 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1980/9356
K: 1980/8634
T: 07.10.1980
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan şuf'a davasına dair kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca tetkiki süresi içinde davalı tarafından telep edilmiş olmakla; dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, şuf'alı payın iptaline davacı adına tescili isteminden ibarettir. Mahkemece istem gibi karar verilmiş ve hükmü davalı vekili tarafından temyiz olunmuştur. Davacı, Darıca'da 44 ada 2170, 2171 ve 2172 parsel sayılı taşınmazların paydaşı bulunduğunu tapu paydaşlarından İsmail'in 80/1400 payını 7.9.1979 tarihinde 225 bin lira bedelle üçüncü şahıs bulunan davalıya sattığını beyanla şufa hakkının tanınmasını ve şuf'alı payın iptali ile adına tescilini istemiştir.
Davalı ise, satın alınan yer tapuda arsa olarak görülmekte ise de gerçekte konut bulunduğunu ve Bayramoğlu Sitesi olarak tanınan yerleşme alanında bir daireye tekabül ettiğini ve büyük kentlerde kat mülkiyeti kurulmadan bu yolda satış yapıldığını ve dava konusu üç parsel üzerinde birbiriyle irtibatlı 16 konut bulunduğunu ve davacının yine pay olarak satın aldığı yere tekabül eden dairesininde kendilerinin dairesinin karşısında olduğunu bu durumu bilen davacının 1.195.196 liraya mal olan daireyi arsa payına tekabül eden 225 bin liraya satın almak istemisinin iyi niyetle bağdaşamayacağını savunmuştur.
Dosya arasında bulunan belgelere göre dava konusu parseller üzerine bina yapıldığı ve davacı ile davalının pay satın alıp vergi dairesinin cevabına nazaran üç katlı 15 daireli binanın vergisini ödeyenler arasında bulunduğu ve satılan dairenin 13 nolu daireye tekabül ettiği ve belediye başkanlığının 27.7.1972 tarihli yazısında da Bayramoğlu sahil sitesinde bulunan 16 adet yazlık evin inşaatının 27.76.1972 tarihinde bittiği, iskana müsait hale geldiği ve oturma müsaadesi hakındaki isteklerin karşılanmasında bir sakınca görülmediği bildirilmiştir.
Bu durumda davalının taşınmazların arsa payının değil bu arsa üzerine yapılan binanın bir dairesini satın alındığını kabul edilmek gerekir. Davacınında aynı şekilde edindiği bir dairede oturduğu anlaşılmaktadır. Taraflar yanını henüz bitmiş olan binada bağımsız bölüm sahibi olmak amacı ile birer daire almışlardır. Amaç herhangi bbir arsanın payını almak değil bu arsa payına isabet eden dairenin alınmasıdır. Davacının buna rağmen davalının daire edinmek kasdıyla aldığı pay için şuf'a hakkının kullanması ve çok düşük fiyatla satın alınan arsa kıymeti üzerinden para sarfedilip yüksek kıymet kazanan daireyi kanun boşluklarından yararlanarak elde etmek istemesi için niyet kuralları ile bağdaşamaz. Bu cihet nazara alınmadan şuf'a hakkın kabulü ile yazılı şeklide iptal ve tescile karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ : Hükmün açıklanan nedenle BOZÇULMASINA, dava tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık ücret tarifesi gereğince takdir olunan 300 lira mürafaa vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine 7.10.1980 tarihinde
oybirliği ile karar verildi.