 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
8. Ceza Dairesi
E: 1980/2122
K: 1980/2629
T: 10.04.1980
DAVA : Hürriyeti tahdit ve cezaevi idaresine karşı ayaklanmaktan sanık Abdullah'ın yapılan yargılanması sonunda; sanığın TCK'nun 180/1, 59 ve 5435 sayılı Kanun ve 304/1. maddeleri gereğince 4 yıl 2 ay ağır hapis, 10 ay hapis, 833 lira ağır para ceasıyla hükümlülüğüne, TCK'nun 31. maddesi gereğince cezası süresi kadar amme hizmetlerinden memnuniyetine dair (Niğde Ağır Ceza Mahkemesi)'nden verilen 28.11.1979 gün ve 284 esas, 343 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş ve şartı depo parası ile yerine getirilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığı'ndan tebliğname ile daireye gönderilmekle incelenip gereği düşünüldü:
KARAR : Kabule göre TCK'nun 180. maddesinde yazılı para cezasının 30 misli artırılmadan uygulanması karşı temyiz olmadığından bozma nedeni sayılmamıştır.
Yerinde görülmeyen sair itirazların reddine; Ancak:
1- 1696 sayılı Yasa ile eklenen ek 1. maddenin 2 sayılı bendine göre 3005 sayılı Yasa uyarınca görülmesi gereken TCK'nun 180. maddesine aykırılıktan açılan davanın genel hükümler gereğince bakılıp sonuçlandırılması,
2- TCK'nun 304. maddesinin ikinci fıkrası cebir ve şiddet göstererek veya tehdit ederek veya nüfuz ve müessir kuvvet sarfederek cezaevinin idaresine kısmen veya tamamen mani olunması halini bu madde uygulamasında (ayaklanma) saymıştır. Bu maddedeki suçun oluşması için gerekli sayı unsuru 1 sayılı bendin ilk fıkrasında gösterildikten sonra diğer unsurlar açıklama ve tanımlama fıkrası olan ikinci fıkrada belirlenmiştir. Cebir ve şiddet, tehdit, nüfuz ve müessir kuvvet unsurları, maddedeki suçun oluşumu için ayrı ayrı yeterli görülmektedir. (Ayaklanma), yasal düzeyde unsurları oluştuğunda (genel - özel suç) sınıflandırmasında (özel) nitelikte, başka bir anlatımla ancak ceza evindeki hükümlü ve tutuklularca işlenebilecek bir suçtur.
Yönetimce bazı hükümlülerin başka yer cezaevlerine nakillerine engel olmak amacı ile gardiyanlara cebir ve şiddet gösterip, müessir kuvvet sarfederek rehin alan sanıkların bu eylemlerini belirlenemeyen ancak üçten fazla sayıda oldukları dosya içeriğinden anlaşılan koğuş arkadaşları ile gerçekleştirdikleri ve bu eylemin TCK'nun 304. maddesine uyar nitelikte tek bir suç oluşturduğu gözetilmeden genel suç niteliğinde bulunan ve gerçekleşmesi ancak kişi özgürlüğünü ortadan kaldırmak özel kastına bağlı olan ve olayda TCK'nun 79. maddesi açısından da uygulama yeri bulunmayan TCK'nun 180. maddesi ile ayrıca ceza verilmesi,
SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş sanık Abdullah'ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı isteme aykırı olarak (BOZULMASINA), bozmanın ceza uygulaması ile ilgisi nedeniyle CMUK'nun 325. maddesi uyarınca hükmü temyiz etmeyen sanık Ömer'i kapsamasına, depo parasının geri verilmesine 10.04.1980 gününde oybirliğiyle karar verildi.