 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1980/73
K: 1980/186
T: 15.02.1980
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 1. İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 21.11.1978 günlü kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 11.4.1979 gün ve 4734/5707 sayılı ilamı ile, "1970-1972 dönemi TİS'nin 148., 1972-1974 dönemi TİS'nin 52 ve 141., 1974-1976 dönüme TİS'nin 51, 143. ve 1976-1978 TİS'nin 49. maddelerinde, mevsimlik veya kampanya işlerinde çalışmakta iken işin bitmesi nedeni ile hizmet akdi askıya alınan veya ertesi sene yeniden işe alınmış olanların eski ücretlerinin verileceği ve bu işçilerin sendikaya üye oldukları sendikaca işverene bildirildiği takdirde bu toplu iş sözleşmesi ve iş mevzuatı ile mevsimlik işçilere tanınmış haklardan yararlanacağı öngörülmüştür. Mahkemenin hükme dayanak yaptığı bilirkişi raporunda mevsimlik işçi olarak çalışan davacının ertesi yıl tekrar işe alındığında bir önceki yıla ait sendika zammı, hizmet ve emek zammının ve toplu sözleşme zamlarının aynen işverence uygulandığı tesbit edildiğine ve davacının aldığı ücretin yasal asgari ücretin altında olduğu iddia edilmediğine göre artık daimi işçiler için kabul edilen sınıf skala başlangıç ücretine intibakı ve bundan dolayı fark ücreti isteme olanağı yoktur" gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davalı vekili.
KARAR : 1 - Hangi hükümlerin kesin olduğunu saptayan HUMK.nun 427. maddesinin 2. f.'nın hakkın özü ile birlikte bir bütün olarak değerlendirilmesi gerekir. Davada değer, bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi dava dilekçesinde yazılı olan miktarı aşkındır. Davacı avukatı bu değeri belirtmeden alacağının tamamına ilişkin talep hakkını saklı tutarak şimdilik kaydı ile kesin yargı kararı içinde kalacak bir miktarını istemiştir.
Alacağın tamamı çekişmeli olup bir kısmı istenildiğinden ve diğer kısımları için dava ve talep hakkı saklı tutulmuş olduğundan olayda kesin yargı kararından söz edilemez. Bu hususa ilişen direnme yerinde değildir.
2 - Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki kağıtlara, gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen sebeplerden dolayı BOZULMASINA 15.2.1980 gününde oybirliği ile karar verildi.