Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1980/8346
K: 1980/10933
T: 28.10.1980
DAVA : Davacılar, murislerinin iş kazası sonucu ölümü üzerine uğradıkları maddi ve manevi zararın ödetilmesine karar verilmesini istemişlerdir. Mahkeme isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm, süresi çinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1 - Davacı, (H.) iş kazası sonucu ölen kocasının desteğinden yoksun kalması nedeniyle maddi tazminat isteğinde bulunmuştur. (H.) kocasının ölümünden sonra evlenmiş ancak daha sonra ikinci kocasından da boşanmıştır. Olayın bu özelliğine göre destekten yoksun kalma tazminatının miktarı önem kazanmaktadır. Genellikle sözü edilen tazminata hak kazanma koşullarından biri de davacının "bakım ihtiyacı içinde bulunması"dır. Bu ihtiyaç ise davacınıne kocasının ölümü sonucu, yasama düzeyinin kocasının kendisine sağladığının altına düşmesi ile gerçekleşmiş sayılır. O halde bu temel ilkeden hareket olunduğunda davacı kadının mücerret ikinci defa evlenmiş olması ilk kocasının iş kazası sonucu ölümü nedeniyle isteyebileceği destekten yoksun kalma tazminatından feragat anlamını taşımaz; aksine ikinci evliliğin kendisine sağladığı yaşamın düzeyi öncekinin altında kaldıkça davacı kadın önceki ve sonraki yaşam düzeyleri arasındaki fark tutarında tazminat isteyebilir. Ancak davacı, az önce açıklandığı biçimde bir farkın gerçekleştiğini ispat etmedikçe ikinci evlilik süresince destekten yoksun kalma tazminatı isteyemez. Yargıtay'ın önceki uygulamaları bu doğrultuda olduğu gibi (9. H.D. 17.1.1972 gün Esas 24111, Karar 135) mehaz kanun uygulamasına yön veren İsviçre Federal Mahkemesi uygulaması da bu doğrultudadır. (JdT. 1965 ı-455, No. 64. Zikreden: S.S. Tekinay Borçlar Hukuku Genel Hükümleri, Sahife: 477 Not: 47/6 ve K. Tunçomağ Türk broçlar Hukuku Cilt: l- Genel Hükümler).
Bütün bu açıklamaların sonucu olarak, dosyadaki deliller hep birlikte değerlendirildiğinde ikinci evlilik süresince davacı kadının bakım ihtiyacı içerisinde bulunmadığının kabulü ile tazminat hesabı isabetli görülmüştür. Diğer taraftan üzerinde durulması gereken bir yön de ikinci kocadan boşanma gününden sonraki dönem için destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanırken davacı kadının yeniden evlenme şansının bulunup bulunmadığının dikkate alınıp alınamayacağı ve dolayısiyle evlenme şansından dolayı indirim yapılabilip yapılamayacağı hususudur. Burada özellikle şu hususun belirtilmesi gerekir ki, evlenme şansından dolayı indirim yapılması icabedeceği yönü Yargıtay uygulamaları ve bunu destekleyen öğretideki görüşlerle açıklığa kavuşmuştur. Olayın ve sorunun özelliği yukarıda da üzerinde durulduğu gibi evlenip boşanan katının yeni bir evlilik yapma şansının azalması veya yok olması halinde bu azalma veya yok olmanın boşanmadan sonraki dönem için destekten yoksu kalma tazminatı alacaklısı ve borçlusundan hangisi yararına hukuksal sonuç doğuracağıdır. Burada hareket noktası olarak alınması gereken maddi vakıa kocanın ölümünden sonra davacı kadının evlenmek suretiyle evlenme şansının mevcut olduğu fiilen ispatlanmış bulunmasıdır. Olayın özelliği de dikkate alındığında kadının ikinci evliliği, üçüncü defa evlenme şansını azaltmışsa ki hayatın olağan akışı içerisinde doğal olan budur. Kadının kendi davranışının sonucu olarak meydana gelen zarara kendisinin katlanması gerektiğinin kabulü keza isabetlidir.
2 - Maddi tazminatın hesap biçiminde ilke, tazminat alacaklısına mükerrer ödemeye yol açmamak amacıyla kurumca sağlanan gelirler dışında kalan zararın ödetilmesidir. Hal böyle olunca öncelikle tazminat alacaklısının zararı hesaplanırken önce evlenme şansı dolayısıyla indirim yapılmalı son olarak da kurumca yapılan ödemelerden dolayı indirim yapılmalıdır. Mahkemece bu ilkeye aykırı olarak son olarak evlenme şansından dolayı indirim yapılması az önce açıklanan ilkeye ters düşer. Ancak tazminat tutarı hesaplanırken hüküm tarihine kadar yeni toplu iş sözleşmesi ile ücretler yükseltilmiş ise dikkate alınması gerektiği gibi olduğu takdirde sigorta gelirlerindeki artmada gözönünde bulundurulmalıdır.
Karar bu nedenle isabetsiz bulunduğundan bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda 2 sayılı bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA, 28.10.1980 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06
  • Kısmi Kabul ve Kısmi Red Kararından Sonra 3/4 oranından indirimli icra vekalet ücreti 
  • 26.04.2025 09:11


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini