 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1980/3317
K: 1980/3425
T: 04.04.1980
DAVA : Davacı ihbar ve kıdem tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmekle dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı işyerinde uygulanan grevin kaldırılmasından sonra işyerini kapatmış bulunan davalıdan ödenmiş olan ihbar ve kıdem tazminatlarının hükmen tahsilini istemiş davalı cevabında davacının işyerine 1.6.1976 tarihinde girdiğini 31.3.1977 tarihinde işyerinde başlatılmış greve katıldığını grevin kaldırılmasını müteakip işyerinde işe başlamamış olması nedeniyle sözleşmenin haklı sebeple bozulduğunu kaldı ki grevde geçen sürenin kıdem tazminatı hesabında dikkate alınamayacağını bu süre hesap dışı bırakıldığı takdirde de bakiye sürenin bir yılı tamamlamamış olması nedeniyle davacının kıdem tazminatına müstehak olamıyacağını tazminatın hesabına esas alınacak ücretin de grevin başlatıldığı tarihteki ücret olması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiş, mahkeme grevde geçen sürelerin kıdem tazminatı hesabında değerlendirilmesi gerektiği görüşüyle istek çerçevesinde hükme varmış ve hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.
İhbar ve kıdem tazminatının hesabına esas alınacak ücretin sözleşmenin feshi tarihindeki ücret olması itibariyle bu ücretin hesaba esas alınmasında Yasaya uymayan bir yön bulunmadığından bu konudaki temyiz nedeni yerinde görülmemiştir.
Grevde geçen sürenin ihbar ve kıdem tazminatı hesabında nazara alınıp alınmıyacağı hususundaki uyuşmazlığa gelince İş Yasasının 13. maddesindeki "(İşi ... yıl ... sürmüş olan işçi") 14. madde ise "... işçinin işe başladığı tarihten itibaren hizmet akdinin devamı süresince geçen her tam yıl"..." İşçilerin işyerindeki çalıştıkları süreler"....".. hizmet akitleri süreleri .." "...işçiyi çalıştıkları süreler .." denilmiştir. Bunlar dışında grevde geçen sürelerin ihbar ve kıdem tazminatlarının hesabında gözönünde tutulacağına dair bir hükme yer verilmiş değildir.
Yasanın sözü açıksa uygulayıcı bununla bağlıdır. Ancak Yasanın sözünden çıkan anlam özünden çıkan anlamla çelişiyorsa bu takdirde özden çıkan anlamın sözden çıkan anlama tercih edilmesi temel yorum kuralıdır. Bu konuda Yasa gerekçeleriyle Yasama Meclisi belgelerinin bağlayıcı bir söze sahip olduğu da söylenemez.
Bu noktada bir yoruma giderken kıdem tazminatının hukuksal niteliğini de gözden uzak tutmamak gerekir.
Kıdem tazminatı bir iş yerinde belirli bir süre çalışmanın yasada belli edilen biçimde son bulması halinde kazanılan bir haktır.
Yasada öngörülen koşulların gerçekleşmiş bulunması halinde kıdem ve ihbar tazminatlarının hesabına etken unsurlardan biri ücret diğeri ise işçinin hizmet süresidir. Kural olarak işçi ücrete ancak yükümü olan hizmet edimini yerine getirdiği sürece hak kazanmış çalışmadan işçinin ücrete müstehak olduğu yani çalışmış sayıldığı süreler yasada birer ayrık hal olarak sınırlı biçimde tayin ve tesbit edilmişlerdir. Bu ayrık haller dışında hizmet sözleşmesi yanlarının karşılıklı edimlerini yerine getirmekten kaçınmağa hakları olduğu, başka bir ifadeyle hizmet akdi hükümlerinin askıya alındığı dönemlerde işçiye ücret ödeneceğini gösteren açık bir hükme yasada yer verilmiş değildir. Grev halinde 275 sayılı yasanın 27. maddesi hükmüne göre hizmet akdi hükümlerinin askıya alındığı bir dönemdir. Bu nedenle anılan hükümlerde yer alan "işi 6 ay sürmüş işçi" ".. hizmet akdinin devamı süresi "..". hizmet süresi" "işçiyi çalıştırdıkları süre" "işyerindeki çalıştıkları süreler" sözcükleriyle ancak tarafların karşılıklı edimlerini yerine getirmekle yükümlü oldukları süreler anlatılmak istenilmiştir.
Mahkemenin değişik bir değerlendirme ile grevde geçen süreleri ihbar ve kıdem tazminatı hesabında nazara almış olması Yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan hükmün açıklanan nedenlerle davalı işveren yararına BOZULMASINA temyiz peşin harcın isteği halinde ilgiliye iadesine 4.4.1980 gününde oybirliğiyle karar verildi.