 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1980/2522
K: 1983/1140
T: 09.11.1983
DAVA : Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 7. Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 9.3.1978 gün ve 1977/152 - 1978/129 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 12.11.1979 gün ve 4284 - 5676 sayılı ilamı ile, "... 1 - Taraflar arasındaki mesleki kontrolluk hizmet sözleşmesinin 8. maddesinde, "tatil edilmiş veya inkıtaa uğramış olan inşaatın Bakanlıkça tekrar başlatılması halinde ve mimarların kontrollük hizmetinin devamını talep etmesi üzerine mimarlar kontrollük hizmetlerini bu sözleşme şartları ile yapıp yapmamakta serbesttirler" hükmü yer almıştır." davacılar sözleşmenin bu hükmüne dayanarak Bakanlığın Erzurumda bulunan 12. Bölge Müdürlüğüne 28.4.1975 tarihinde başvurarak işin yeniden müteahhide ihale edildiğini, yapı işleri 12. Bölge Müdürlüğünün 24.4.1975 günlü yazıları ile işe davet edildikleri, ancak, "mevzuubahis işin yaptığımız sözleşmesi sona ermiş bulunmaktadır. İşin bitmemiş olması" nedeniyle Erzurum Üniversitesi poliklinik bloku ile Hemşire Koleji İnşaatlarının mesleki teknik kontrollüğünü yeniden yapmayı talep ettiklerini bildirmişlerdir. İdare bu başvuruya cevap vermediği için ikinci defa 8.8.1975 gününde inşaatı devam etmekte olan Hemşire Koleji binasının mesleki kontrollüğünü yapmak istediklerini teyiden istemişlerdir. Bunun üzerine idare 25.9.1975 günlü yazı ile Hemşire Koleji binası ikmal inşaatı mesleki kontrollük işinin ihaleye çıkarıldığını, keşif bedelinin 78.053,57 lira olduğu davacılara bildirilmiş, ihale günü davacılar hazır bulunduğu halde ücret hesabına itirazla ihalenin geri bırakılmasını istemişler ve 2.10.1975 günlü ihale bu nedenle yapılmamıştır. Davacılar 3.10.1975 günlü başvuruları ile de mesleki kontrollük hizmetleri uygulamasının yanlış yapıldığını, aralarında sözleşmenin mevcut olduğunu işin yeniden başladığını, görevlerini yapmakta olduklarını, yanlışlığın giderilmesi gerektiğini belirtmişlerdir. Bayındırlık Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürlüğünün bu başvuruya karşılık verdiği 15.10.1975 günlü yazısı ile de ücretin Mimarlık ve Mühendislik Hizmetleri Şartnamesinin 4/2 maddesi hükmüne göre mesleki kontrollük hizmetleri, ihale edilen işin yapı sınıfına ve ilk keşif tutarına istinaden hesaplanarak verilmesi gerektiği, buna göre bir kısım inşaatı sona ermiş olan binada, kalan işlerin ayrı bir ihale ile yaptırılmasına başlandığında yeniden ihale edilen inşaatın keşif bedeli üzerinden hesaplanacak ücretle yeni bir mesleki kontrollük sözleşmesinin yapılması gerektiği, bu nedenle eski mesleki kontrollük sözleşmesi ile kontrollük işine devam edilmesi mümkün olmadığı bildirilmiş, 17.10.1975 günlü yazı ile de ücret hesabının ihale edilen inşaat kısmı keşif bedelinin tüm yapı keşif tutarına oran yapılmak suretiyle hesaplanmakta olduğu, hesaplamada hata olmadığı nedeniyle itirazlarının reddedildiği, işin ihalesinin 27.10.1975 gününde yapılacağı duyurulmuştur. Belirtilen günde davacılar hazır olmadıklarından ihalenin yapılamadığı aynı günlü tutanaktan anlaşılmaktadır.
Dosya üzerinde bilirkişi Galip Şener tarafından yapılan incelemede, bütün bu işlemler özetlendikten sonra mimarların sözleşmenin 8. maddesine göre bu sözleşme şartları ile işi yapıp yapmamakta serbest olduklarına göre idareye açık şekilde bu hususu bildirmeleri gerektiğini, geçen işlemlerden eski sözleşmeye göre devam etmek istemediklerinin anlaşıldığını yeni şartlarla işe devam ise yeni sözleşmeyi gerekli kıldığı, bu nedenle gerek idarenin ve gerekse davacı mimarların tutumlarında çelişkili durumlar bulunduğu ve bu haliyle sözleşmenin fiilen ortadan kalktığı, uygulama olanağı kalmadığı kanaatı belirtilmiş, sözleşme geçerli kabul edilirse sözleşme ile tesbit olunan 199.525,12 liradan önceki sözleşme ile aldıklarının çıkarılması ile kalanı isteyebilecekleri açıklanmıştır.
Gerçekten, yukarıda özetlenen işlemlerden anlaşıldığı üzere davacılar eski sözleşme şartları ile bağlı kalmak istememektedirler. Oysa sözleşmenin 8. maddesi bu sözleşme şartları ile mimarların işi yapıp yapmamakta serbest olduklarını hükme bağlamıştır. Davacılar sözleşmenin bu maddesine bağlanmak istemediklerine göre davalı idare artık serbest kalmış demektir. Hal böyle olunca davacıların bir hak talep etmeleri söz konusu olamaz. Bu nedenle davanın reddi gerekir. Mahkemece bu yön gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
2 - Bilirkişi raporunda sözleşmenin geçerli kabul edilmesi halinde davacıların 199.525,12 liradan daha önce aldıkları tutar çıkarıldığında kalan kısım kadar alacak haklar bulunduğu belirtildiği halde gerekçe dahi gösterilmeden ve rapordaki düşünce gözetilmeden isteğin tümüne hükmedilmiş olması da kabul biçimi bakımından bozmayı gerektirir..." gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden : Davalı vekili.
Hukuk Genel Kurulu kararı:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle, direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen sebeplerden dolayı bozulmasına 9.11.1983 gününde oybirliği ile karar verildi.