 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1980/2784
K: 1983/894
T: 05.10.1983
DAVA : Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 1. Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 29.5.1979 gün ve 1976/2133 - 1979/304 sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 27.11.1979 gün ve 1979/5797 - 1979/6178 sayılı ilamı: (... Kira sözleşmesi herhangi bir şekle bağlı değildir. Sözlü veya yazılı olabilir. Yazılı yapılması ispat kolaylığını sağlar. Olayda ise kira sözleşmesinin varlığında taraflar arasında uyuşmazlık yoktur. Çünkü davacının kira alacağının tahsili için açtığı bu davaya karşı verdikleri cevapta davalılar aralarında kira sözleşmesi bulunduğunu açıkça kabul etmekte, ancak davacının kiralananı kendilerine kullandırmadığını, bu yüzden tahliye zorunda kaldıklarını ileri sürerek bundan doğan zararlarının ödetilmesi için kendilerinin de dava açtıklarını savunmuşlardır. Mahkemece, taraflarca benimsenen sözlü kira sözleşmesine itibar edilmeyerek yazılı kira sözleşmesi aranması yanlıştır. O halde, işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde davanın reddedilmiş olması Usul ve Kanuna aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi Usul ve Yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 5.10.1983 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Bilindiği gibi,sözleşmelerin şekli,kaynaklarına göre (Kanuni şekil) ve (İradi şekil) olmak üzere ikiye nayrılır.Borçlar yasası'nın 16. maddesi iradi şekli düzenlemiş bulunmaktadır.Kurak olarak hukuksal işlemler,yasada aksine bir açıklık bulunmazsa hiçbir şekle bağlı değildir.Ancak, taraflar buna rağmen,hiçbir şekle bağlı olmayan asıl sözleşmeninin noterde yapılması için öngörülen günden önce kiralananı terk etmiştir.
O halde, bütün bu yazılı nedenlerle,yerel mahkemenin, (taraflar arasında bir kira sözleşmesi bulunmadığı) gerekçesiyle davanın reddine ilşkin direnme kararı doğrudur ve onanmalıdır.Çoğunluğun bozma doğrultusundaki görüşüne açıklanan nedenlere katılamıyoruz.