 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 1980/1-2276
K. 1981/826
T. 11.12.1981
DAVA : Taraflar arasındaki tesbit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Üsküdar Asliye 3. Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 27.6.1979 gün ve 81-427 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin 3.10.1979 gün ve 12434-13478 sayılı ilamıyla bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece eski kararda direnilmiştir.
Temyiz eden : Davacı vekili.
Duruşma yapılması için tayin edilen 2.12.1980 Çarşamba günü belli zamanda temyiz eden ve duruşma isteyen davacı M.A. vekili Av. E.A. geldi. Karşı taraf davalılar H.O. vekilleri Av. S.A. ile diğer davalı R.A.'ün davetiye tebliğine rağmen gelmediği görüldü.
Temyiz dilekçesinin süresinde verilip kaydedildiği incelenerek anlaşıldı.
Hukuk Genel Kurulunca gelen taraf vekilinin sözlü açıklaması dinlendikten sonra, vaktin yetersizliğinden dolayı işin incelenerek karara bağlanmasının başka güne bırakılması uygun görüldü.
Bugün dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dosyadaki belgelerin incelenmesinden, mahkemece verilen ilk kararın davacı vekiline 7.9.1979 gününde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, temyiz dilekçesinin ise ( Usulün 432. maddesindeki 15 günlük yasal temyiz süresi geçirildikten sonra ve bunun sonucu olarak karar kesinleştikten sonra ) 25.9.1979 gününde hakime havale ettirildiği anlaşılmaktadır.
Görülüyor ki, Özel Daire süresinde temyiz edilmeyerek kesinleşmiş olan bir kararı yanlışlıkla incelemiş ve bozmuştur. Yerel mahkemenin bu bozma kararına uymaması ve önceki kararda direnmesi usul kuralı gereğidir. Çünkü, mahkeme usulün 429. maddesindeki yetkisini kullanırken, bozma kararının usule uygun olup olmadığını da gözönünde bulundurmakla ödevlidir. Demekki, mahkeme bozmaya uyup uymamayı kararlaştırırken, bozulan kararın kesinleşmiş olup olmadığını inceleyecektir ( HGK. 21.4.1965 gün ve 117-171 ve HGK. 1.10.1975 gün ve 630- 1052 sayılı kararları ).
Yukarıda yapılan açıklamalara göre, Özel Daire bozma ilamına konu olan karar kesinleşmiş bulunduğundan, mahkemenin bu nedenle önceki kararında direnmesi doğrudur ve direnme kararı onanmalıdır.
SONUÇ : Davacının temyiz itirazlarının reddiyle, direnme kararının açıklanan nedenlerle ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı bakiye 385 lira temyiz ilam harcının davalıdan alınmasına 11.12.1981 günü oyçokluğuyla karar verildi.