Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1980/106
K: 1980/210
T: 02.06.1980
DAVA : 1567 sayılı Kanuna muhalefetten sanık Ömer'in hükümlülüğüne dair (Ankara 3. Asliye Ceza Mahkemesi)'nden verilen 06.12.1978 gün ve 73/581 sayılı hüküm sanıkların temyizi üzerine Yargıtay 7. Ceza Dairesi'nce incelenerek 25.10.1979 gün ve 6799/6725 sayılı ilam ile (ONANMASINA) karar verilmiştir.
C. Başsavcılığı'nın CMUK'nun 322. maddesi uyarınca özel dairenin onama kararına itiraz etmesi ve onama kararının kaldırılmasını, hükmün bozulmasını isteyen 13.03.1980 gün ve 25 sayılı itiraznamesiyle dosyanın 1. Başkanlığa gönderilmesi üzerine Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Döviz alım-satımına yetkili bulunmayan sanık Ömer'in başkasından aldığı tedavül kabiliyetini haiz 670 DM'ı hakkında mahkumiyet hükmü kesinleşmiş bulunan diğer sanık Rıza'ya devrettiği sabit görülerek Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 1567 sayılı Yasa'nın 3/A maddesi gereğince 7 ay hapis, 7 ay ticaret ve mesleki faaliyetten men ve 1.000 lira ağır para cezasıyla mahkumiyetine, erteleme isteğinin reddine dair (Ankara 3. Asliye Ceza Mahkemesi)'nden verilen 06.12.1978 gün ve 73/581 sayılı karar C. BaşsavcılığI'nca erteleme istemi reddine dair bölümünün yasal gerekçeden yoksun bulunması nedeniyle hükmün bozulmasını içeren tebliğname ile özel daireye tevdi edilmiş, ancak karar yasaya uygun bulunarak 7. Ceza Dairesi'nce onanması üzerine, C. Başsavcılığı tarafından bu kez tebliğnamede yazılı görüş doğrultusunda özel daire kararının kaldırılması ve yerel mahkeme kararının bozulması için Ceza Genel Kurulu'na itirazda bulunulduğu dosyanın incelenmesinden anlaşılmıştır.
Konunun Genel Kurula intikalini müteakip, 19.03.1980 gün ve 16934 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 17 sayılı Karara İlişkin Seri VII - 181 sayılı Maliye Bakanlığı tebliğinin 1. maddesinin (c) bendinde yazılı terkin kararı ile, bu kararı kısıtlayan, Maliye Bakanlığı'nın 05.04.1980 gün ve 16951 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan aynı seri sayılı açıklama tebliğlerinin, itiraz konusu davada uygulanıp uygulanamayacağı hususunun önsürun olarak halli zarureti belirtilmiştir.
Anılan, Seri VII - 181 sayılı tebliğin 1. maddesi ile (Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 17 sayılı Karar ve bu karara ilişkin mer'i ve mülga tebliğler gereğince 25.01.1980 tarihine kadar bu karar ve tebliğlerde yazılı süreler içinde yurda getirilerek yetkili bir bankaya satılmamış olan dövizlerden;
a - ........
b - ........
c - İthalat ve görünmeyen muamelelerden meydana gelen ve 1.000 dolara "veya muadili döviz" kadar açık hesaplar ile döviz kaybı meydana gelmemiş olan usul ve şekle mualif fiiller için başlamış bulunan takibat geri alınır) biçiminde düzenlenerek uygulamaya konulmuştur. Tebliğin yukarıya alınan (c) bendinde yazılı (... ile döviz kaybı meydana gelmemiş fiiller) tümcesi uygulamada geniş yoruma tabi kılınmıştır. Buna neden olan görüşler kısaca özetlenirse :
Bilindiği üzere benzeri terkin tebliğlerin daha önceleri 14 sayılı karara ilişkin 74 ve 75 sayı ile (16.01.1961 gün ve 10959 sayılı, diğeri 24.01.1962 gün ve 11017 sayılı Resmi Gazetelerde), keza 17 sayılı karara ilişkin Seri VII - No : 98 sayı ile (17.03.1972 günlü Resmi Gazete'de) yürürlüğe konulmuşlardır. Bu tebliğler incelendiğinde hiçbirisinin usul ve şekle muhalif fiiller ibaresini içermediği görülecektir.
Yapılan karşılaştırmada bu kez eskilerden farklı ve daha geniş kapsamlı hazırlanan metnin, yalnız ithalat ve görünmeyen muamelelerden tevellüt eden işlemlere mi hasrolunacağı, yoksa 17 sayılı karara ilişkin bütün tebliğleri mi içerdiğinin saptanması gerekmiştir.
Dil bilgisi yönünden (ile) ekinin bir edat olduğu yazımda kullanılış biçimine göre değişik anlamlar verdiği bilinir. Bunlardan biri de bağlama edatı olarak (ve) anlamında kullanılabilir oluşudur. Bu ekin incelediğimiz metinde de, (ithalat ve görünmeyen muamelelerden meydana gelen ve 10.000 dolara kadar açık hesaplar) biçimindeki tümceyle, bundan bağımsız (... usul ve şekle muhalif fiiller) tümcesi arasında bağlantı olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır. Nasıl ki bu tümceden sonra gelen (başlamış bulunan takibat geri alınır) biçimindeki tümce (için) eki ile a, b, c, bentlerini kapsayacak şekle getirilmişse, (ile) bağlantısının da kendinden evvel sayılan davranışlarla son tümce ace arasında aynı işlevi yaptığı anlaşılmaktadır.
Buna ilaveten metinde usul ve şekle bağlı fiillerin tetladi olarak gösterilmemesi de, tümcenin geniş yoruma tabi tutulmasına olanak vermiştir denilebilir.
Diğer bir neden de 218, 780 ve 1803 sayılı Bazı Suçların Affına Dair Yasalarda usul ve şekle muhalif fiilleri genel affa tabi kılan madde metinlerinin hemen hemen benzer biçimde tertip edilmiş oluşudur.
Bu suretle işaret olunan değerlendirmeler sonucu meydana gelen geniş kapsamlı uygulamanın Maliye Bakanlığı'nca düşünülen amacı açtığının görülmesi üzerine bu kez 05.04.1980 günlü Resmi Gazete'de yayınlanan Seri VII - 181 sayılı tebliğe ilişkin tebliği ile, (19.03.1980 gün ve 16934 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan Seri Serig VII - Sıra No. 181 sayılı tebliğin 1. maddesinin (c) bendinde ki döviz kaybı meydana gelmemiş olan usul ve şekle muhalif fiiller ibaresinin kapsamı hakkında ilgili mercilerce tereddüt edildiği vaki müracaatlardan anlaşılmaktadır.
Tereddüt konusu "döviz kaybı meydana gelmemiş olan usul ve şekle muhalif fiiller" ibaresi aynı tebliğ kapsamındaki ithalat, ihracat ve görünmeyen muameleler ile ilgili işlemler dolayısıyla döviz kaybı meydana gelmemiş usul ve şekle muhalif fiilleri öngörmektedir) biçiminde yaptığı açıklama ile tebliğin uygulama alanını kısıtladığı görülmüştür. Filhakika açıklama tebliğinde dahi yer almayan ihracattan mütevellit usul ve şekle muhalif fiillere yer verilmek suretiyle uygulama alanında yapılan yorumun doğrulandığı da söylenebilir. Ancak açıklama tebliğinin getirdiği bu kısıtlayıcı hükümlerin geçerli sayılıp sayılmayacağı da tartışma konusu yapılmıştır.
Bilindiği üzere 1567 sayılı Yasa'nın 1. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak Bakanlar Kurulu veya Maliye Bakanlığı'nca ittihaz edilen karar ve tebliğlerin yasama organlarında olduğu gibi gerekçeleri veya müzakere zabıtları bulunmadığı için, yoruma gidilirken bizzarur yalnız bilimsel yöntemlerle iktifa edilmektedir.
Diğer taraftan suç ve suçluluk meydana getirebilecek karar ve tebliğler çıkarmaya yetkili kılınan mercilerin suç veya suçlulukları da kaldırabileceklerini veya sınırlarını tesbit edebileceklerini de kabul etmek gerekir. Bu nedenle Bakanlığın terkine yetkili olduğu kabul edilirken, aynı yetkiye dayanarak tebliğ şeklinde çıkarılan açıklamaya, hukuki değer tanımamak, çelişkili bir tutumu benimsemek sonucunu doğurur ve hukukla bağdaşmaz.
Kaldı ki 14 sayılı karara ilişkin 74 sayılı tebliğn yorumu ile ilgili olarak Maliye Bakanlığı'nca 07.11.1964 gün ve 11850 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan açıklama tebliği ile uygulamaya genişletici bir yön verilmiş ve bu açıklama tebliği yukarıda değinilen görüşlerle yargı organlarında geçerli kabul edilmiştir.
Yukarıdan beri izahına çalışılan bu mülahazalar sonucu sanık Ömer'in Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 17 sayılı Karar ile buna ilişkin Seri 1 - No: 2 sayılı usul ve müşterek hükümler tebliğinin 4. maddelerine aykırı davranışının sözü edilen Seri VII - No : 181 sayılı tebliğin 1. maddesi kapsamı dışında kaldığı ve bu sanık hakkında uygulanamayacağı kurulumuzca oyçokluğuyla kabul edilerek C. Başsavcılığı itirazının incelenmesine geçilmiştir.
- Çoğunluk görüşüne karşı olan üyelerden Bülent Akmanlar ve Müzdat Altay: (C. Savcısı tarafından başlatılan ceza koğuşturması ile açılan kamu davasının, ceza hükmü taşıyan genel ve özel yasalarla usul yasalarında gösterilen durumlar ve af yasaları dışında ortadan kaldırılması söz konusu edilemez. 1567 sayılı Yasa'nın 1. maddesi ile Bakanlar Kurulu'na ve dolaylı olarak da Bakanlıklara verilen yetki, Türk Parası'nın değerinin korunmasına ilişkin ve ileriye yönelik olarak kullanılmalıdır. Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanı'na Anayasa ile tanınmış genel ve özel af yetkisinin, her ne biçimde olursa olsun Bakanlar Kurulu veya Maliye Bakanlığı'nca kullanılmasına yasal olanak yoktur. Devletin döviz alacaklarının terkini yoluna gitmesi bir çeşit kişisel hak olarak düşünülse bile, olayımızda olduğu gibi usulüne göre açılmış kamu davasının ortadan kaldırılmasını gerektiren bir usul sorunu bulunmadığına göre, başlamış olan ceza koğuşturması ve soruşturmasını geriye almaya Maliye Bakanlığı'nın yetkisi olmadığı ve olmayacağı gerekçesiyle, eşitlik ilkesine aykırı olduğu kadar, özel amaçlı af niteliğinde bulunan 17 sayılı karara ilişkin Seri VII ve 191 sayılı tebliğin bu açıdan geçerli sayılmayacağını ve bu nedenle de uygulanamayacağı) yolunda görüşler ileri sürerek; karşıt görüşü benimseyen diğer üyelerde; (Seri VII-No: 181 sayılı tebliğin geniş biçimde yapılan yorumunun geçerli addedilmesi lüzumunu belirterek, Maliye Bakanlığı'nın "Açıklama" niteliğindeki tebliğlerinin hukuken geçerli bulunmadığını, aleyhe yapılan bu kısıtlamaya bakanlığın yetkisi olmayacağından kamu davasının ortadan kaldırılması gerektiğini) öne sürerek ön sorunda 181 sayılı tebliğin uygulanması gerektiği yolunda oy kullanmışlardır.
C. Başsavcılıeğı itirazında : (Özetle : Kararda sadece olumsuz kanaatin varlığı açıklanmış ve fakat mahkemeyi bu kanaate ulaştıran nedenlerin neler olduğu açıklanmadığına göre : Anayasa'nın 135. CMUK'nun 32. maddeleriyle, 07.06.1976 gün 3/4 sayılı Tevhidi İçtihat Kararı ve Ceza Genel Kurulu'nun 22.11.1976 gün ve 418/496 sayılı kararlarının ışığında : Yerel mahkemece gösterilen gerekçenin yasal bir gerekçe sayılmasına olanak bulunmadığından, özel daire onama kararının kaldırılarak hükmün bozulmasına karar verilmesi) talep olunmuştur.
Mahkemenin, erteleme isteğinin reddi ile ilgili olarak gösterdiği : (Sanığın cezasının tescili halinde ileride suç işlemekten çekinmesine sebep olacağı hususunda mahkemece kanaate varılamadığından, bu cezaların teciline mahal olmadığına) şeklindeki gerekçe, yasal ve yeterli bir gerekçedir. Mahkeme, sanığın kişiliğine bağlı kanısını, sanık hakkında edindiği izlenim ve gözlemlerine ve dosyada mevcut kanıtlara dayanarak, sözü edilen şekilde açıklamış bulunmaktadır. Bu gerekçe 07.06.1976 günlü İçtihadı Birleştirme Kararı'nda öngörülen yasal gerekçeyi içermektedir.
Ceza Genel Kurulu'nun 13.03.1978 gün ve 2-53/86 05.06.1978 ve 8-144/213, 08.05.1978 gün ve 8-142/161, 17.04.1978 gün ve 8-106/144 ve 07.04.1980 gün 8-20/139 sayılı kararları da aynı mahiyettedir.
Bu itibarla itirazın reddine karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle C. Başsavcılığı itirazının (REDDİNE), gereği için dosyanın C. Başsavcılığı'na tevdiine, 02.06.1980 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini