 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1980/10-2302
K: 1983/271
T: 23.03.1983
ÖZET: SSK.nun 79/2. madde ve fıkrası "kayıt ve belgelerin gösterilmemesini" bir ölçümleme nedeni diye kabul etmişse de bu göstermeyi bir süre koşuluna bağlı tutmamıştır. Anılan yasa hükmünün uygulanmasını göstermek üzere düzenlenen Sosyal Sigorta İşlemleri Tüzüğünün 49. maddesinde kayıt ve belgelerin gösterilmesi için 15 günlük süre öngörülmüş, bu süre içinde gösterilmediğinde bunların artık incelenemiyeceği hükme bağlanmışsada Tüzüğün bu maddesi Danıştay Dava Daireleri Kurulunca iptal edilmiş ve yeni bir düzenlemede getirilmemiş olup yasaya aykırılığı nedeniyle iptal edilen bir tüzük hükmüne artık dayanılamaz. Burada bir düzenleme boşluğu doğmuş olup, kurum defter ve kayıtların gösterilmesini istediğinde işverenin bunları gösterme konusunda hiçbir süre ile bağlı olmadığı da düşünülemeyeceğinden, yukarda anılan bu boşluk en çok "ölçümleme borcunun tebliğine kadar)) geçecek bir süreye ilişkin "uygun süre" esasına göre doldurulmalıdır.
(506 s. SSK m. 79)
Taraflar arasındaki "ölçümlemenin iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (İstanbul 10. İş Mahkemesi)'nce davanın kabulüne dair verilen 13.6.1979 gün ve 1976/2626-46 sayılı kararın incelenmesi davalı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 10. Hukuk Dairesi'nin 15.10.1979 gün ve 1979/4989-8180 sayılı ilamıyla; (... Kurum tarafından kayıt ve belgelerin gösterilmesi için işverene yapılan 15 gün süreli bildiriye rağmen, işverenin bu kayıt ve belgeleri göstermediği gibi, haklı bir neden ileri sürerek önel de istemediği, işverenin bu yasal sürenin bitiminden sonra fakat ölçümleme borcunun kendisine tebliğinden evvel kayıt ve belgelerini Kuruma gösterdiği halde Kurumun bunu gözönünde bulundurmayarak ölçümlemeye gittiği taraflar arasında uyuşmazlık konusu teşkil etmemektedir. Kayıt ve belgelerin ölçümlemenin tebliğinden önce fakat 15 günlük önel dışında Kuruma gösterilmesi durumunda, ister 1232 sayılı Bakanlık Genelgesi döneminde olsun, ister onun yerine geçen tüzük döneminde olsun kurumun ölçümleme hakkını doğduğunun kabul edileceği dairemizin yerleşmiş içtihatları gereğidir. Nitekim bu görüş Hukuk Genel Kurulu'nun 23.6.1976 tarih ve 2033 E., 2346 K. sayılı ilamıyla da benimsenmiş bulunmaktadır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde bulundurulmaksızın yazılı şekilde karar verilmiş olması usule ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı kurumun bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli hüküm bozulmalıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: davalı vekili.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Davacı, davalı kurum tarafından haksız olarak yapılan ölçümlemenin iptaline karar verilmesini istemiştir. Yerel Mahkeme, isteğin kabulüne karar vermiş; bu karar özel dairenin, yukarıya metni aynen alman ilamıyla bozulmuştur. Ancak, mahkeme önceki kararında direnmiştir.
Olayda, davalı Kurum tarafından, kayıt ve belgelerin gösterilmesi için davacı işverene yapılan 15 gün süreli bildiriye rağmen, işverenin kayıt ve belgelerini göstermediği ve haklı bir neden ileri sürerek önel de istemediği; ancak, anılan sürenin bitiminden sonra ve fakat ölçümleme borcunun kendisine tebliğinden önce, kayıt ve belgelerini Kuruma gösterdiği halde, Kurumca bu istek dikkate alınmayarak ölçümlemeye gidildiği tartışmasızdır.
Mahkeme ile özel daire arasındaki uyuşmazlık, "... işverenin, kurumca yapılan 15 gün süreli seçenekli bildiriye rağmen, bu süre içinde kayıt ve belgelerini göstermemesi; ancak, anılan sürenin bitiminden sonra ve fakat ölçümleme borç tebligatından önce göstermek istemesi halinde, kurum için ölçümleme hakkının doğup doğmayacağı. . ." noktasında toplanmaktadır.
Bu davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı SSK.nun 79. maddesinin 2. fıkrası, "kayıt ve belgelerin gösterilmemesini " bir ölçümleme sebebi olarak kabul etmiş ise de, bu göstermeyi bir süre koşuluna tabi tutmamıştır. Fakat, anılan yasa hükümlerinin uygulanmasını göstermek üzere düzenlenmiş bulunan, Sosyal Sigorta İşlemleri Tüzüğünün 49. maddesinde, söz konusu kayıt ve belgelerin gösterilmesi için 15 günlük bir süre öngörülmüştür. Ayrıca, kayıt ve belgeler, bu süre içinde gösterilmediği takdirde, bunların artık incelenmiyeceği de hükme bağlanmıştır. Ne var ki, anılan Tüzüğün 49. maddesi hükmü, Danıştay Dava Daireleri Kurulunun 24.4.1974 gün ve 1972/362 E., 1974/459 K. sayılı ilamıyla iptal edilmiş olup, henüz yeni bir düzenlemeye de gidilmemiştir. Hal böyle olunca, artık yasaya aykırılığı nedeniyle iptal edilen bir tüzük hükmüne dayanılamıyacağı açıktır (HGK. 5.12.1979 gün, 1978/10-325 E., 1979/1439 K.; HGK. 20.2.1980 gün, 1978/ 10.283 E., 1980/1349 K. sayılı kararları).
O halde, Sosyal Sigorta İşlemleri Tüzüğünün 49. maddesi hükmünün, Danıştay'ca iptal edilmesi üzerine, bir düzenleme boşluğun doğduğunun kabulü zorunludur. Ne var ki, Tüzüğün 49. maddesinin Danıştay'ca iptali karşısında, Kurumun defter ve kayıtların gösterilmesini istemesi üzerine, işverenin bu defter ve kayıtları gösterme konusunda, hiçbir süre ile bağlı olmadığı da düşünülemez. Söz konusu boşluğun, en çok "ölçümleme borcunun tebliğine kadar geçecek bir süreye ilişkin "uygun süre" esasına göre doldurulması gerekir. Özel dairenin son uygulamaları da bu doğrultuda biçimlenmiş bulunmaktadır (10. HD., 26.1.1981 gün, 1980/7235 E., 1981/285 K 10. HD., 22.1.1981 gün, 1980/7079 E., 1981/226 K.).
Temyiz incelemesine konu olan bu davada, davacı işverenin, yukarıda açıklanan usul ve esaslar doğrultusunda, ölçümleme borcunun tebliğinden önce, kayıt ve belgelerini davalı Kuruma gösterme yükümünü yerine getirdiği gerçekleşmiş bulunduğuna göre, usul ve yasaya uygun direnme kararının onanması gerektir.
Sonuç : Temyiz itirazlarının reddiyle, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle (ONANMASINA) ve (3919 lira) bakiye temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 23.3.1983 gününde oybirliğiyle karar verildi.