 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1980/290
K: 1980/362
T: 18.11.1980
DAVA : Dolmuş şöförlüğü yapan sanığın, ekmek almaya giden 12 yaşı içindeki mağdureyi arabasına alarak zorla ve hile ile Aydınlıkevler'den çubuk istikametine kaçırdığı, tenha bir yol kenarında olan düz bir tepe üzerine çektiği arabasının arka kanepesine yatırdığı mağdurenin, yarım saat kadar ırzına yönelik davranışlarda bulunduktan sonra geri götürüp Kalaba köyü civarında yol üzerinde bıraktığı, şüphe üzerine kendilerini takip eden bir otonun içinde bulunanlarca mağdurenin bıradan alınıp gerekli soruşturmanın yapılması için karakola götürüldüğü anlaşılmaktadır.
Olayın görgü tanığı yoktur. Mağdure, hazırlık soruşturması sırasında alınan ifadesinde (.. Sanık beni Çubuk istikametine götürdü, sonra bu yol ayırımından geri dönerek üstü düz bir tepe üstüne getirip burada beni soydu ve tokatlayarak elledi. Bundan sonra bana "otonun içinde başımı öne eğmemi söyleyerek bir müddet gitti. Bir yerde durdu. Burada bana "arabadan in ve arkadan bakmadan git. Benim yanımda bıçak ve tornavida var, seni öldürürüm" dedi. Bunun üzerine ben otodan indim. Bir müddet yürüdüm. Sanık olay yerinden uzaklaşırken Mehmet Önal isimli şoför ağabey otosu ile geldi. İçinde yolcular da vardı. Durup beni aldılar). Sorgu hakimine verdiği ifadesinde (.. Çubuk yoluna geçti. Bana "ağlamayacaksın" dedi. Yine ölümle tehdit etti. Korkumdan birşey diyemedim. Saray köyü civarında tenha bir yerde durdu. Yalnız durduğu yerde yol vardı, arabalar geçiyordu. Orada beni arabanın arkasına aldı benim kilotomu çıkardı. Arka kanepeye beni sırt üstü yatırdı. Kendisi de pantalonunun fermuarını açtı ve penisini kaldırıp benim ayıp yerime sokmak istedi. Ben ağladım, karşı koydum, bağırdım, arabalarda geçiyordu. Fakat benim kızlığımı bozamadı. Sonra benim üstümden kalktı). Mahkeme huzurundaki ifadesinde ise (..Arabanın arkasında benim pantalonumu ve donumu aşağı sıyırdı. Kendisi de pantalonunun fermuarını açmış, tenasül aletini çıkarmıştır. Önce beni sırt üstü yatırarak önümden yanaşdı, önüme sürttürdü. İçine de koydu. Sonra "arkanı dön" diyerek sırt üstü yatırdı. Oradan da sürttü Sonra ben bağırdım, ağladım. Sonra giyinip şehre doğru götürdü) diyerek olayı açıklamaya çalışmaktadır.
Olay günü Ankara Adli Tabipliğince düzenlenen raporda: (Mağdurenin muayenesinde Önden veya arkadan ırzına geçilmeye teşebbüs edildiğine dair maddi delil tesbit edilemediği sırtında cebir ve şiddet asarı olarak ufak bir raddi bere izi görüldüğü, bu yaranın iş ve gücüne engel teşkil etmiyeceği belirtilmiştir.
12 yaşı içinde bir kız çocuğu olan mağdurenin, evli, bir çocuklu, 1954 doğumlu olup, şoförlük yapan ve kendisini soyarak arabasının arka kanepesine yatırıp, önünden ve arkasından penisini sürtme ve uzun bir süre çeşitli şehevi davranışlarda bulunma olanağına kavuşan sanığın ırzına geçmesini, kendi direnci ve karşı koymasıyla engellendiğini kabule olanak bulunmamaktadır. Esasen mağdurenin ifadeleri birlikte incelendiğinde, aslında kendisinin korkudan tam bir teslimiyet içinde olduğu, ancak sanığın şehevi davranışlarına rıza göstermediğini belli eden bir takım hareketlerde bulunduğu anlaşılmaktadır. Irza geçmenin fiziki imkansızlık yüzünden gerçekleşmediği, dolayısıyla eylemin bu nedenle ırza geçmeye tam teşebbüs derecesinde kaldığının kabulü için, bu durumun sanığın penis ve mağdurenin vajen yapısı muayene ve mukayese ettirilerek fenni bir şekilde saptanması gerekmekte ise de, böyle bir muayeneye sanığın, zorla sürtüştürmenin ötesinde, mağdurenin anüs veya vajinasına tazyik yaptığının maddi bulgularla saptanması halinde ihtiyaç vardır. Sanık Duhulü hedef tutsaydı, mağdurenin anüs veya vageninde, zorlamaya delalet edecek bir kızartı veya hipermi meydana gelmesi tabii idi. Ankara Adli Tabipliğinin yukarıda anılan raporunda bu çeşit bir bulgudan bahsedilmediğine göre, sanığın gerçekleşen eyleminin zorla ırza tasaddi olarak nitelendirilmesinde zorunluluk bulunmaktadır.