Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1980/57
K: 1980/217
T: 02.06.1980
DAVA : Satmak amacıyla uyuşturucu maddelerden esrar bulundurmak suçundan sanık Ömer'in hükümlülüğüne dair (Altındağ 2. Ağır Ceza Mahkemesi)nden verilen 26.12.1979 gün ve 279/278 sayılı hüküm sanığın temyizi üzerine Yargıtay 5. Ceza Dairesi'nce incelenerek 4.3.1980 gün ve 574/701 sayılı ilam ile bozulmasına karar verilmiştir.
C.Başsavcılığı'nın, C.M.U.K.nun 322. maddesi uyarınca, özel daire bozma kararına itiraz etmesi ve bozma kararının kaldırılmasını, hükmün onanmasını isteyen 11.4.1980 gün ve 34 sayılı itiraznamesiyle dosyanın 1. Başkanlığa gönderilmesi üzerine Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Satmak amacıyla uyuşturucu maddelerden esrar bulundurmak suçundan sanık Ömer'in, T.C.K. 403/3-4. maddeleri gereğince on yıl ağır hapis ve verilecek para cezası 1.000 liradan aşağı olamıyacağından 1.000 lira ağır para cezasıyla tecziyesine, 2248 sayılı Kanunun 23. maddesi gereğince ağır para cezası 10 misli arttırılarak 10.000 lira ağır para cezasıyla tecziyesine, T.C.K.nun 59. maddesi gereğince sanığa verilen cezalar 1/6 indirilerek sonuç olarak sanığın 8 yıl 4 ay ağır hapis ve 8.333 lira ağır para cezasıyla tecziyesine, T.C.K.nun 31,33,36. maddelerinin uygulanmasına ilişkin hükmü, özel daire: (Sübuta ve sair hususlara ilişkin temyiz itirazlarının reddine; ancak: T.C.K.nun 403. maddesindeki asıl para cezası gram üzerinden tayin olunacak miktar olup, uygulamada sadece bunun 2248 sayılı Yasanın 23. maddesi ile misli artırmaya tabi tutulması gerekmesine, 403. maddenin 3. ve 4. bentlerinde yazılı "500 liradan, 1.000 liradan eksik olamaz" hükmünün tayin olunacak para cezasının asgari haddini göstermekten ibaret bulunmasına göre, maddedeki 1.000 liranın 10 misli artırılmak suretiyle yazılı şekilde ağır para cezasının fazla tayin edilmiş olması) isabetsizliğinden bozmuş; bu karara karşı itiraz yoluna başvuran C.Başsavcılığı'nca (Özetle : Yüksek dairenin görüşü kabul edildiği takdirde, T.C.K.nun 404. maddesinin 2. bendi arasındaki denge de bozulmuş olacaktır.
1 - T.C.K.nun 403. maddesinin 3 ve 4. fıkralarında uyuşturucu maddelerine gram ve küsuru için 10 lira ağır para cezası alınacağı ve bu para cezasının 500 ve 1.000 liradan eksik olamayacağı düzenlenirken, gram üzerinden alınan para cezası ile asgari had olan para cezası arasında belirli bir oran dahilinde bir bütünlük sağlanmaya çalışılmış, madde 2275,4055 ve 6123 sayılı Yasalarla değiştirilirken de bu bütünlüğün korunmasına riayet edilmiş, örneğin uyuşturucu maddelerin gram ve küsuru için alınacak para cezası bir liradan beş liraya, beş liradan on liraya çıkarılırken bütünlüğü korumak için para cezasının asgari haddi de belirli bir oran dahilinde artırılmıştır. Başka bir deyişle yasa koyucu bu maddede hem maktu ve hem de nisbi para cezası getirecek biçimde bir uygulama yapmıştır. Şu hale göre maddedeki gram üzerinden tayin edilen para cezası ile asgari para cezasını birbirinden ayrı düşünmek, 2248 sayılı Yasanın 23. maddesinin birini misli artırmaya tabi tutup diğerini misli artırmaya tabi tutmadığını söylemek maddenin bütünlüğünü zedeleyecek ve yasa koyucunun izah edilen düzenleme biçimine aykırı olacaktır.
2 - 403. maddenin 3. bendindeki asgari 500 lira ağır para cezası 2248 sayılı Yasanın 23. maddesiyle 1.000 liraya yükseltilmiş olmakla, 4. bentteki asgari para cezası 1.000 lira seviyesinde kalacağı cihetle bu iki bent arasındaki dengede bozulacaktır.
3 - T.C.K.nun 404/2. maddesindeki para cezasının asgari haddi 2248 sayılı Yasa ile 1.000 liraya çıkarılmış olduğundan, 10 grama kadar hernevi uyuşturucu maddeyi bulunduranlara, ister kullanmak amacı ile ister başka bir amaçla bulundurulsun verilecek ağır para cezası, uygulanacak yasa madde ve fıkralar değişik olduğu halde, aynı, yani hep 1.000 lira olacaktır. 2248 sayılı Yasanın 23. maddesiyle, para cezasına ilişkin çeşitli yasalardaki para cezasının ölçü olarak alındığı hadleri yükseltmiş, bununla tüm yasalarımızdaki para cezaları ile para değerinin ve para cezasının ölçü olarak alındığı hadleri, Türk Parasının hızla düşen değeri gözönünde tutularak günün ekonomik koşullarına uydurmayı cezadaki müessiriyeti sağlayacak seviyeye çıkarmayı amaçlamış bulunmaktadır. Böyle bir amaç karşısında yasa koyucunun T.C.K.nun 403. maddesinin birinci, 3. ve 4. bentlerindeki 500 ve 1.000 liralık para cezası asgari hadlerini misil artırmaya tabi tutmadığı düşünülmez. Açıklanan nedenlerle, özel daire bozma ilamının kaldırılarak, yerel mahkeme hükmünün onanması) talep edilmiştir.
Kanunun aydınlanabilmesi için, T.C.K.nun 403. maddesi gereğince tayin olunacak para cezalarına ilişkin hükümlerde çeşitli yasalarla yapılan değişikliklere kısaca bir göz atılmasında yarar bulunmaktadır.
20 Haziran 1933 de yayınlanan 2275 sayılı Yasa ile değiştirilen T.C.K.nun 403. maddesi gereğince, anılan maddede belirtilen suçları işleyen sanıkların "...uyuşturucu maddenin her gram veya küsuru için bir lira ağır para cezasıyla" tecziye edilecekleri belirtildikten sonra "şu kadar ki para cezası herhalde 200 liradan aşağı olamaz" denilmek suretiyle tayin olanacak para cezasının asgari haddi belirlenmiştir. T.C.K.nun 404. maddesinde aynı yasa ile yapılan değişiklikle ise, eylemleri bu maddeye uygun düşen sanıkların hapis cezası yanında "... beş liradan yüz liraya kadar ağır para cezasıyla da mahkum olacakları" hükme bağlanmıştır.
6 Haziran 1941 tarihinde yayımlanan ve aynı tarihte yürürlüğe giren, Türk Ceza Kanununun Bazı Maddelerini Değiştiren 5435 sayılı Yasa da, T.C.K.nun 403. maddesindeki para cezasına ilişkin hadler aynen muhafaza edilmiş, ancak 404. maddedeki ağır para cezasıyla ilgili hüküm değiştirilerek, bu maddede yazılı suçu işleyen sanıkların "...500 liraya kadar ağır para cezasına mahkum" edilecekleri belirtilmiştir.
16 Haziran 1949 tarihinde yayımlanan Türk Ceza Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkındaki 5435 sayılı Kanunun 2. maddesinde: (Vergi ve resimlerin belli süreleri içinde ödenmemesinden dolayı tahsili lazım gelen vergi ve resim cezalarıyla tazminat kabilinden olup mütezayit nisbete tabi bulunan para cezaları hariç olmak üzere, Büyük Millet Meclisi'nin ilk kurulduğu tarihten önce yürürlüğe girmiş bulunan bütün kanun ve tüzüklerde yazılı olup da daha sonraki tarihlerde Büyük Millet Meclisi'nce miktarına dokunulmamış olan para cezaları on misline ve Büyük Millet Meclisi tarafından kabul olunup da 31.12.1939 tarihine kadar yürürlüğe girmiş kanunlarda yazılı para cezaları üç misline çıkarılmıştır. Para cezasının diğer bir ceza ile birlikte tertiplenmiş olması, yukarıdaki esaslar dairesinde cezanın artırılmasına engel olmaz. Yukarıki fıkralar uyarınca artırılarak hükmedilecek para cezası on liradan aşağı olamaz) denilmektedir.
Bu kanunla, T.C.K.nun 403. maddesinde belirtilen asgari had olan "200 lira" ağır para cezasına hiç dokunulmamış, başka bir deyişle misil artırmaya tabi tutulmamış, uygulamada asıl ceza olan uyuşturucu maddenin her gram veya küsuru için alınan "bir lira" ağır para cezası beş misli artırılarak "beş lira" ya çıkarılmış, 1 Ağustos 1953 tarihine kadar da uygulama bu esaslar dairesinde yapılmıştır.
15 Temmuz 1953'de yayımlanan ve 1 Ağustos 1953'de yürürlüğe giren 6123 sayılı Yasa ile, TCK.nun 403. maddesinin 3 ve 4. bentleri: (Uyuşturucu maddeleri memleket içinde ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak satanlar veya satışa arzedenler veya satın alanlar veya yanında yahut başka bir yerde bulunduranlar veya bu maddeleri parasız devredenler veya bu suretle devralanlar veya sevk veya nakledenler veya bunların alınıp satılmasına veya devrine veya herne suretle olursa olsun tedarikine vasıta olanlar, beş seneden az olmamak üzere ağır hapis cezasıyla birlikte istihsal mıntıkaları dışında ve polis teşkilatı bulunan kaza merkezlerinden birinde infaz edilmek ve bu müddet içinde emniyeti umumiye nezareti altında bulundurulmak üzere iki seneden beş seneye kadar sürgün ve uyuşturucu maddenin her gram veya küsuru için 10 lira ağır para cezasıyla cezalandırılır, şu kadarki hükmedilecek para cezası 500 liradan aşağı olamaz.. Eğer geçen bentteki fiil eroin, kokain, morfin veya esrara taalluk ederse ağır hapis cezası on seneden ve ağır para cezası 1.000 liradan ve sürgün cezası üç seneden eksik olamaz) şeklini, TCK.nun 404. maddesinin 2. fıkrası ise: (Uyuşturucu maddeleri kullananlarla bu maksatla yanında bulunduranlar üç seneden beş seneye kadar hapis ve 100 liraya kadar ağır para cezasına mahkum edilirler) şeklini almıştır.
Görüldüğü gibi, 6123 sayılı Yasa ile, TCK.nun 403. maddesi gereğince uyuşturucu maddelerin gram veya küsuru için tayin olunacak para cezası 10 liraya, verilecek para cezasının asgari haddi de 200 liradan "500 veya 1000" liraya çıkartılmış; 404. maddede yazılı para cezasınında hem asgari, hem de azami hadleri yükseltilmiştir.
22.6.1979 tarih ve 15574 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2248 sayılı Kanunun 23. maddesi ile 5435 sayılı Kanunun 2. maddesi değiştirilerek para cezaları genel olarak artırılmışsa da, 5435 sayılı kanunda, 2248 sayılı Kanunla yapılan değişiklikte de temel hükümler aynıdır. Sadece artırma oranı ve tarihleri değişiktir. Başka bir deyişle 5435 sayılı Yasa gibi, bu yasaya ıdeğiştiren 2248 sayılı Yasanın 23. maddesi de, TCK.nun 403. maddesinin 4 ve 5. bentlerinde yazılı, verilecek para cezasının asgari haddini göstermekten ibaret kalan "500 liradan... 1.000 liradan aşağı olamaz" hükümlerinde herhangi bir değişiklik yapmamış, uygulamada asıl ceza uyuşturucu maddenin her gram veya küsuru için alınan on lira ağır para cezasını, 10 misli artırarak 100 lira ağır para cezasına çıkartmıştır. Anılan maddede yazılı tüm para cezalarının, itiraznamede belirtildiği gibi, on misline çıkarıldığının kabulü halinde, sanıklara verilecek para cezalarında hem gram ve küsuru için ve hem de asgari haddin yükseltilmiş sayılması nedeniyle iki def'a artırma yapmak gibi bir durumun ortaya çıkacağı, böyle bir halin yasa koyucunun amacına ters düşeceği ve yukarıda açıklanan TCK.nun 403. maddesinin bugüne kadarki uygulaması da gözönünde tutulduğunda C.Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, C.Başsavcılığı'nın 11.4.1980 gün ve 34 sayılı itirazının REDDİNE, 2.6.1980 tarihinde üçte ikiyi geçen çoğunlukla karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini