 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1980/242
K: 1980/343
T: 04.11.1980
DAVA : Dolandırıcılık suçundan sanık Mehmet'in hükümlülüğüne dair Konya Asliye Ceza mahkemesinden verilen 10.12.1979 gün ve 478/728 sayılı hüküm sanık vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 6. Ceza Dairesince incelenerek bozulup yerine geri çevrilmiştir.
Direnmeye ilişkin aynı mahkemeden verilen 15.4.1980 gün ve 186/189 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi sanık vekili tarafından süresinde verilen dilekçe ile istenilmiş koşuluda yerine getirilmiş olduğundan dosya C.Başsavcılığının hükmün bozulması istemini bildiren 29.5.1980 gün ve 6/4033 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Karşılıksız çek vermek suretiyle dolandırıcılıktan sanık Mehmet'in TCK.nun 503/1, 522. maddeleri uyarınca 4 ay 15 gün hapis ve 375 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına ve bu cezanın ertelenmesine ilişkin hükmü özel daire 1 - Sanık başkanı bulunduğu kooperatife belediyece tahsisi olunan arsanın bedeline mahsuben müteaddit çekler verdiği ancak dava konusu olan çekin karşılığını ortaklardan zamanında toplayamaması nedeniyle bankada hazır bulunduramadığını ve bu nedenle dolandırıcılık yapılıp yapılmadığını yapılmışsa özellikle karşılıksız olan bu çekin, ferağa esas teşkil edip etmediği ve belediyenin ne suretle hile ve sania yapılıp zarara uğradığı araştırılarak sonucuna göre, suç kastının tekdiri gerekirken mücerret çekin karşılıksız olmasına dayanılanark yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi, 2 - Kabul bakımından çek bedelinin dava açıldıktan sonra ödenmiş olması halinde TCK.nun 59. maddesinin uygulanmasını gerektirip gerektirmediğinin karar yerinde tartışılmaması isabetsizliğinden bozmuş yerel mahkeme ise; sanığın kooperatif başkanı, çek alacaklısının da belediye başkanlığı olduğunu, sanığın belediyeye olan borcuna karşılık olarak verdiği çekin karşılığın belediyeye olan borcuna karşılık olarak verdiği çekin karşılığının bankada olup olmadığını araştırması, karşılığı varsa çeki vermesi gerekirdi. Belediye başkanlığı çekin karşılığı olduğuna inanarak çeki almış, tahsil için bankaya verildiğinde karşılığının olmadığı anlamış, kullanılan bu hile ve sania sonucu zarara uğramıştır. Ayrıca sanık dava konusu çekin tanziminden çok önce arsanın ferağını belediyeden aldığını kabullenmiş ve bu hususun tahkikine gerek kalmamıştır. Sanık dava açılmasından dört ay sonra çek karşılığının belediyeye ödemiş bu durum mahkemece takdiri indirme nedeni sayılmamış ve gösterilen neden mahkemenin takdir yetkisine girdiğinden bu husustaki bozmaya da uyulmamıştır ve görüş ve gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Toplanan delillere, savunmaya ve dosya kapsamına göre sanık Mehmet Konya'da kurulan sınırlı sorumlu.... Yapı Kooperatifi başkanıdır. Kooperatif için Konya Belediyesinden bir arsanın tahsisini yaptırmış, her üyeden toplanan 5000 lira belediyeye verilmiş, bakiye 1 milyon 200 bin lira içinde çeşitli keşide günün başka bir deyimle keşide tarihini taşıyan çekleri sanık kooperatif başkanı düzenleyerek belediyeye tevdi etmiş, belediye başkanı da arsanın ferağını vermiştir. Toplanan aidatlar Konya Emlak Kredi Bankası'na yatırılmış ve çekler ibraz edildikçe karşılığı bu bankadan alınmıştır.
Çeke vade konmasına gerek yoktur. Çünkü TTK.nun 707. maddesine göre çek görüldüğünde ödenir. Vade konsa dahi yazılmamış sayılır. Hukukumuzda işleme konulduğu zaman bütün kanuni geçerlilik şartları tamamlanmak üzere, tamamen veya kısmen açık bırakılmış (açık çek-beyaz çek) keşidesine olanak vardır. (TTK.730/3 delaletiyle 592.)
Konya Belediyesi'nce 120.000 liralık suç konusu çek muhatap bankaya ibraz edildiğinde hesabın müsait olmadığı bildirilmiş, belediye de 6.6.1979 tarihinde C.Savcılığına şikayette bulunmuş ve sanık hakkında dolandırıcılık suçundan ötürü kamu davası açılmıştır.
Bu durum karşısında belediyeye başvuran sanık yeterli aidat toplayamadığı belirterek süre istemiş ve parayı dava açıldıktan 4 ay sonra 7.11.1979 tarihinde ödemiştir.
Kıymetli evrak sayılan, tedavül kabiliyetini haiz bulunan çekin bir ödeme vasıtası olması gibi nitelikleri yüzünden olumsuz davranışlar hukuki bakımdan müeyyidelendirilmiştir. (TTK.m. 695/3, 722, 638, 730/12)
Türk Ticaret Kanununda Türk Ceza Kanununa bir yollama mevcut olmamakla beraber karşılıksız çek vermek dolandırıcılık suçunu teşkil etmektedir. Ancak mücerret karşılıksız çek verilmesini dolandırıcılık suçunun teşekkülü için yeterli kabul etmek olanağıda yoktur. Suçun teşekkülü için bu cürüm için aranan koşullarında oluşması gereklidir. Başka bir deyimle failin genel kastından başka haksız yarar sağlamaya ilişkin özel kast ile hile ve sanialar yapması da gereklidir.
Nitekim TBMM.nin 17.1.1929 tarih ve 471 sayılı tefsir kararında "Türk Ceza Kanunun 503. maddesinde dolandırıcılık hakkındaki şerait ve anasırı cürmiye karşılıksız çek keşide edenlerin hareketlerine tamamen tetabbuk etmekte bulunduğundan bu suretle karşılığı olmadan çek keşide edenlerin cezai bir tesdidi kanuniden vareste kalabilmelerine imkan olmadığı" belirtildikten sonra gibi hallerde "ahkamı cezaiyede aranılan kast-ı cürminin fıkdanı hesabiyle cürüm telakki olunmaması"da vurgulanmıştır.
Yukarıda açıklanan olayda ise kooperatifin belediyeye olan borçlarının ödeyen sanık suç konusu çek bedelini karşılayacak parayı ortaklardan toplayamadığı için bankaya yatıramamıştır. Çeklerin düzenlendiği anda durumun bu yolda olduğu yani paranın ortaklardan peyder pey tahsil edileceği satıcı Çek hukuku bakımından "müstefid" belediye başkanlığınca bilinmektedir. Hal böyle olunca arsanın ferağının alınması için hile ve sanialar yapılarak belediyenin hulus ve saffetinden yararlanılarak dolandırıldığından sözedilemez.
Bu itibarla sanık vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne ve direnme hükmünün bozulmasına, suç unsurları oluşmadığı ve olayın daha ziyade aydınlanmasına gerek kalmadığından sanığın beraatine karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle direnme hükmünün isteğe aykırı olarak BOZULMASINA, ve suç unsurları oluşmadığı gibi olayın daha ziyade aydınlanmasına gerek kalmadığından sanığın CMUK.nun 322. maddesince BERAATİNE depo parasının geri verilmesine 4.11.1980 gününde oybirliğiyle karar verildi.