 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1980/2364
K: 1983/73
T: 02.02.1983
DAVA : Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Adana İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 24.1.1980 gün ve 819-19 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 3.3.1980 gün ve 2254-2011 sayılı ilamı : (...sözleşmenin 15. maddesinde yer alan fesih tazminatı ancak muhik bir sebep olmaksızın sürenin bitiminden önce sözleşmenin tek taraflı olarak işveren tarafından feshi halinde örgörülmüştür.
Dava konusu olayda asli vazifesi uhdesinde kalmak kaydı ile Nusaybin fabrikası müdürlüğü emrinde görevlendirilen davacı görevlendirildiği yere gitmemek suretiyle sözleşmeyi kendisi feshetmiştir. Görevlendirmeye ilişkin emirde "asli vazifenin davacı uhdesinde bırakıldığına" dair sözcükler atamanın geçici olduğu yeterince açıklanan niteliktedir.
Diğer taraftan, işverenin iş sözleşmesinin sırf işçi tarafından bozulmasını temin amacıyla işbu atamayı yaptığı hakkında hükme yeterli delil de yoktur. Değişik bir değerlendirme ile isteğin hüküm altına alınması yasaya aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiğini anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların iddia ve savunmalarına, dosyadaki kanıtlara, bozma kararında gösterilen gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır. SONUÇ : Temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen sebeplerden dolayı BOZULMASINA, oyçokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ :
9. Hukuk Dairesi birinci bozmasında; sözleşmenin 3 ncü maddesine göre işverenin davacıyı geçici olarak atayıp atamadığı gereği araştırılmak ve şayet işveren sırf işçiyi iş sözleşmesini bozmayı planlamak maksadı ile başka yere tayin ettiği anlaşıldığı takdirde şimdiki gibi karar verilmek gerekir demiştir.
Böylece Nusaybin'e tayin geçici değilse ve işçi sırf iş sözleşmesinin feshinin temini amacı ile tayin edilmiş ise, sözleşmenin 15. maddesi gereğince işçinin iş aktini feshedebileceği ve 15. maddede kabul edilen tazminatı isteyebileceği dairede de benimsenmiştir.
Mahkeme bozmaya uymuştur. Bunun sonucu olarak işverenin sözleşmesinin 15. maddesi gereğince iş aktini feshetmesine rağmen işçiyi iş aktini feshe zorlayıcı bir davranışta bulunmuş ise işçinin sözleşmesinin 15. maddesinde kabul edilen tazminatı isteyebileceği hususunda işçi lehine kazanılmış hak doğmuştur. Özel Daire ancak uyulan bozmada açıklanan hususların yerine getirilip getirilmediğini inceleyebilir. Bozmaya uygun şekilde inceleme ve soruşturma da yapılmıştır.
Dinlenen tanık beyanlarından, tayinin geçici olmadığı ve işçiyi iş aktinin feshine zorlamak amacı ile yapıldığı anlaşılmıştır. Davalı dahi tanık beyanlarının aksini gösterecek bir beyanda bulunmadığı gibi bu yolda bir delil de getirmemiştir.
O halde darinenin birinci bozmaya uyulmakla davacı yararına gerçekleşen müktesep hakkı ortadan kaldırır nitelikte hizmet akti işveren tarafından bozulmadığına göre işçinin sözleşmesinin 15. maddesine dayanarak tazminat istemeyeceğine dair tamamen yeni bir değişik bir bozma yapmasına usul kanunu imkan vermez.
Açıklanan sebeplerle mahkemenin ısrar kararının Onanması zorunlu olduğu görüşündeyim. Bu nedenle muhalifim. 2.2.1983