Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1980/275
K: 1980/405
T: 08.12.1980
DAVA : 1710 sayılı Eski Eserler Yasasına aykırı davranıştan sanık Hüseyin ile Süleyman'ın hükümlülüklerine dair (Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi)'nden verilen 25.01.1980 gün ve 170/6 sayılı hüküm sanıklar vekili ve müdahil vekilinin temyizleri üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nce incelenerek 28.05.1980 gün ve 1319/2398 sayılı ilam ile bozulmasına karar verilmiştir.
C. Başsavcılığı'nın CMUK.'nun 322. maddesi uyarınca özel dairenin bozma kararına itiraz edilmesi, bozma kararının kaldırılması ve hükmün itirazname gibi bozulması istemini bildiren 16.06.1980 gün ve 56 sayılı itiraznamesiyle dosyanın 1. Başkanlığa gönderilmesi üzerine Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1710 sayılı Eski Eserler Yasası'na aykırı davranıştan sanıklar Hüseyin ile Süleyman'ın tecziyelerine ilişkin, bozmaya uyularak verilen hüküm özel dairece itiraz konusuna hasren ve özetle : Olayda muhkem kaziye bulunup buunmadığı hususu ön mesele olarak ele alınmış ve Maliye Bakanlığı Ankara Muhakemat Müdürlüğü tarafından C. Savcılığı'na tevdi edilen 16.06.1976 günlü yazıda, sanıklar hakkında kamu davası açıldığı takdirde müdahil olarak davaya katılabilmeleri için kendilerine bilgi verilmesi ve davetiye gönderilmesi açıkca talep edildiği halde, bu istek hakkında olumlu, olumsuz bir karar verilmeden tesis olunan beraat kararı dairemizce bozulmuş bulunduğundan muhkem kaziyeden bahsedilemeyeceğine oyçokluğu ile karar verilerek esas yönünden yapılan incelem sonunda : Bilirkişiye yemin verilmemesi, 14 adet sikkenin zoralımı yerine iadesine karar verilmesi, toplu tabancalar hakkında 6136 sayılı Yasaya göre gereği yapılmak üzere C. Savcılığına tevdiine karar verilmemesi isabetsizliğinden bozulmuştur.
C. Başsavcılığı itirazında ise : 1710 sasıyı Yasa davaya müdahale hususumnda genel hükümlerden ayrı özel bir hüküm içermemektedir. Suçtan zarar gördüğünü ileri süren kurumun dava açılmadan önceki istemi onun müdahil olarak kabul edilmesine ve hükmü temyiz etmesine yetki vermez. Bu nedenle sanıklar hakkındaki 29.12.1976 günlü beraat hükmü kesinleşmiştir. herne kadar bu beraat kararında, bozmalarla belirlendiği gibi, hukuka uygunluk yok ise de kesinleşmekle fiili bir durum almış ve sanık aleyhine durum yaratmayacak şekilde yazılı emir yolu ayrık olmak üzere tartışmasız hale gelmiştir.
Bu nedenle özel daire bozma kararının kaldırılarak yerel mahkeme hükmünün sanıklar hakkındaki 29.12.1976 günlü beraat hükmü kesinleşip yeniden mahkumiyet hükmü verilmesinin yasaya aykırılğı nedeniyle sair yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
İncelenen dosyaya göre : Müsnet suçtan sanıklar hakkında Ankara C. Savcılığı'nın 24.05.1976 tarihli iddianamesi ile aynı yer 6. Asliye Ceza Mahkemesi'nde kamu davası açıldığı, dava açıldıktan sonra, Ankara Muhakemat Müdürlüğü 16.06.1976 gün ve 12-20230-11922 sayılı bir yazı ile Ankara C. Savcılığı'na başvurarak aynen şu istekte bulunduğu : "Ankara Emniyet Müdürlüğü'nce bildirilen, sanıklarda yakalanan arkeolojik eserlerle ilgili olarak dava açılması halinde davaya müdahil olarak katılabilmemiz için Ankara Mahkemat Müdürlüğü'ne bilgi verilmesi ve davetiye gönderilmesi... önemle arzolunur", bu isteği kapsayan sözkonusu yazının, dava açıldığı için gereği yapılmak üzere Ankara C. Savcılığı'nca bir müzakkere ile adı geçen mahkemeye gönderildiği, mahkemenin kendisine gelen ve dosyaya konulan bu yazılı istek hakkında olumlu ya da olumsuz hiçbir işlem yapmadan ve karar vermeden yargılamayı sürdürerek 29.12.1976 tarihli hükümle sanıkların beraatlerine karar verdiği; hüküm tarihinden çok sonra, herne şekilde ise, bu hükümden haberdar olan Hazine'nin 05.06.1978 tarihli bir dilekçe ile "istekleri hakkında gerekli işlem yapılmadan davaya bakılmasının isabetsizliği ve sübut" sebepleri ile hükmü temyiz ettiği; dosyayı inceleyen özel dairenin, 05.06.1978 gün ve 2977/2968 sayılı kararı ile : (Davaya katılmak isteyen Ankara Muhakemat Müdürlüğü'nün 16.06.1976 tarih ve 12-20230 sayılı yazısı üzerine davetiye çıkarılması ve bu suretle tarafların teşekkül etmesinin sağlanması gerektiğinin düşünülmemesi isabetsizliğinden, sair cihetleri incelenmeksizin, hükmün bu nedenle bozulmasına...) karar verildiği, adı geçen yerel mahkemece bozmaya uyulup gereği yerine getirildikten sonra 15.02.1979 gün ve 452/67 sayılı hükümde sanıkların beraatine karar verildiği; Hazine vekilinin temyizi üzerine dosyayı inceleyen özel dairece, 14.05.1979 gün ve 2141/2205 sayı ile, hükmün; "Antika eşya ticareti ile uğraşan sanıkların eyleminin 1710 sayılı Yasanın 51. maddesine uyacağı... vs." belirtilerek görev yönünden bozulduğu; bu bozmaya uyan yerel mahkemece 27.06.1979 gün ve 332/332 sayılı kararla, görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildiği; adı geçen bu son mahkemede yapılan duruşma sonunda da sanıkların eylemi sabit görülerek 1710 sayılı yasanın 51. ve TCK.'nun 59. maddeleri gereğince tecziyelerine karar verildiği; bu hüokmün de müdahil Hazine ve sanıklar vekillerinin vaki temyizleri üzerine özel dairece incelenerek belirtilen şekilde karar verilip bozulduğu anlaşılmaktadır.
Olayın oluşumu yukarıda ana hatları ile açıklanmıştır. Görüldüğü üzere uyuşmazlık, 29.12.1976 tarihli ber9aat kararının kesinleşip kesinleşmediği konusuna ilişkindir.
1710 sayılı Eski Eserler Yasası, 1918 ve 1567 sayılı Yasalarda olduğu gibi, müdahale yönünden özel bir hüküm getirmemektedir. Ancak9, sözü edilen yasaya muhalefet hallerinin Hazineyi doğrudan ilgilendiren bir husus olduğunda da kuşku yoktur. 4353 sayılı Yasanın 3. maddesine göre, Vilayet Muhakemat Müdürleri, Hazine'ye, ait her türlü davalarla umumi muvazane içindeki dairelere ait hukuk ve ceza davalarının... ait olduğu makam ve mercilerce takip ve müdafaasını yaptırmak vazifesiyle mükelleftirler. Öte yandan Anayasamızın 62. maddesi hükmüne göre yetkili makamlara yapılan yazılı başvuruların sonucu dilekçe sahiplerine yazılı olarak bildirilir.
Doğrudan Hazineyi ilgilendiren bir konuda yani 1710 sayılı Yasaya muhalefetten sanıklar hakkında takibata başlandığından haberdar olan Ankara Muhakemat Müdürlüğü Ankaıra C. Savcılığı'na yazdığı 16.06.1976 tarihli bir yazılı başvuru ile, dava açılması halinde davaya müdahil olarak katılabilmeleri için kendilerine bilgi verilmesi ve davetiye gönderilmesini talep etmiştir. O tarihte dava açılmış bulunduğundan Ankara C. Savcılığı bu yazılı başvuruya gereği için ilgili mahkemeye yani Ankara 6. Asliye Ceza Mahkemesi'ne göndermiştir. Mahkemece bu başvuru hiç dikkate alınmadan, sanki böyle bir istek hiç yapılmamışcasına, bu konuda hiçbir işlem yapılmadan ve karar verilmeden duruşmaya devam edilerek beraat hükmü kurulmuştur. Muhakemat Müdürlüğü yazısı, iddianame tarihinden sonraki bir tarihi taşımaktadır. Bu yazıda açıkca hazinenin mütdihil olma isteği belirtilmektedir. Bu yazı normal bir müdahale isteği olarak kabul edilmese bile, Anayasa'nın 62. maddesinin emredici hükmüne göre yazılı olarak cevaplandırılması gerekmektedir. mahkemece bu gerek yerine getirilmemekle açıkca yasaya muhalefet edilmiştir. O halde ortada bir kesin hüküm bulunduğundan söz edilmesine olanak yoktur.
Bu nedenle C. Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
- Çoğunluk kararına katılmayan üyeler : 28.05.1980 gün ve 1319 sayılı özel daire kararındaki muhalefet düşüncesi ile C. Başsavcılığı İtirazındaki düşünceyi benimseyerek itirazın kabulü ile o doğrultuda karar verilmesi gerektiği yolunda oy kullanmışlardır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle C. Başsavcılığı itirazının (REDDİNE) 08.12.1980 gününde üçte ikiyi geçen çoğunlukla karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini