 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1980/16
K: 1980/61
T: 11.02.1980
DAVA : Öğretim özgürlüğünü engellemekten sanık İbrahim ve arkadaşlarının hükümlülüklerine dair (Burdur Asliye Ceza Mahkemesi)'nden verilen 08.08.1979 gün ve 59/234 sayılı hüküm sanıklar vekili ve sanık Nurettin'in temyizi üzerine Yargıtay 4. Ceza Dairesi'nce incelenerek 30.11.1979 gün ve 7071/7346 sayılı ilam ile onanmasına karar verilmiştir.
C. Başsavcılığı'nın; CMUK.'nun 322. maddesi uyarınca özel daire onama kararına itiraz etmesine, onama kararının kaldırılmasını, hükmün bozulmasını isteyen 09.01.1980 gün ve 980/3 sayılı itiraznamesiyle dosyanın 1. Başkanlığa gönderilmesi üzerine Ceza Genel Kurulu4nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Öğretim özgürlüğünü engellemekten sanıklar İbrahim, Mustafa, Kadir, Bekir, Mevlüt ve Nurettin'in TCK.'nun 188/5,6 son ve 59. maddeleri gereğince 1 yıl 8'er ay hapis cezası ile mahkumiyetlerine ilişkin hükmü özel daire;
(Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin tahkikat neticelerine uygun olarak tecelli eden kanaat ve takdirine, tetkik olunan dosya münderecatına göre, sanıklar vekili ile sanık Nurettin'in temyiz itirazları ile 1696 sayılı Yasanın ek 3. maddesi uygulanmamasının sonuca etkili bulunmaması ve bir kısım sanıklar vekiline de önceden mehil verilmiş olması nedeniyle tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceyi reddederek onamıştır.
C. Başsavcılığı yasal süre içerisinde onama kararına itiraz ederek, özetle; sanıklar ibrahim, Mustafa, Kadir, Bekir ve Mevlüt 6 oturum devam eden yargılamanın 26.03.1979 günlü birinci oturumdan sonra davalarının takibini vekillerine tevdi etmişlerdir. Sanıklar vekili Avukat Mehmet yargılamanın 1., 2., 3., 4., oturumlarında hazır bulunmuş 5. ve 6. oturumlarda ise silahla yaralanarak konuşma ve duyma yeteneklerini yitirmesinden dolayı hazır bulunamamış, mahkeme 8/8; 1979 günlü son oturumda sanıklar vekilinin ne zaman iyi olacağı bilinemediği ve bu halin duruşmayı sürüncemede bırakacağı görüşüyle CMUK.'nun 221. maddesine dayanarak yargılamaya devamla dosyayı karara bağlamıştır. Sanıklar ilk oturumdan sonra duruşmaya gelmeyerek davalarını vekillerine emanet etmiş bulunmalarına ve vekillerinin duruşmayı takip edemeyecek derecede yaralandığı hususunda bu bilgiye sahip olduklarının anlaşılmamış bulunmasına göre sanıklara vekillerinin davayı takip edemediğinin duyurulması ve savunma hakkının kısıtlanmaması gerekirdi.
Bu bakımdan itizanı kabulüne, özel daire onama kararının kaldırılmasını ve hükmün tebliğnamenin iki numarasında ileri sürülen nedenle bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
Dosya kapsamına göre sanıklar Burdur Barosu Avukatlarından Mehmet'i müdafi tayin etmişlerdir. Tutuklu sanıklar duruşmanın ilk oturumunda sorguya çekildikten sonra salıverilmiş ondan sonra süregelen oturumlara gelmemişlerdir. duruşmanın 4. oturumuna müdafileri gelmiş 5. ve 6. oturuma müdafii Avukat Mehmet tabancayla vurularak duyma ve konuşma yeteneğini yitirdiğinden iştirak edememiş, bu nedenle talik dilekçesi vermiştir. Mahkeme 5. oturumda talik istediğini kabul ettiği halde sanıklara durumu duyurmamış ve 6. oturumda duruşmaya son vererek sanıklar ve müdafiin gıyabında mahkumiyet hükmü kurmuştur.
Savunma olanağını yitirdiği hususu mahkemece de kabul edilen müdafiin bu durumunnu sanıklara duyurulması ve böylece savunma hakkının kısıtlanmaması gerekirdi.
Bu itibarla usul ve yasaya uygun bulunan itirazın kabulüne özel daire onama kararının kaldırılmasına, hükmün tebliğname uyarınca bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle itirazın kabulüne, özel daire onama kararının kaldırılmasına ve hükmün sanıklar müdafii avukatın savunma olanağını yitirdiği hususunun sanıklara duyurulmaması suretiyle savunma hakkının kısıtlanmasından dolayı (BOZULMASINA), depo parasının geri verilmesine 11.02.1980 gününde oybirliğiyle karar verildi.