 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1980/7
K: 1980/1389
T: 07.03.1980
DAVA : Taraflar arasındaki itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Ankara 9. İş Mahkemesi)nce davanın kabulüne dair verilen 26.6.1979 gün ve 313-14 sayılı kararın incelenmesi davalı sendika vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk dairesi'nin 17.9.1979 gün ve 9727-11071 sayılı ilamiyle, (Davalı sendika sahtelik iddiasında bulunmuş olduğuna göre yalnızca iptal lie yetinilmeyip, yetkili Sendikanın da mahkemece tayini icabeder) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece, önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Bölge çalışma müdürlüğünün toplu iş sözleşmesini yapma yetkisi verdiği davacı sendikanın belgelerinin sahte olduğundan bahisle davalı sendikanın yaptığı başvuru irade beyanı yolu ile çözümlenmeye çalışılmış ve bu kez davalı sendikanın yetkili bulunduğu saptanmıştır.
Davacı sendika mahkemeden bölge çalışma müdürlüğü kararının iptali ile çoğunluğa sahip olduklarından yetkinin de kendilerine verilmesini istemiştir. Mahkeme irade beyanının yasal olmadığı gerekçesi ile bölge çalışan müdürlüğünün kararını kaldırmış ise de yetkili sendikaya tesbit etmemiştir.
Mahkemeler görevleri içinde bulunan işleri sonuca bağlamakla yükümlüdürler. Olayda yetkili sendikanın belirlenmesine ilişen kararı iptal eden mahkemenin, incelemesini yaparak yetkili sendikayı da saptaması gerekirdi. Bu yolda istekte mevcuttur. Karar, niteliği itibariyle yürürlükteki hukuka aykırı bir sonuç doğurmuş yetkinin hangi sendikada bulunduğunun belirlenmesine olanak vermemiştir. Bölge Çalışma Müdürlüğünce davalının sahtelik iddiası nedeni ile irade beyanı yoluna gidilmiştir. Sahtelik iddiasını çözüp sonucu belirlemek mahkemenin görevi içindedir.
Açıklanan nedenlerden ötürü olayda 275 sayılı Kanununun 11. maddesinde öngörülen ve normal şartlar altında yapılacak ve tarafların defter ve kayıtları ile sonucu ulaşılacak bir durum olmadığından mahkemenin duruşma yaparak sonuca ulaşması ve yetkili sendikayı belirlemesi gerekirdi. Bu bakımdan iddia ve işlemler nedeni ile mahkemenin aldığı kararın sözü edilen 11. maddede öngörülen kesin yargı kararı olarak mütaalasına olanak bulunmamaktadır. Bu itibarla Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının özel daire bozma kararında gösterilen sebeplerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 7.3.1980 gününde oyçokluğu ile karar verildi.