 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1980/2365
K: 1981/696
T: 28.10.1981
DAVA : Taraflar arasındaki "Velayet" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Üsküdar Asliye 3. Hukuk Mahkemesince, davanın reddine dair verilen 31/12/1979 gün ve 459-841 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 1.4.1980 gün ve 1223-2861 sayılı ilamıyla, (.. Dava sırasında dinlenen tanıkların cümlesi, küçük Z.'e halaları tarafından bakıldığını beyanla, bunlardan Ş., M. ve S.G., bu iki halanın davacıyı evden kovduklarını söylemişler, S. ayrıca davacıyı dövdüklerini gördüğünü ve çocuğu vermediklerini bildirmiştir. Davacı, şu hale göre, evden kovulduğundan beri, çocuğunu almaya çalışmaktadır. Medeni Kanunun 137. maddesi, dava sırasında çocukların ana-babadan hangisinde kalacağını düzenleme görevini de mahkemeye verdiğine göre, halen ortak hayatın tatil edilmiş olması halinde de bu kuralın geçerliliği söz götürmez.
Küçük, 1976 doğumlu olup, kız çocuğudur. Ana şefkat ve ihtimamına muhtaçtır. Davacı ana, İstanbul'da oturduğuna göre, muhit değiştirilmesi söz konusu olamaz. Davanın kabulüyle, yukarıda belirtilen nedenlerle küçüğün, ananın velayetine tevdii gerekirken, davanın reddi doğru değildir.) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeni yapılan yargılama sonunda; mahkemece, önceki kararda direnilmiştir.
Duruşmalı Temyiz eden: Davacı vekili Av. Ş.T.
Duruşma yapılması için tayin edilen 14.10.1981 Çarşamba günü, belli zamanda temyiz eden ve duruşma isteyen davacı A.T.A. ve vekili Av. Ş.T. ile, karşı taraf davalı K.A. vekili Av. H.Z.Ü. geldiler.
Temyiz dilekçesinin süresinde verilip, kaydedildiği incelenerek anlaşıldı.
Hukuk Genel Kurulunca, gelen taraf ve vekillerinin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra vaktin yetersizliğinden dolayı işin incelenerek, karara bağlanmasının başka bir güne bırakılması uygun görüldü.
Bugün, dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların iddia ve savunmalarına, dosyadaki kağıtlara, bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen sebeplerden dolayı, H.U.M.K.'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, davacı lehine takdir edilen 1400 lira vekalet ücretinin, davalıdan alınarak, davacıya verilmesine 28.10.1981 gününde oyçokluğuyla karar verildi.