilerin zilyetlik süresinin davacının zilyetliğine eklenmesi mümkün görülmemiştir. Davacının müstakil zilyetliği de 20 yıllık iktisap zamanaşımı süresini doldurmadığına göre, mahkemenin davanın reddine ilişkin direnme kararı doğrudur ve onanmalıdır.
Sonuç: Davacı vekilinin temyiz ifrazlarının reddiyle direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle (ONANMASINA), bakiye 385 TL. ilam harcının temyiz edenden alınmasına ve davalı Maliye Hazinesi lehine takdir olunan 1.000 lira avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı Hazineye verilmesine 11.12.1981 gününde oybirliği ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini