 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1980/6060
K: 1980/6446
T: 02.06.1980
DAVA : Davacı, ihbar ve kıdem tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, isteği reddetmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmekle dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacının ihbar ve kıdem tazminatları isteğine karşı davalı 1.3.1977 günü sabahından itibaren arkadaşları ile birlikte işe devam etmediklerinden bahisle hizmet aktinin feshedildiğinin 9.3.1977 tarihli noter ihtarnamesi ile bildirilmiş olduğunu, 10.7.1978 tarihli cevapta ise 2.3.1977 tarihini takip eden günden itibaren sebepsiz olarak işine devam etmemiş bulunduğundan iş yasasının 17/11 maddesi uyarınca diğer işçilerle birlikte devamsızlıktan iş aktinin feshedildiği ve işverenin fesih iradesinin açıkladığı 9.3.1977 tarihinden sonra davacının 10.3.1977 günü işyerine gelerek "grevde bulunan diğer arkadaşlarının evini taşlayarak kendisini tehditle işe devam etmemesini istediklerinden 3.3.1977 tarihinden itibaren işe gelmediğinin iki günlük maaşı ile bir yıllık izin parasının ödenmesini istemesi üzerine bu ödemelerin yapıldığı savunulmuştur.
Gerçekte, işyerinde davacı ile birlikte bir kaç işçi dışında diğer bütün işçilerin 1.3.1977 gününden itibaren direnişe geçtikleri davacının birinci ve ikinci günü direnişe katılmayarak işe gelip işini gördüğünü ancak direniş yapan işçilerin baskı ve tahditleri karşısında davacının işine gelmediği davacı ve özellikle davalı savunması ve şahitlerinin sözlerinden anlaşılmaktadır.
Bu durumda haklı sebebe dayanmayan devamsızlıktan ve kanunsuz greve istekli katılmadan söz edilemez. Davacının hakkı olan ihbar ve kıdem tazminatlarının hüküm altına alınması gerekir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 2.6.1980 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davacının diğer işçilerin tehdidi ile dahi olsa işi bırakmak şeklinde oluşan kanunsuz greve (direnişe) katıldığı şahit sözlerinden anlaşılmaktadır.
Davalıyı, iradesi dışında meydana gelen böyle bir olaydan dolayı ihbar ve kıdem tazminatı ile sorumlu tutmak doğru olmaz. 1475 sayılı İş Kanunun 16/III. ve 17/III. maddelerine giren bir duruma da yoktur.
Bu nedenle ve karar yerinde yazılı diğer sebeplerle hükmün onanması gerektiği kanaatiyle çoğunluk görüşünden ayrılıyorum.