Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E:1980/3-1347
K:1982/73
T:03.02.1982
  • GERİ ALMA DAVASI
ÖZET : Belgesiz olarak yapılan ilamsız icra kovuşturmalar-ına itiraz edilmemesi nedeniyle kesinleşmesi sonucu takip konusu borç ödendikten sonra açılan geri alma davalarında kanıtlama [ispat] yükü davalı durumundaki alacaklıdadır.
(743 s. MK m. 6)
(2004 s. İİK m. 72)
Taraflar arasındaki istirdat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (İzmir 3. Sulh Hukuk Mahkemesi)nce davanın reddine dair verilen 17.10.1979 gün ve 1979/225 - 1311 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine; Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 3.12.1979 gün ve 6725 - 6851 sayılı ilamiyle, (...Dava, borcu olmadığı halde ödeme yapan davacının ödediği parayı geri alması için ttK.nun 72. maddesinin 8. fıkrasına dayanarak açtığı istirdad davasına ilişkindir.
Davalının yaptığı takip, hiçbir belgeye dayanmadığı halde itiraz edilmeksizin icra takibi kesinleşmiş ve davacı tarafından para icra dosyasına ödenmiştir.
Davacının yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini isbata mecbur olduğu dikkate alınarak delilleri toplanmalı ve davalının savunması da incelenerek sonucuna göre karar verilmelidir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden : Davacı vekili.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü : Dosyadaki kanıtlara ve tarafların iddia ve savunmalarına göre
Alacaklı durumundaki davalı şirket 1978/128 sayılı icra dosyasiyle borçlu aleyhine ilamsız icra kovuşturması açmış ve kovuşturma itiraz edilmeksizin kesinleşmiştir. Borçlu Hüsamettin vekili 8.2.1979 günü icra memurluğuna başvurarak icra tutanağına "... istirdat talebi hakkımız baki kalmak şartıyla borcu ödeyeceğim.." meşruhatını yazmış ve bilahare de takip konusu borcu ödemiştir.
İşte, davacı borçlu, süresi içinde (13.2.1979 tarihinde) açmış olduğu işbu istirdat davası ile ödemek zorunda kaldığı paranın geri alınmasını istemiştir.
Yerel mahkeme "... davacı borçlu adına çıkarılmış olan ödeme emrinin Tebligat Kanununa uygun şekilde tebliğ edilmek istenmesine rağmen davacının bunu tebellüğden kaçınıldığı ve böylece
takibin kesinleştiği. . . " gerekçesiyle davacının geri alma [istirdat]
davasını reddetmiş; davacının temyizi üzerine red kararı özel dairece (yukarıya metni aynen alınan ilamla) bozulmuş, mahkeme bu kez; "... Geri alma davalarında ispat külfetinin davacı borçluda
olduğundan; ancak davacının ve davalının 18.7.1979 günlü dördüncü oturumda başkaca hiçbir delil ibraz ve ikame etmeyeceklerini bildirdiklerinden ve özellikle davacının davalı alacaklı şirkete and dahi teklif etmediğinden; bu bakımdan özel dairenin davacının delillerinin toplanması yolundaki bozma nedeninin doğru olmadığından... " bahisle eski kararında direnmiştir.
Yukarıda özetle değinilen maddi olgulara ve özellikle 2.3.1979 günlü cevap dilekçesi münderecatı ile davalı alacaklı şirket vekilinin 18.7.1979 günlü oturumda vaki imzalı beyanına göre; icra kovuşturmasının, yani alacağın belgeye bağlı olmadığı; davacı borçlunun ödeme emrine itiraz etmemesi nedeniyle icra kovuşturmasının kesinleştiği ve böylece borçlunun takip konusu parayı ödediği; öte yandan, geri alma davası sırasında tarafların, herhangi bir delil ibraz ve ikame etmek istemedikleri açıkça anlaşılmaktadır. Esasen bu konuda herhangi bir uyuşmazlık da yoktur.
Görüldüğü gibi, mahkeme ile özel daire arasındaki uyuşmazlık, bu tür davalarda ispat yükünün taraflardan kime ait olduğu yönünde düğümlenmiştir. Hal böyle olunca geri alma (istirdat) davalarının hukuksal yapısı üzerinde kısaca durulmasında yarar görülmüştür.
Bilindiği gibi; geri alma davası, icra hukukunun bir kavramı olmasına rağmen, uyuşmazlığı Maddi Hukuk yönünden çözümleyen bir yoldur (davadır)(Baki Kuru - İcra ve İflas Hukuku - Cilt 1 İcra Hukuku - Ankara 1965 - Sayfa 179)(Nurkut İnan - İstirdat Davalarında İspat Yükü - Batıder - 1969 - Cilt V - Sayı 1 - Sayfa 89). Bir eda davası olan bu dava, nitelikçe (sebepsiz iktisap davası) na benzemektedir. Nevar ki, burada borçlu BK madde 62'de öngörülen ilke hilafına "kendini borçlu sanarak hataen ödeme yaptığını ispatla yükümlü değildir." Bunun nedeni, ödemenin icra zoru ile yapılmış olmasıdır. Geri alma davasının amacı, davacının ödeme emrine itiraz etmemesi ya da edip de itirazının kaldırılmış olması sebebiyle aleyhine kesinleşen icra kovuşturması dolayısıyla, cebri icra tehdidi altında ödemek zorunda kaldığı ve fakat gerçekte borçlu olmadığı bir paranın geri alınmasını sağlamaktır. Çünkü ödeme emrine zamanında itiraz edilmemesi ya da edilip de itirazın kaldırılması üzerine ödeme emrinde yazılı miktarın ödenmesiyle taraflar arasındaki uyuşmazlık sadece icra hukuku yönünden sonuçlanır. Maddi hukuk yönünden ise uyuşmazlık kesin olarak sona ermiş olmaz. Görülüyor ki maddi hukuk yönünden bir eda davası niteliğindeki bu davanın konusu, öncelikle ödeme emrindeki alacağın aslında var olmadığı ya da hukuken borçluya ilzam eder nitelikte bulunmadığı yönlerinin ispatı ile ilgilidir. Şu halde borçlu, Postacıoğlu'nun da belirttiği gibi, "alacaklıya karşı hiç bir surette borçlanmadığını bu davada ileri sürebileceği gibi, borçlanmış olsa bile, bunun butlan sebeplerinden biri ile sakatlanmış (malül) olduğunu veya borcun itfa edildiğini ve binaenaleyh hukuken mülzem olmadığı bir parayı ödemiş olduğunu dermeyan edecektir... " (İ. Postacıoğlu - İcra Hukuku Esasları - İstanbul 1958 - Sayfa 194 vd.). Genel kural bu olmakla beraber Yargıtay uygulamalarında ispat yükü bakımından bir ayırım yapıldığı gözlenmektedir. Gerçekten Yargıtay özel dairelerinin uygulamalarında, "... İİK.nun 72. maddesinin son fıkrasındaki - davacı yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur - hükmü, BK.nun 62. maddesiyle münasebeti olmadığını, yani verilen şeyin geri alınabilmesi için hataen verildiğini ispat zarureti bulunmadığını belirtmek maksadına matuftur. İcra takibi, alacağı teyid eder hiçbir belgeye istinad ettirilmeden yapılmış, itiraz etmemekle kesinleşmiş olduğu takdirde, borçluyu, borcu olmadığını ispata zorlamak hakkaniyet kuralları ve mantık ile telif edilemez. Böyle bir durumda alacaklı alacağını müsbit bilumum delillerini ibraz etmeye, borçlu da bunlara yönelttiği iddia ve itiraz sebeplerini ve paranın ödenmesi lazım gelmediğini ispat etmeye mecburdur. . . " denmek suretiyle açık bir şekilde, "belgesiz olarak yapılan ilamsız icra kovuşturmalarına itiraz edilmemesi nedeniyle kesinleşmesi sonucunda, takip konusu borç ödendikten sonra açılan geri alma davalarında ispat yükünün davalı durumundaki alacaklıda olacağı 'vurgulanmış bulunmaktadır (ltD. 20.4.1965 gün ve E. 4572, K. 4865; tİP. 27.10.1964 gün ve E. 11464, K. 12023; 4. HD. 10.10.1968 gün ve E. 10631, K. 7150; 4. HD. 23.6.1966 gün ve E. 5605, K. 7082; 4. HD. 9.2.1973 gün ve E. 6096, K. 1189; TD. 26.4.1968 gün ve E. 2787, K. 2423).
Temyiz incelemesine konu bu davada da icra kovuşturması bir belgeye dayanmamaktadır. O halde, davalı alacaklı şirket, evvelemirde davacı borçludan alacaklı olduğunu ispatlamakla yükümlüdür. Yargıtay'ın bu uygulaması bazı bilim adamlarınca da paylaşılmaktadır, (Bakınız: Postacıoğlu - age - 196: 3. basım, İstanbul 1973, sayfa 233)(İnan - agm -90 vd.)(Aksi görüş için bakınız. Kuru age 183 ve orada anılan eserler ile Bilge Umar/Ejder Yılmaz - İspat Yükü - İstanbul 1980- sayfa 133, dipnot 183 de anılan yazarlar). O halde, bu davada öncelikle alacaklı alacağının varlığını ispat etmek ve. bu yön gerçekleştiği, yani alacağın varlığı sabit Olduğu takdirde davacı borçlu, paranın ödenmesi lazım gelmediğini ispat eylemek zorundadır. Somut olayda, davalı alacaklı Şirket tarafından yapılan icra kovuşturmasının bir belgeye dayanmadığı ihtilalsizdir. Öte yandan davalı alacaklı (yukarıda da açıklandığı gibi) bu yönü imzalı ikrarı ile kabul etmiş ve üstelik hiç bir delil ibraz etmeyeceğini 18.7.1979 günlü oturumda bildirmiştir. 0 halde, bu davada davalı alacaklı şirket icra kovuşturmasına konu ettiği alacağını ispatlıyamamış olmaktadır. Hal böyle olunca, davacı borçlunun (itiraz etmemek suretiyle kesinleşen icra kovuşturması üzerine) ödediği paranın aslında ödenmemesi gereken bir para olduğu dolayısıyla sabit olmuş bulunmaktadır. Bu nedenlerle, davacı borçlu tarafından açılmış olan geri alma davasının kabulüne karar verilmek üzere hükmün özel dairece bozulması gerekirken, "... Davacının ödediği paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecbur olduğundan söz edilerek davacının delillerinin toplanması... " gerekçesiyle bozmaya sevkedilmesi gereksiz görülmüştür.
O halde, direnme kararı yukarıda yazılı nedenlerle bozulmalıdır.
Sonuç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda gösterilen sebeplerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince (BOZULMASINA) 3.2.1982 gününde oybirliği ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini